Bunları bilmeden sakın üniversite tercihi yapmayın

Üniversite tercihleri için bugün son gün. Türkiye'de en fazla öğrencisi olan dördüncü kent Konya, beş üniversitesi ve 120 binden fazla öğrencisi, 6 bine yakın öğretim üyesi ile yeni öğrencilerini bekliyor. Psikolog Beyza Özpınar ise, üniversite tercihi yapacak öğrencilere önemli uyarılarda bulundu.

Güvenli ve huzurlu şehirlerin başında gelen Konya, Türkiye'de en fazla öğrencisi olan dördüncü kent konumunda bulunuyor. Konya, beş üniversitesi ve 120 binden fazla öğrencisi, 6 bine yakın öğretim üyesi ile yüksek öğretimde başı çeken illerden biri olarak biliniyor. Ulaşım rahatlığı, Kredi ve Yurtlar Kurumu ile özel yurtlarındaki yüksek kapasitesi, diğer büyükşehirlere göre hayatın daha kolay ve daha ucuz olmasıyla diğer şehirlerin önünde yer alıyor. Sürekli büyüyen bir şehir olan Konya, sanayisi, ticareti, ekonomisi, sosyal hayatı ve eğitim imkanlarıyla öğrencilerin gözdesi durumunda bulunuyor.

TERCİHLER BUGÜN SONA ERİYOR

27 Temmuz’da başlayan YKS tercihleri, bugün itibariyle son bulacak. Bu süreçte detaylı araştırma yapılması gerektiğinin vurgusunu yapan Pandomim Aile&Psikolojik Danışma Merkezi Psikoloğu Pakize Beyza Özpınar, öğrenci ve ailelerine önemli önerilerde bulundu. Özpınar, sözlerine şu şekilde başladı; “Öğrenciler, hangi üniversiteyi veya hangi bölümü seçecekleri konusunda zorlanabiliyor. Gidebilecekleri birçok yön var. Bu aşamada doğru bölüm seçmek amacıyla hangi konulara ilgi duyduklarını ve hedeflerini netleştirmeleri gerekiyor. Çünkü seçecekleri bölüm, yetişkinlik hayatlarında çok büyük bir etken rol oynuyor.”

‘DERİN BİR ARAŞTIRMA YAPMAK GEREKİYOR’

Tercih edilecek bölüm veya üniversite hakkında detaylı bir araştırma yapılması gerektiğini vurgulayan Özpınar, “İstediğimiz bölümlerin puanlarına ve sıralarına dikkat etmemiz gerekiyor. Seçtiğimiz bölümde okurken iş deneyimi kazanıp, kazanamayacağımızın değerlendirmesini yapmak gerekiyor. Yurt dışı fırsatları, öğrenciler için yapılan programlar ve projeler mutlaka araştırılmalı. Çünkü üniversite sadece derse girip, çıkacağımız bir yer değil, hayatı da öğrendiğimiz bir yerdir. Sosyal ve akademik fırsatlar sunan yerleri tercih etmek bizi bir adım öne çıkaracaktır. Derin bir araştırma yapmak gerekiyor. Yoksa kendimizi geliştirme fırsatını kaçırabiliyoruz. Net ve ince araştırmalara girilmediği zaman öğrenciler beklemedikleri kötü sürprizlerle karşılaşabiliyorlar. Hiç istemedikleri bölümlerde, hiç istemedikleri üniversitelerde, hiç istemedikleri bir hayatı yaşamak zorunda kalıyorlar.” ifadelerine yer verdi.

‘ZORLU VE MEŞAKKATLİ BİR YOL’

Tercih döneminin sıkıntılarını anlatılan kriterlere uyularak atlatılabileceğini söyleyen Özpınar, “Üniversite hayatı, kişinin kendini ifade edebileceği güzel zamanlardan bir tanesidir. Tercih süreci ise, öğrenciler için zorlu ve meşakkatli bir yoldur. Hayatımızı etkileyecek kararlar verdiğimiz bir dönemdir. Acele etmeden, sakin kalarak, güzel araştırma yaparak çok rahat atlatılabilir. Bu kriterlere dikkat ettiğimiz sürece, ilgimiz yönünde hareket ettiğimizde daha rahat geçecektir. Elbette ki en büyük etki aldığımız puan ve sıralamadan olacak. Olmadığı zaman tekrar denemekten asla çekinemememiz gerekiyor. İstediğimiz hedef doğrultusunda ilerlememiz daha doğru olandır.” diye aktardı.

‘OKULUN KONUMU OLDUKÇA ÖNEMLİ’

Tercih edilecek şehrin, okulun ve sunulan kampüs fırsatlarının araştırılması gerektiğini vurgulayan Özpınar, “Okulun konumu da önemli etkenlerden bir tanesi. Tercih edilen okul, istenmeyen bir yerde çıkınca motivasyonu da etkiliyor. Bu yüzden tercih yapacağımız okulun konumunu, şehre mesafesini, kampüs içerisindeki fırsatlarını önceden değerlendirmek gerekiyor. Şehrin ilçelerinde kampüsler oluyor. Onlara da dikkat etmek gerekiyor. Çünkü merkezde sanılan üniversite ilçede çıkınca hayal kırıklığına uğratabiliyor. Kalacağımız yer tercihinde de bireysel tercihten ziyade ailelerle birlikte bir tercih yapılması daha uygun olur.” şeklinde konuştu.

‘AİLELER TERCİHLERE DESTEK OLMALI’

Ailelerin tercihlere karşı baskı uygulamaması gerektiğini dile getiren Özpınar, “Bu konuda ailelerin tutumu oldukça önemli. Çünkü 17-18 yaşında kendi kararlarını verebilecek bireylerden bahsediyoruz. Ailelerin çocuklarını desteklemeleri gerekiyor. Aile istediği bölümü zorla yazdırmaya çalıştığı zaman her iki taraf için de zorlu günler geçiyor. Çocuklarının ayrı bir birey olduğunu bazen aileler göz ardı edebiliyorlar. Bu durum çatışmalara yol açıyor. Çatışmaların yaşanmaması için önceliğimizin çocuğumuz olması gerekiyor. Çocuğumuzun tercihlerini, yetenekli yönlerini keşfetmemiz gerekiyor. Böyle bir yol izlendiği zaman hem çocuk mutlu oluyor hem de ebeveynler huzurlu oluyor. Kendi isteklerini diretmekten ziyade, çocuklarının istekleri doğrultusunda seçenek sunularak bir eleme sistemine gidilebilir elbette.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

Konya Haberleri