Bu treni kaçırmayın…

Seyfullah Koyuncu
Sevgili okurlar, hepinize hayırlı ve sağlıklı bir hafta sonu diliyorum. Bugünkü köşemde yine tarımdan, gıdadan ve ekonomiden bahsedeceğim.
 
Dünyanın özellikle son 2-3 yılda yaşadığı temel problemlerin başında gelen salgını bir kenara bırakırsak elbette gıda krizi en önemli başlığımızdır. Bir başka deyişle, gıda ve tarım şu anda yeni dünyayı şekillendirecek en önemli iki anahtar.
 
Bağımsız bir ülke olmak için, dünya ticaretine yön vermek için, kuraklık ve kıtlığa karşı kendi kendine yetebilen bir ülke, bir kent olmak için tarımı ve tarım politikalarını çok ciddiye almamız gerektiğini her fırsatta söylüyoruz.
 
Evet, geldiğimiz noktada bir kez daha emin olduk ki, tarım ve gıda sanayisi, en az savunma sanayisi kadar stratejik. Bir kez daha gördük ki, istediğiniz kadar teknolojiniz olsun; gıdaya erişimde ve tarımsal üretimde probleminiz varsa, başarılı bir ülke mümkün değil olamıyorsunuz.
 
O yüzden ülke olarak ne yapıp edip tarıma ve gıda konusuna hakkıyla eğilmemiz şart.
 
Dört mevsimi yaşayan konumu, bereketli toprakları, çalışkan insanları, stratejik konumu, teknik alt yapısı, eğitimli insan kaynağı ve güçlü sanayisi ile ülkemizin pek çok avantajı var. Bu avantajları artık değerlendirmemiz gerekiyor. Üretmek isteyenin önünü açmamız, işini kolaylaştırmamız gerekiyor.
 
Mutlaka kısa süre içerisinde aksiyon alıp, tarımda bazı değişiklikleri ortaya koymamız gerekiyor. Çiftçiyi yeniden tarlayla barıştırmamız gerekiyor. Ayrıca çiftçimizin alın terini, stokçuların elinden kurtarıp halkın daha ucuz ve taze ürüne erişebilmesine imkan oluşturmamız gerekiyor.
 
Fakat gerekeni bir türlü yapamıyoruz…
 
Tarım Bakanımız Vahit Kirişci’nin, yeni yapılanmayla birlikte tarımda önemli değişiklikler yapmasını dört gözle bekliyorum.
 
Ama asıl beklentim Ticaret Bakanlığı’ndan. İşin büyüğü bir taraftan da Ticaret Bakanlığı’na düşüyor…
 
Açık söylemek zorundayım; herhalde şu anda ülkemizin en başarısız bakanlığıdır diye düşünüyorum…
 
Eğer Ticaret Bakanlığı, görevini hatırlayıp vatandaşa ve sahaya yaklaşmayı başarabilirse, bu işler bir nebze olsun hale yola koyulur. Hayat pahalılığı bir nebze olsun hafifler. Soyguncu kartel marketler biraz olsun yola gelir…
 
Keza Maliye Bakanlığı’nın da artık bu işi gece gündüz ciddiye alması gerekiyor. Yoksa, maliye müfettişlerinin, maliye memurlarının denetimlere gideceği yerlere belediyelerimizin zabıtalarını göndererek hiçbir şey başaramayız…
 
Daha açık ifade etmek gerekirse, AK Parti bu hasat döneminde bu treni kaçırırsa işler çok karışır…
 
O yüzden tarıma ve gıdaya acilen çözüm!
 
Hatta bence şu anda birçok büyük yatırımı bir kenara bırakıp; tarıma, tarımsal sulamaya, gıda üretimine, gıda tedariği ve lojistiğine yönelik gerekli yatırımları yapmamız gerekiyor.
 
Su sorunu olmayan bir Konya’nın üretim kapasitesini hayal edebilir musunuz?
 
Akaryakıta ve gübreye ulaşımda maliyeti düşük olan Konyalı bir çiftçinin neler neler yetiştirebileceğini hayal edemezsiniz. Bizim çalışkan insanımıza yeter ki imkan olsun. Yeter ki önü açılsın. Dağı, taşı bile eker bu ülkeyi aç açıkta bırakmaz.