Siyonist İsrail Gazze ve Lübnan’da ağır kayıplar veriyor. İsrail, stratejik açıdan ölü ve yaralılarının gerçek sayılarını vermiyor. Yayınlama gereği de duymuyor. Temel sebep, halkının galeyana gelmesini ve moral çöküntüsünü önlemektir. Ancak sahadaki gerçekler onun bu stratejisini başarılı kılmıyor. Değişik yöntemlerle bu sayılar tespit ediliyor ve yayınlanıyor.
Bilindiği gibi Netanyahu, savunma bakanı Gallant’ı görevden aldı. Gerek Gazze ve gerekse Lübnan saldırıları konusunda başbakanla arasında anlaşmazlık vardı. Gallant, İran’a yönelik saldırıdan saatler önce Netanyahu’ya bir mektup göndererek onu, savaşın anlamsız hale geldiğini ve savaşın modası geçmiş bir pusula gibi ilerlediği konusunda uyarmıştı. Netanyahu ise, hem kendi geleceğini güvence altına almak ve hem de İsrail’in genişleme politikaları bağlamında savaşı uzatmaktan yana olduğu için Gallant’ı görevden almak suretiyle ona cevap vermişti.
Katiller sürüsü İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırımı, 21. Yüzyılın en kanlı katliamlarından birisi olmuştur. Filistin halkı adeta ikinci nekbeyi yaşamaktadır. Önceki nekbeden bir farkla, önceki dönemde sağ kalanlar doğup büyüdükleri topraklardan başka yerlere sığınırken, Gazze halkı ise kendi topraklarında kalmayı tercih etti. Bu da Siyonistlerin işini zorlaştırdı. Onların her türlü insanlık dışı zorbalıklarına ve iğrenç kötülüklerine karşı Gazze halkı çelikten bir duvar gibi dikildi. Bu duruş, Siyonistlerin ümitlerini kırdı. “Yenilmez denilen Siyonist ordu” bir yıl geçmesine rağmen çuvalladı. Yenilmezlik iddiası, çöpe gitti. Netanyahu’nun savaşı uzatmasının nedenlerinden birisi de gittikçe hoşnutsuzluğu artan İsrail kamuoyunun moralini yükseltecek bir sıçrama gerçekleştirmek istemesi. İnşallah Filistin halkı onlara bu zevki de tattırmayacaktır.
Siyonist İsrail Gazze katliamında bir zafer ya da bir kahraman çıkarmak istedi. Bütün imkânsızlıklara rağmen direnişi sürdüren Filistin halkı sadece şimdiye değil, gelecek nesillere de ilham kaynağı olacak bir kahraman çıkardı. Bu bir meydan okuma idi. Öznesi de şehit Yahya Sinvar’dır. Sinvar hem Filistin ve hem de mazlum coğrafyalar için bir efsane kahramana dönüştü. Her Filistinli çocuk bu ruhla yetişecek, savaşma çağına geldiklerinde her biri bir Yahya Sinvar olacaktır. Zaman daha nice kahraman Sinvarlar çıkaracaktır. Bu gelişmeler de Siyonistlerin rüyalarını alt üst edecek, çok yakın bir zamanda Filistin rüyası gerçeğe dönüşecektir. Azim ve kararlılıkla sürdürülen ve haklı olan bir mücadele bir gün amaçlarına ulaşacaktır. Bundan da kimsenin kuşkusu olmaması lazım. Sabreden ve direnen zafere erişir.
Bugün, Gazze katliamına katılan ve oradaki psikolojiyi yaşayan binlerce Siyonist asker psikiyatri kliniklerinde tedavi görmekte, onlarcası da ya intihar etmekte ya da potansiyel olarak intiharın eşiğinde solumaktadır. Çünkü yapılan zulüm, vicdanlarda ağır hasarlar meydana getirmektedir. Gazze’de şehit edilen anaların, çocukların çığlıkları onları uykularında bile rahatsız etmektedir. İsrail basınından okuduğumuza göre Gazze’ye füze yağdıran Siyonist pilot Assaf Dagan intihar etmeden önce annesine yazdığı mektupta: “Oh rahatladım, bundan sonra benim için endişe duymayacaksınız” diye yazmış, arkasından da intihar etmişti. Nitekim Yedioth Ahronoth"un başyazısında, 7 Ekim'den bu yana öldürülen 10.500 Siyonist askerin isimlerini içeren bir liste yayınlandı. Bu gazeteden öğrendiğimize göre, arkadaşlarının korkunç bir şekilde ölümüne tanık olan birçok asker ya aklını kaçırmış ya da üzerinden atması yıllara mal olacak derin travmalar yaşamaya başlamıştı. Bunların haberleri yer yer Yahudi basınına düşmektedir. Her ne kadar yetkililer bu gerçeği gizlemeye çalışsalar da artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Ayrıca on yedi bin yedek askerden on üç bininin hizmete dönmeyi reddettikleri de bir gerçektir. Bu sebeple başka ülkelerden getirdikleri paralı askerler cepheye sürülmektedir. Onların da akıbeti aynı olacaktır.
Netice olarak, kana doymaz canavara dönüşen Siyonistler, hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklardır. Çünkü onların Gazze’deki katliamları bütün bir dünya halkları nezdinde mahkûm edilmelerine yol açtı. Gittikçe dünya, Siyonistlere dar gelmeye başladı. Aksine masum ve mazlum Filistin halkı ise dünya halkları nezdinde itibar kazandı. Gelişmeler, Siyonistlerin Filistin topraklarını haksız yere gasp etmeleri politikasını bitirecektir. Olup bitenler Filistin halkının mücadelesini dünya nezdinde büyültecek ve özgür Filistin bayrağının çok yakın bir zamanda göndere çekileceğini göstermektedir. Tarihte, haklı ve onurlu bir mücadele hep başarı ve zaferle sonuçlanmıştır. İnşallah bu savaş, Filistin’in zaferi, Siyonistlerin de hezimeti olacaktır.