Selamün Aleyküm. Artık sosyal medyayı kullanmayanımız neredeyse yok denecek kadar azaldı. Yaşlısından gencine herkesin elinde akıllı tabir edilen telefonlardan var.
Niye akıllı tabir edilen yazdım telefona çünkü artık telefonlar akıllandıkça biz beynimizi aktif şekilde kullanamaz olduk.
Beynimizi kullanmadıkça aktifleşmiyor ve bir çok şeyi hatırlamakta güçlük çekiyoruz. Daha benzeri bir çok şey yazılabilir benim asıl anlatmak ve yazmak istediğim tamamen farklı.
Bu ay Şabanı Şerif ayı. Yani Peygamber Efendimizin (Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammed )ayı ve bizler Her duamızda peygamberimize layık ümmet olabilme duasında bulunuyoruz. Bu ayda kendi iç muhasebemizi yaptığımızda peki ne kadar Salavat çektik? Bu düşünceyi de bir kenara koyuyorum çok üzücü bir olayda mesajlarımızda ya da yazılarımızda Salavatı kısaltmamız bununla alakalı yazıyı okuyunca mekruh hükmünü görünce kendi adıma çok üzüldüm.
Hepimizin sıklıkla yaptığı şey sizlerin de bu yazıyı okuyup bundan sonra Salavatı yazarken kısa tutmamanız rica ediyorum. (Yazının kaynağı: 1. İktibas: DUA s.110 İsmail ÇETİN Dilara Yayınları...)
İşte ilgimi çeken ve sizlerle de paylaşmak istediğim o yazı;
Peygamberimizin ismi anılınca S.A.V. yazmayalım Mekruhtur.
c.c,inş, sav, r.a gibi kısaltma yapmak uygun değildir.
Mirât-i kâinât kitabında diyor ki:
Cahiller ve tembeller, saygı sözlerini kısaltarak birkaç harf yazıyorlar. Bu doğru değildir. Çok sakınmalıdır.
Zikir olsun salavat olsun, Arabi nazımla güzelce telaffuz edilmesi ibadettir.
Hadis-i şerifte Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
''Kim bir yazıda Benim üzerimde salavat getirirse, ismim o kitapta devam ettiği müddetçe melekler yazana istiğfar etmekten ayrılmazlar. "
Bazı kişiler, yazılarında (S.A.V.) yazıyorlar. Bu doğru değildir. En azından sahibini bu sevaptan mahrum kılar.
Nitekim Hafız İbnu Salah rahimehullah diyor ki:
" Bazı gafil insanlar, yazı yazmak esnasında Peygamberin ismini yazarlarken cimrilik veya tembelliğe kapılarak avam talebeleri gibi sallallahu aleyhi ve sellem yerine " salalem " yazmaktadırlar. Bu doğru değildir."
Türkçemizde de telifçiler, yazarlar, bu belanın dolusuna yakalanarak (S.A.V.) yazmaktadırlar. Ne tuhaf!..
İmam Şa'rani rahimehullah diyor ki:
"Böyle yazanlar, ya cimriliğe kapılmış, mürekkep ve kağıdı kadar Peygamberi sevmemiş, ya tembelliğe yakalanmış, parmaklarının yorulmasından vazgeçmiş, dolayısıyla O Habib-i A'zam'ı sevmemiş; yahut da " Kim bir yazıda Benim üzerimde salavat getirirse, İsmim o kitapta devam ettiği müddetçe melekler yazana istiğfar etmekten ayrılmazlar." mealindeki hadis-i şeriften gafil kalmıştır...
S.A ifadesi selamun aleykümün yerini tutmayacağı ve daha ince düşünülürse İslamı tahrip olduğu gibi, s.a.v. , r.a , c.c gibi kısaltmalarla esasında dini ıstılahlarda ciddi bir tahrip söz konusudur.
Sözüyle kişi Allahü teâlâ'yı ve Peygamberini (aleyhissalatü vesselam) över!
Bazen ağzımızdan, kalemimizden öyle bir kelime çıkar ki, bizi Arşa çıkarır biz farkında olmadan; bazen de öyle bir kelime kullanırız ki, en diplere atar da bizi, yine farkında olmayız.
Gelecek hafta başka bir konuda tekrar buluşmak ümidiyle gününüz ve yeni haftanız hayırlı olsun.