Ülke olarak meseleleri tartışırken genelde elmayla armudu karıştırmaya meraklayız. Tartışmanın sonunda geriye dönüp baktığımız zaman bu noktaya nasıl geldiğimize şaşırıyoruz. Geçtiğimiz hafta Kudüs, Ayasofya ve geleneksel yılbaşı, piyango haram mıdır tartışmalarında ipin ucunu kaçırdık. Tartışma esnasında özellikle sosyal medyada kendinden geçiliyor. Gençlerin deyimiyle bu kafaya ulaşmak için ne kullanıyorlar merak ediyorum.
Amerika’nın Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesinin ardından haklı olarak tepkimizi gösterdik. Gerek sosyal mecralarda, gerekse de meydanlarda Kudüs için hiçbir şey yapamasak da en azından nutuk attık(!) Fakat bu noktada kısa sürede işin cılkı çıktı, meselenin ekseni kaydı. Amerikan’ın Kudüs hamlesine karşı Ayasofya’nın ibadete açılması için kampanyalar düzenlendi. Sosyal medya üzerinden dünyaya ayar vermeyi marifet sayan ateşli gençleri bir yere kadar anlayabilirim ama koskoca milletvekilleri bile bu topa girdi. Öncelikle sakin olun, bir nefes alın Ayasofya ile Kudüs’ü karşılaştırmak, elma-armut kıyaslamasına benzer.
Ayasofya ile Kudüs birbiriyle kıyaslanmaz, ikisinin de bizim için ayrı ayrı önemli olduğu gerçeği değişmez. Evet, Ayasofya ibadete açılmalıdır ama onun açılması için illaki Kudüs’ün İsrail başkenti olması gerekmiyor. Ya da Kudüs’ün özgürleşmesi için Ayasofya’nın müze veya kilise olarak kalması gerekmediği gibi… Bir anlık gazla mantıksız açıklamalar yapmanın bir âlemi yok. İsmail abinin deyimiyle ağzınızdan çıkanla kulağınızın duyduğu bir olsun. Bu ifadeleri kullananlar farkında olmadan Kudüs’ü Ayasofya için feda ediyorlar. İsrail ile kirli bir pazarlık yapıp “Tamam kardeşim Kudüs senin başkentin olsun sesimizi çıkarmayacağız. Diğer yandan da sende Ayasofya’nın ibadete açılması için lobi yapıp bize destek olacaksın” desek eminim İsrail lobisinin aktardığı kaynaklar sayesinde kimse bize karşı çıkmaz, batı medyasında Ayasofya’nın bizim hakkımız olduğu yönünde onlarca yorum yapılır. Dediklerim mantıksız geliyor değil mi? İşte düz mantıkla sonunu düşünmeden yorum yapılınca ortaya böyle sonuçlar çıkıyor.
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İstanbul’da yapılan olağanüstü zirvesinden en azından somut birkaç adım çıktı. Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti ilan edilmesi önemli. Tabi ki akla bu kararın alınması için illaki Amerika’nın bu adımı atması mı gerekiyordu sorusu gelmiyor değil. İnşallah en kısa sürede uygulamaya geçilir. Zirveye Suudi Arabistan ve Mısır’ın katılmaması şaşırtmadı. Onların yoldaş Maduro kadar yürekli olmadıklarını zaten biliyorduk. Bence İİT özellikle Amerika’ya karşı üye ülkelerin en kısa zamanda aralarındaki ticaretlerini kendi para birimleri üzerinden yapma kararını alması gerekiyor. Malezya, Endonezya, Pakistan, İran gibi ülkelerle kendi para birimlerimiz üzerinden ticaret yapmak hayal olmamalı. Geleceğe yönelik stratejiler geliştirmeliyiz, Ayasofya’nın ibadete açılacağı, Kudüs’ün özgürleşeceği, Hicaz bölgesinin Suudi Arabistan işgalinden kurtulacağı stratejiler. İnanın zor değil, hele bir bismillah deyip yola çıkalım gerisi gelir.
Bu haftanın en komik haberi Sözcü gazetesinden geldi. Haber şöyle; “Yılbaşı üzeri vatandaşın hayallerini yıktılar, diyanete göre piyango haram. Devletin satışa sunduğu milli piyango için diyanet kumar ve haramdır fetvası verdi.” Haberin kendisi yeterince komik bilmiyorum yorum yapmaya gerek var mı? Hani Sözcü gazetesi ve aynı zihniyettekiler her zaman Türkiye laiktir, laik kalacak diyorlar ya işte laik ülkelerde böyle mantıksızlıklar oluyor. Diyanetin piyango lehine fetva vermesi garip olurdu. Eğer ülkemizde laiklik olmasa diyanet piyango haramdır, satışı yasaklanmalıdır diyebilirdi. Sözcü tayfası işin bu yönüne bakıp mutlu olsun. Nasıl ki iç hastalıları uzmanı sigara sağlığa zararlı dediğinde doktora kızılmıyor, insan istiyorsa sağlığını riske atıp sigara içmeye devam ediyorsa, diyanette piyango konusunda benzer açıklama yapabilir. Burası laik bir ülke olduğu içinde isteyen istediği gibi günaha girebilir. Laik bir ülkede devlet vatandaşların dini ihtiyaçlarına çözüm bulduğu gibi piyango benzeri kumar çeşitleriyle, kamu bankaları üzerinden faizli krediler vererek vatandaşlarının harama bulaşma özgürlüklerine de katkı sağlar.
Yazdıklarım birbiriyle çelişkili mi geldi, sıkıntı yok. Biz çelişkilerimizle güzel olan bir ülkeyiz. Bizim kafamıza ulaşmak için her şeyi yapmaya hazır milyonlarca batılı var(!)