Ülkemizin baş belası bir konu var.
Uyuşturucu…
Türkiye’de bu sorun sürekli gündeme gelir.
Çeşitli çözüm önerileri de sunulur.
Gazetelerde uyuşturucudan dolayı kararmış hayat hikayeleri bile anlatılır.
Kullanımı önleme açısından dernekler kurulur.
Emniyet güçleri, sayısız operasyon yapar.
Sonuç ne peki?
Uyuşturucu kullanımı artarak devam ediyor?
Buna bağlı olarak sayısız hayatlar karardı.
Birçok çocuk yetim kaldı.
Aile faciaları yaşandı.
Genç kızlarımız bataklığa gömüldü.
Feryatlar azalmak bir yana daha da çoğaldı.
Bu sorun, niye bir türlü çözülemiyor?
Yoksa ciddiye mi alınmıyor?
Uyuşturucu illetinin, milli servetimizi, insan kaynağımızı sömürmesi yetmedi mi?
Kullanımında yaş aralığı giderek düşüyor.
Geleceğimiz, göz göre göre kararıyor.
Eğer ki ülkemizi seviyorsak, milletimizin geleceğini düşünüyorsak bu illete çözüm bulunmalı.
Geçmiş yıllarda önemli bir açıklama yapılmıştı.
Uyuşturucuyu topluma yayanların, terör suçu işlemiş gibi değerlendirileceği belirtilmişti.
Niye uygulanmıyor?
20 – 30 yıl sonrasını bir düşünün.
Planlarımızı, gelecek yılları düşünerek yapmalıyız.
Sağlam insan kaynağımız olmadan, barajın da yolun da bir önemi kalmıyor.
Haberlerde, uyuşturucuya bağlı olarak sürekli üzücü konular okumak-izlemek vatandaşın psikolojisini olumsuz etkiliyor.
Bir baba, uyuşturucuya ulaşmak maksadıyla çocuklarını bile katlediyor.
İllaki bu soruna çözüm bulmak isteyen samimi insanlar var.
İllaki tehlikenin farkında olan ve mücadele eden insanlar da var.
Ama her yıl bu konuda sürekli kayıp veriyoruz.
Kaybımızın telafisi çok zor.
Ama zararın neresinden dönülürse kardır.
Gençlerimizi ve çocuklarımızı bu illetten koruyalım.
Türkiye için büyük bir gelecek düşünüyorsak, bunu mutlaka yapmalıyız.