2003 yılına kadar ülkede bir ekmeği 250 bin liraya alıyorduk. Bir kilo şeker 3 milyon liraydı. Paket sigara 2 milyon...
Rakamla yazıyorum 250.000 TL, 3.0000.000 TL, 2.000.000 TL
Bugün bir evin fiyatı 3 milyon TL yani 2003 yılında bir kilo şeker parası aldığımız para birimine bugün ev alıyoruz
Malum enflasyonun hiç dur durak bilmediği bir dönemdeyiz. Herkes tedirgin, aklı karışık.
Enflasyon nereye gidecek? kredi çeksem mi? Borca girsem mi? Yatırımı nereye yapsam? Altın mı alsam döviz mi? Hepimizin aklında bu sorular. Lakin her geçen gün biriktirecek para miktarımız da eriyor ve artık sağa sola para atma durumumuz da kalmıyor.
Ben ekonomist değilim, acizane bir vatandaş gözüyle bu enflasyonun gidişatının kötü olduğunu görüyorum. Zaten her gün markete gittiğimizde bir ürünün dünkü fiyatında olmadığını hepimizi görüyoruz. Bizim gibi halkın da en çok etkilendiği durum market ve temel yaşam ihtiyaçlarımızın her gün artması…
Enflasyonun durması için Hükümetimiz bin bir türlü adımlar atıyor ve uyguluyor. Ama dünya şartları da eklendiğinde önlemler yetersiz kalıyor. Son olarak Temmuz’da asgari ücrete ikinci zam konuşuluyor. Son önlem olsa diyeceğimiz bir konu.
Geleceği az çok kestirerek söylemek gerekirse asgari ücret zammı enflasyonu düşürmeyecek. Asgari ücret 10 bin lira olsa, iki gün sonra ekmeği 15 liradan alırız, kiralar 7 bin liradan başlar, elektrik faturasına bin lira öderiz. Cebe girenle çıkan aynı olacak. Enflasyon durmazsa cebe girenden çıkan daha fazla olacak.
Vatandaşın zamlar karşısında ezilmesi, zamların önüne geçilememesi hükümeti de iyice rahatsız etti. Buna kesin çözüm bulmak istiyor. Vatandaş da alım gücünün artması için taleplerini iletmeye başladı.
Durum böyle iken hepimiz hükümete mi bakacağız?
Enflasyonun altında kalacak olan hepimiziz… Yine bu durumdan çıkmak için gereken hamleleri yapacak olan da hepimiziz…
Herkes taşın altına elini koyması gerekiyor. Üretmek, malı değerinde pazarlamak, hile yapmamak, dürüst olmak ve ülkemiz adına çalışmak, yapacağımız mücadelenin değişmez maddeleri olmalı.
Yoksa ilerleyen yıllarda 1 milyon liraya ekmek alacağız. Maaşlarımız 5 milyar lira olacak. Attığımız altı sıfır bizi yutan eleman olarak geri gelecek.
Sıfıra yutulmamak, yenilmemek için herkes devletten önce kendi üzerine düşeni yapmalı.
Sadece kuru değil, emeğimizi, geleceğimizi, çocuklarımızı korumalıyız.