Her gün yeni bir değerimizi yitiriyoruz. Koronavirüs sürecinde pek çok sevdiğimizi kaybettik. Bu illet bizi sevdiklerimizden koparmaya devam ediyor.
Ne yazık ki en çok da yaşlılarımıza veda ettik bu karanlık günlerde.
Devletimizin aldığı önlemlerin yanında bizler de evlatları olarak yaşlılarımızı bu Koronavirüs belasından korumak için olanca ihtimamı gösteriyoruz.
Ama ne yazık ki ecel bir kere geldi mi ne yapsan boş…
Son günlerde Konyamızda da pek çok değeri tek tek yitirdik. Allah hepsinin mekanını cennet etsin. Kabirleri nur olsun, mekanları cennet olsun.
Rabbimizin emri gereği insan, doğar, büyür, yaşlanır ve ölür. Yaşlanmak ve ölüm kaçınılmazdır. Ömrümüz olduğu sürece yaşlanmak her insanın başına gelecek bir hakikattir.
Allah güçsüzlere merhamet etmemizi emretmiştir. Kaliteli bir Müslüman merhametlidir. Merhametli insan ise hem çevresine saygı duyar hale gelir, hem de kendisi saygıya layık bir konuma yükselir.
Koronavirüs sürecinin başında özellikle yaşlılarla ilgili pek çok paylaşımlar yapılıyordu. Hor görülüyor, dalga geçiliyordu. Çünkü o zamanlar kimse bilmiyordu bu Koronavirüs illetinin yaşlılarımızı aramızdan alacağını. Bence şuanda o paylaşımları yapanların pek çoğu pişman olmuştur bile.
Çünkü Koronavirüs sürecinin en mağdur kesimi yaşlılar oldu. Virüsün en büyük tehdidinin onlara olmasının yanında, bir de evlere hapsoldular. Pazardan, marketten, toplu ulaşımdan hatta camilerden bile mahrum kaldılar.
Koronavirüsü bir kenara bırakırsak, bazı insanlar yaşlılığı genel anlamda hoş görmemekte, zaman zaman yaşlıları hor görmekte ve yaşlılığı kabullenememektedirler.
Oysa yaşlılık, insanın en olgun çağıdır. Temkinli kararların alındığı, daha doğru adımların atıldığı, saygı ve itibara mahzar olunduğu bir dönemdir.
İslam Dini, büyük-küçük herkesi saygıya layık görür. Yaşlı ve güçsüzlere yardım etmek Kur’an'ın bizlere önemli bir talimatıdır.
Yanında yaşlanan ana-babasına hürmet etmek, tanıdığı, tanımadığı bütün ihtiyarların hatırını sorup gönlünü almak, onların nasihatlarından faydalanmak, ihtiyacımız olmasa bile onlara danışarak gönüllerini hoş tutmak, erdemli ve onurlu bir davranıştır.
Unutmayalım ki bugünün yaşlıları, dünün gençleriydi. Bugünün gençleri de yarının yaşlıları olacaklardır. Gençliğinde büyüklere saygı duymayanlar, yaşlandıklarında küçüklerinden saygı bekleyemezler.
Yaşlılarımız da bilsinler ki ihtiyarlık hali Yüce Allah’ın takdir ettiği bir dönemdir.
Onlara gösterilen hürmet, tüm insanlığa olan hürmettir. Onlar başımızın tacıdır. Onların elleri öpülmeden bayramlarımızın bile hiçbir anlamı olmaz. Onların dualarına ömür boyu muhtacız.
Öyleyse bir kere daha buradan hatırlatıyorum, kendimizi düşünmüyorsak büyüklerimizi düşünelim. Onları koruyalım, kollayalım.
Bu yüzden de ne olursa olsun Koronavirüs önlemlerine çok fazla dikkat edelim. Onların canını korumak hepimizin üzerine düşen bir görevdir, vebaldir.
Biz eğer maskesiz, mesafesiz ve özensiz davranırsak onların hakkına gireriz. Bu bir kul hakkıdır.
Bunu unutmayalım.
Allah’a emanet olunuz.