Siyonist Terör Örgütü İsrail, Filistin topraklarında işlediği katliamları ve soykırım zulmünü artırarak devam ettiriyor. İslam ülkelerindeki cılız gösteriler lokal ticari boykotlar dışında maalesef bir hareketlilik yok. Adeta tüm dünya Müslümanları, gözlerini değil kalplerini ve vicdanlarını Filistin davasına kapatmış durumda. Diğer taraftan yıllardır, Doğu Türkistan sistematik bir zulüm ve soykırım ile karşı karşıya. Bu konuda ise tam bir sükut hali söz konusu. Ara sıra saman alevi gibi gösteriler düzenlense de kamuoyu oluşturulamıyor. Filistin konusunda Avrupa ülkeleri, Müslümanlardan daha duyarlı ve sürekli gösterilerle katliamları duyurmaya, soykırımın engellenmesi noktasında siyasilerini birşeyler yapmaya en azından basın önünde konuşmaya zorluyorlar. Yeterli mi? Elbette değil.
Ülkemiz başta olmak üzere bazı ülkelerde de İsrail Malları veya İsraile destek veren markaların malları boykot ediliyor. Bu konuda da duyarlı olanlar maalesef azınlıkta. Çoğunluğun umrunda bile değil. Hatta fiyatlar düştü diye bu fırsatı değerlendirme yoluna gidiyorlar. Boykot yetersiz olmakla beraber antisiyonist insanların elindeki en büyük kozlardan birisi. Sakızdan deterjana, çikolatadan giyim kuşama, meşrubattan dayanıklı tüketim mallarına bir çok sektörde boykot markaları paylaşılıyor. Antisiyonizm konusunda hassas olan insanlar bu markaları almamaya dikkat ediyor. Yetmez ama evet durumu söz konusu. Ama bir şey dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. Hiç kimse sigara boykotundan bahsetmiyor. Halbuki dünya tütün piyasasının tamamı Siyonistlerin tekelinde. Müslümanlar gelin fırsat bu fırsattır deyip sizi zehirleyen bu bağımlılıktan kurtulmanın yollarını deneyin. Türkiye'de bazı tarikat ve İslami oluşumların sigara içmeyi teşvik ettiğini bilmek ise büyük bir soru işareti. Kime hizmet ediyorlar?
Boykot listelerimizi gözden geçirmeden; önce hangi alanlarımızın işgal edildiğini bilmek gerekiyor. O alanları işgalden kurtarmadan da boykotun toplumun tamamı tarafından desteklenmeyeceğini ve istenilen hedefe ulaşamayacığını görmek gerekiyor. Filistin'deki katliam ve soykırım tüm bu işgallerin neticesi ve zincirin son halkası.
Diğer ülkelerle de kıyaslamak açısından önce kendi ülkemizden başlamak gerekirse; bazı siyasi partiler ve oluşumlar siyonist işgali altındadır. Soykırımı ve katliamı görmezden gelen, ülkeyi kendi içine kapatma amacı taşıyan, terörü destekleyen, uluslararası tefeci kurumlara mavi boncuk dağıtan oluşumlar zihnen, fikren, kalben ve vicdanen işgal altındadır. Bu tür oluşumlar işgalden kurtarılmalı, kurtarılamıyorsa boykot listesine eklenmelidir.
Ülkemizde zenginler kulübü olarak faaliyet gösteren, parayı ellerinde tutan, bankacılık ve montaj sanayiinin temsilcileri olan iş adamları dernekleri, siyonist işgal altındadır. Zira hem distribitörlüğünü yaptıkları ürünler, hem ürettikleri ürünlerin/hizmetlerin birçoğu İsrail'in elini güçlendirmektedir. Diğer taraftan 7 Ekim'den bu yana İsrail'le ve İsrail'i destekleyen şirketlerle ticaretlerini aralıksız hatta artırarak devam etmektedirler. Bu iş adamları derneklerinin ve tüm üyelerinin her türlü marka, ticari faaliyet ve hizmetleri de boykot edilmesi lazım.
Yine ülkemizde faaliyet gösteren pekçok dernek, dışardaki bazı dernek, şirket ve kuruluşlardan maddi destek almaktadırlar. Alman vakıflarından destek alanlardan tutun da Amerika menşe'li bazı tefeci kuruluşlardan destek alanlara kadar pekçok örneği var. Söz konusu derneklerin bazıları, sosyal medyada trollük yapıyor, etki ajanlığı yapıyor. Ülke gündemini değiştirmek için farklı provokatif açıklamalar yaparak kaos ve güvensizlik ortamı oluşturmaktadırlar. Hatta isminin önünde "Türk" ifadesi olan bazı meslek örgütlenmesi görünümümdeki dernekler, doğrudan bölücü terör örgütlerine açıktan veya örtülü lojistik destek vermektedirler. Artık sağır sultan dahi biliyor ki; dünya üzerindeki tüm terör örgütleri siyonizmin amaçlarına hizmet eden, siyonistler tarafından kontrol edilen ve MOSSAD, CIA veya MI6 ile iltisaklı yapılardır. Siyonizm zulmünden, başta Filistin olmak üzere tüm dünyayı kurtarmak istiyorsak; bu tür dernekleri, vakıfları, mesleki örgütlenmeleri ve STK'ları da boykot listesine almak gerekiyor. Bu tür derneklere kiralık yer bile verilmemeli.
Boykot edilmesi gereken en önemli sektörlerden birisi de her yönüyle medya. Siyonistlerin sesi, ağzı/dili, sözcüsü, avukatı olan yazılı ve görsel tüm medyanın boykot listesine alınması elzemdir. İsrail'in işlediği soykırımı, meşru savunma hakkı diye savunan, hastane bombalanmasını bile "hastanede Hamas konuşlanmıştı, siviller yoktu!" gibi zırvalarla savunmaya kalkan, kurucusu, sahibi, yöneticisi, idarecisi, temsilcisi siyonist olan veya siyonist olmasa bile para için siyonist kartellere el ovuşturan tüm medyanın boykot edilmesi elzem kere elzemdir. Kazançlarıyla İsrail Terör Örgütünü/Ordusunu fonlayan tüm dijital medya platformlarını da aynı şekilde boykot listesine almak lazım. Müslümanlar var mısınız? Film, dizi, maç vb. izlemek için abone olduğunuz dijital medya platformlarının aboneliklerini iptal etmeye.
Suskunluğu veya aymazlığı ile İsrail'in soykırımına destek veren, başta İslam İşbirliği Teşkilatı olmak üzere her türlü uluslararası kuruluş da aynı şekilde boykot ve protesto edilmelidir. Uluslararası kadın dernekleri, çocuk dernekleri, insan hakları dernekleri, barış dernekleri, gıda dernekleri, sağlık örgütleri, basın meslek örgütleri, uluslararası mahkemeler, yardım kuruluşları bu suskunlukları ile göstermişlerdir ki hepsi siyonizmin işgali altındadır. Ve hepsi soykırıma ortaktır.
Daha da önemlisi, bizim eğitim müfredatımız bile siyonist işgali altındadır. Filistin ve Ortadoğu coğrafyasının elimizden nasıl çıktığından bahsetmeyen; yıllardır "Araplar, Yahudilere toprak sattı." ve "Araplar bizi arkadan vurdu." "Padişahlar, düşmanlarla işbirliği yapıp devlete ve tebaaya ihanet etti!" yalanları ile Nablus Ric'atini gizleyen, yetişmekte olan nesillerimizi İngiliz ve Amerikan hayranı, ecdad ve İslam düşmanı yetiştiren, kendi tarihinden nefret eden bir jenerasyon haline getiren müfredatın da bir an önce bu işgalden kurtarılması lazım.
Burada zikrettiğimiz, kurum/kuruluş, tüzel kişilikler, platform ve programlar siyonist üst aklın kontrolünde/hizmetinde olan etkin güçleridir. Bunlarla kalıcı ve caydırıcı bir mücadele olmaz ise Filistin'den sonraki hedef Türkiye olacaktır. Unutmayalım ki; son pişmanlık fayda vermez...