İsrail’in Filistinlilere yönelik soykırımı devam ediyor. Biz sıradan insanların elinden dua edip, gücümüz yettiğince Filistinlilere yardım toplamanın dışında fazla bir şey gelmiyor. Bu aşama da İsrail başta olmak üzere, onun katliamına destek olan batılı ülkelerin ürünlerini satın almamak, boykot etmek onurlu bir davranıştır. Boykot meselesi anlık tepkiyle başlayıp, bir süre sonra unutulduğundan genel de küçümsenir, bir sonuca ulaşamayacağı sanılır. Oysa biraz kararlı olup çok değil bir ay adam gibi topyekûn bir boykota imza atabilirsek çok şey değişir. Boykot ederek kaybedeceğimiz bir şey yok. Kazanacaklarımız listesi hayli uzun sürer. Yaşanılan soykırımın karşısında tavrımızı ortaya koyup, safımızı belirleme noktasında boykot etmek atılabilecek ilk adımlar arasında olmalı.
Boykot meselesi ülkemiz de çoğu zaman küçümsenir. Çünkü biz anlık tepki vermeyi severiz. Geçmiş yıllarda ülkemizle arası bozulan Fransa, İtalya gibi ülkelerin ürünlerini söz de boykot ettik ama kısa sürede bu boykotlar unutuldu gitti. İsrail ve Amerika’nın ürünlerine boykot çağrısı ise her zaman yapılır. Filistin meselesi, o coğrafyanın diğer ülkelerinde yaşanılanlar bizim için daima öncelikli gündem olmuştur. Fakat boykot meselesini sistematik bir şekilde ele alamadığımızdan kişisel tavırlardan öteye pek gidemiyorduk. Marketten alınan kolaların yere dökülmesi gibi parodileri saymıyorum bile(!)
Bu sefer ise durum farklı. Sosyal medyanın etkisiyle boykot çağrıları, boykot edilecek ürünler, mağazalar, fast food ve kahve zincirleri net bir şekilde ortaya konuluyor. Özellikle gençler bu markalarla ilgili hazırladıkları görsellerle boykotu daha bir anlamlı hâle getiriyorlar. Boykotun sonuçlarını da yavaş yavaş görmeye başlıyoruz. Bu küresel markaların ülkemizdeki iş birlikçileri yaptıkları açıklamalarla kendilerinin İsrail’e destek olmadıklarını, Filistinlilere bilmem kaç milyon dolar yardım yapacaklarını falan açıklamaya başladı. Cirolarında önemli miktarda düşüşler oluyor. İçeriden sızdırılan bilgileri artık inkâr edemiyorlar.
Boykot meselesinde önce devletimizin kararlı durması gerekiyor. Tarım kredi marketleri bu noktada bir adım attı. Lakin bu iş sadece kola ile olacak bir şey değil. Başta İsrail ve Amerikan menşeli ürünler olmak üzere İsrail’e açıktan destek veren bütün ülkelerin ürünleri bu marketler de satılmamalı. Ülkemiz eski Türkiye değil. Artık her ürünün yerli ve millî birden fazla alternatifi var. Bu boykot vesilesi ile insanlar daha önce kullanmadıkları ürünlere daha uygun fiyatlarla ulaşmış oluyor. Devletin kararlı duruşu çok şeyi değiştirir. Bütün okulların, hastanelerin, KYK, özel yurtların kantinlerinde, askeriyede, resmi kurumların yemekhane ve lojmanları, misafirhane ve dinlenme tesislerinde bulunan marketlerde İsrail ve işbirlikçilerine yapılacak kararlı bir boykotun çok sarsıcı sonuçları olur. Bu yapılmayacak bir şey değil. Yayınlanacak birkaç genelgeye bakar…
Gençler sosyal medyada örgütlenip çok güzel işlere imza atıyorlar. Okulların, yurtların kantinlerinden çektikleri fotoğrafları ilgili bakanların, bakanlıkların resmi hesaplarını etiketleyerek İsrail destekçilerinin ürünlerini görmek istemediklerini organize bir şekilde haykırsalar çok rahat bir sonuca ulaşabiliriz. Çünkü günümüz de sosyal medya lobisi ülkemizde çok güçlü. Adli kararlar bile çoğu zaman yasalara göre değil, sosyal medyadaki tepkilere göre veriliyor daha ne olsun. Boykotla bir sonuca ulaşılmaz, o firmalar üretimlerini ülkemizde yapıyor. Binlerce insan evine ekmek götürüyor vb. söylemlerle hareket eden neme lazımcıları boş verin. Onlar her zaman sadece konuşmayı bilirler. Amerika ve İsrail’i karşılarına zaten alamazlar da bunu düşünmek bile onları tedirgin eder. Bırakın onlar kendi kendilerine konuşmaya devam etsinler. Hatta Hamas durduk yere İsrail’e saldırmasaydı bütün bunlar yaşanmayacaktı falan desinler.
Halkımız boykot meselesinde bu sefer hiç olmadığı kadar kararlı görünüyor. Bir aylık sağlam bir boykotun bile çok büyük sonuçları olur. Önemli olan devletimizin kararlılığı. Yaşanılan bu soykırımın ardından artık hiçbir şey eskisi gibi olmamalı. Kısacası hiçbir resmi kurum da İsrail ve destekçilerinin ürünlerini görmemeliyiz. Başta gençler olmak üzere vatandaş olarak devletimize gereken baskıyı yapmalıyız. Boykot edilmesi gereken ürünleri hâlâ satan kurumları sosyal medyada afişe edip, usturuplu bir şekilde rencide etmeliyiz. Söz söyleme aşamasını geçeli çok oldu, artık harekete geçmeliyiz.