Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir yandan Altılı Masa’daki liderlere mavi boncuk dağıtırken diğer yandan halka “Şöyle yapacağız, böyle edeceğiz” diye vaatlerde bulunuyor.
Tüm sorunları çözeceğini söylüyor fakat nasıl yapacağının bir açıklaması ve garantisi yok.
Kısaca seçmene “Sen oyunu ver, gerisini merak etme” diyor.
Oysa bu tür vaatler genelde dolandırıcılardan gelir ve kısa yoldan zengin olmak isteyenler aldatıldıklarını anlayıncaya kadar atı alan Üsküdar’ı geçer.
Türkiye artık Demirel’in herkese bir ev ve bir araba vaadiyle oy topladığı ülke değil.
Kılıçdaroğlu’nun geçmişinde de bir başarı yok ki referans göstersin.
Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) Genel Müdürü iken kurum batmış, malum yolla CHP Genel Başkanı koltuğuna oturduktan sonra ise sürekli seçim kaybetmiş.
Eline tutuşturulan dosyalarla parlatılması ve Deniz Baykal’ın ardından ana muhalefet partisinin başına getirilmesi de kendi başarısı değil.
Altılı Masa’da çok büyük kavga var.
Kılıçdaroğlu masadaki müttefiklerini adaylığı için ikna etmek bir yana, kendi partisine bile hâkim değil.
İmamoğlu’nun yandaşları CHP Genel Başkanı’nı aday olma fikrinden vazgeçirmek için büyük bir kampanya yürütüyorlar.
Lideri olduğu partinin önde gelen isimlerinden ve üyelerinden bir kısmı Kılıçdaroğlu’na inanmazken seçmen neden inansın?
Ayrıca CHP’nin Türk halkının gözündeki imajının nasıl olduğunu Altılı Masa’da oturan diğer liderler de biliyor.
Gelecek Partisi (GP) Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, daha geçen güne kadar “Ömrüm CHP zihniyetiyle mücadeleyle geçti” diye övünüyordu.
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal da Eylül 2012’de Yeni Asya gazetesine verdiği röportajda, “Kısa süreli CHP’li iktidarları bilen bilir. Yokluklar, kuyruklar, karaborsalar dönemidir bu dönemler. İnsanlarımızın perişan olduğu dönemlerdir. Ülkenin sanayileşmesi, modernleşmesi, kalkınması için tek kuruşluk yatırımın yapılamadığı, bir tek çivinin çakılamadığı kayıp yıllardır” demiş ve çok doğru söylemiş.
CHP’nin en büyük icraatının heykel dikmek olduğunu Türk halkı iyi bilir.
Diğer bir ifadeyle, Kılıçdaroğlu çokça heykel dikmeyi vaat etse ancak o vaadi inandırıcı olur.
CHP Genel Başkanı bir yandan helalleşmeden bahsederken ve sorunları çözmeyi vaat ederken diğer yandan sağa sola tehditler savuruyor.
Altılı Masa’nın geçenlerde açıkladığı “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” de Kılıçdaroğlu’nun vaatlerinden ve tehditlerinden farksız.
Vatandaşın yararına somut bir proje yok.
Vaatlerin çoğu ya zaten yapılmış şeyler ya da yapmaktan çok yıkmakla alakalı.
Türkiye’nin büyümesini istemeyen Batı’dan “Aferin” almayı hedefleyen, FETÖ’yü ve PKK’yı sevindirecek vaatler.
Örneğin, kanun hükmünde kararname (KHK) ile görevden uzaklaştırılanları, yani FETÖ’cülerin büyük bölümünü görevlerine iade edeceklerini söylüyorlar.
“Parti kapatmanın Meclis iznine tabi olması”, “kayyum atanmasının önüne geçilmesi” ve “yerel yönetimlere bakanlıkların taşra kuruluşunun yönetimlerinin devredilmesi” gibi maddelerle HDP’nin taleplerini yerine getirmeyi taahhüt ediyorlar.
Sadece ülke sınırları içinde değil, Irak ve Suriye’de de terör örgütlerine göz açtırmayan MİT’in başarılarından rahatsız oldukları anlaşılıyor.
Dış politika vaatleri de gayri milli.
Türkiye artık Kıbrıs’ta eşit ve egemen iki devletli çözümü savunurken Altılı Masa iki toplumlu çözümden bahsederek Rumların tezini dile getiriyor.
CHP Genel Başkanı, masa dağılmazsa ve aday olmayı başarabilirse kendisinin ve Altılı Masa’nın tüm o vaatlerine ve tehditlerine Türk halkının cevabını 14 Mayıs akşamı öğrenecek.