İstanbul Büyük Şehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği için yargılandığı davada mahkemeden 2 yıl 7 ay hapis cezası kararı çıkmasının ardından yaşananlar gerçekten ibret verici.
Bizans saraylarındaki entrikalara taş çıkartacak ayak oyunları milletin gözünün önünde gerçekleşiyor.
İmamoğlu ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kararın açıklanmasından sonra kameralar önünde yaşadıkları coşku ve sevincin herhangi bir makul izahı yok.
Normalde insanın üzülmesi gereken bir durumda sevinilmesi doğal olarak birçok soru işaretine yol açıyor.
Türkiye’de son günlerde yaşananlardan habersiz bir yabancı İmamoğlu ve Akşener ikilisinin yaptıklarına ve söylediklerine baksa İBB Başkanı’nın Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) değil İyi Parti üyesi olduğunu zanneder.
Ne hikmetse, Akşener İmamoğlu’nu CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’ndan daha çok destekliyor.
Kılıçdaroğlu İBB Başkanı’na İstanbul seçmenini kastederek “16 milyon arkanda” diyor, Akşener ise çıtayı daha da yükseltip “85 milyon arkanda” diyerek İmamoğlu’nu cumhurbaşkanlığı için adaylığını açıklamaya ve sadece İstanbul’u değil tüm Türkiye’yi yönetmeye talip olmaya teşvik ediyor.
İyi Parti Genel Başkanı İmamoğlu’na adeta “Yürü, arkandayım” diyor ama İBB Belediye Başkanı’nın aday olabilmesi için öncelikle kendi liderini, CHP Genel Başkanı’nı çiğnemesi gerek.
Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmalarına karşı olduğunu, her ikinin de İstanbul’daki ve Ankara’daki görevlerini sürdürmelerini istediğini açık ve net bir şekilde defalarca dile getirdi.
Buna rağmen Akşener’in İmamoğlu ısrarı Altılı Masa’daki müttefikinin kuyusunu kazma ve CHP’nin içini dizayn etme çabasından başka bir şey olamaz.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Kılıçdaroğlu’na çalım üzerine çalım atmak için uğraşan kişiler Altılı Masa’ya dinamit atmıştır” derken sizce haksız mı?
Kendi partisinden ve müttefiklerinden Kılıçdaroğlu’nu hedef alan bir operasyon yürütüldüğü çok açık ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saldırarak ne kadar gizlemeye çalışırlarsa çalışsınlar artık mızrak çuvala sığmıyor.
İyi Parti Genel Başkanı CHP’yi yıpratarak bölmeyi ve parçalamayı, böylece kendi partisini ana muhalefet partisi haline getirmeyi planlıyor olabilir mi?
Bu soru son günlerde ciddi olarak sorulur oldu.
Çünkü Akşener’in İmamoğlu ısrarının mantığı yok.
Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı’nın aday olmasını istemiyor.
CHP Genel Başkanı’nın vetosuna rağmen İyi Parti Genel Başkanı İmamoğlu’nun Altılı Masa’nın ortak adayı olmasını zorla dayatabilir mi?
Diğer parti genel başkanlarının Kılıçdaroğlu yerine İmamoğlu’nu tercih edecekleri de kesin değil.
Ayrıca Akşener “Kazanacak aday istiyoruz” diyor ama anketler İmamoğlu’na desteğin Kılıçdaroğlu ve Yavaş’ın çok gerisinde kaldığını, yüzde 4,5’lara kadar düştüğünü gösteriyor.
İyi Parti Genel Başkanı İBB Başkanı’nın İstanbul’daki müthiş başarısızlığını ve halk desteğinin dibe vurduğunu görmemiş olamaz.
Türkiye için hayati öneme sahip seçimlere birkaç ay kalmış.
Muhalif ittifakta ne plan var ne proje.
Aralarındaki adaylık kavgası gittikçe sertleşiyor ve Türk siyasetinin hiç de hak etmediği bir şekilde çirkinleşiyor.
Birbirlerinin kuyusunu kazıyorlar ve akla hayale gelmeyen entrikalarla istediklerini elde etmeye çalışıyorlar.
Bunlar mı ülkeyi yönetecekler, Allah aşkına?
Bunlara hiç ülke teslim edilir mi?