Terör örgütünün malumunuz üç tane mensubu Paris’te öldürüldü. Bir anda teröristler sanki kahramanmış gibi, teröristin öldürülmesi anormalmiş gibi medyada haberler verilmeye başlandı.
Medyada haberleri izliyorum, bir tane televizyon kanalı bile teröriste terörist diyemiyor, -öldürülen üç kadın- şeklinde jeneriklerinde olayı veriyorlar.
Bir zamanlar bu millet gavura gavur diyememe süreci yaşamıştı, yoksa artık teröriste de terörist mi diyemeyeceğiz?
Terörün siyasi kanadı BDP’nin mensupları o kadar çok medyada yer alıyor ki şaşırırsınız, adamlar Başbakanımız Fransa Cumhurbaşkanı’na “teröristle neden görüştün” diye sorunca rahatsız olmuşlar.
Bütün haber bültenlerinde en az 10 dakika terör örgütünün siyasi kanadının mensuplarının Başbakanımızı eleştirisini izliyoruz.
Anlamak güç, nerede ise teröristler değil de onları öldürenler suçlu hale gelecek. Yahu kim yapmışsa yapmış bu infazları, kötü mü olmuş? Üç tane terörist öldürülmüş. Bunun neresi kötü? İşte su testisi suyolunda kırılmış, umarız diğer teröristler de ya insan katletmek işinden vazgeçip adam olurlar ya da Allah hepsinin zaten zevalini versin.
Tuhaflığa tabi MHP’de dâhil oluyor. MHP terörü bitirme girişimlerine, samimi çabalara direk vatanı bölmek penceresinden bakıyor. Yahu neden Türkiye’miz vatanımız küçülsün? İçindeki farklılıkları zenginlik kabul edemeyen devletler biter, ne yapalım, insanlar ana dillerini konuşmasın mı? İlla devletin istediği isimleri mi koysunlar çocuklarına, yaşadıkları yerlere devlet zorlaması ile mi isim belirlesinler?
Zorla güzellik hangi çağda olmuş, şimdi olacak? Olmuyor işte, olmaz da… Biz büyümek istiyorsak zaten şu üniter devlet kavramını bırakmalıyız. Bunlar 1. Dünya Savaşı döneminde ve daha sonra Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarında korku ile ve bizi belirli bir kalıba sokan batının zorlaması ile oluşturulmuş sistemler.
Biz kendimizle barışığız, milletimizle barışığız, Alevi, Sünni, Şii, Hıristiyan, Yahudi, Laz, Çerkez, Türk, Kürt hepimiz bir milletiz ve herkesin farklılığı kendisine. Bırakalım bu zenginliklerle uğraşmayı, kendimizle barışalım. Düşünün Konya’nın iki ilçesi bile birbirlerinden farklı, nasıl olacakta bu farklılıkları yok edeceksin? Olur mu böyle bir şey? MHP’li yetkililer bu milletle görüşmüyor mu? Biz üniter yapıyı istemiyoruz, âdemi merkeziyeti istiyoruz, biz modern Türkiye’nin dünyanın en gelişmiş ülkesi olabileceğine inanıyoruz. Enerjimizi gidelim Fransa’nın Mali’de kardeşlerimize karşı uyguladığı katliamlarda gösterelim. Adam kafasına göre insan öldürüyor, Müslüman öldürüyor, dur diyen yok. MHP’yi neden bu konular hiç ilgilendirmiyor? Niye İmralı’ya takıldı kaldı. Ben devletime de hükümetime de güveniyorum.
Zaten terör örgütüne yönelik operasyon bitmedi ki? Nerede ise her gün terörist öldürülüyor, beli kırılıyor.
Kılıçdaroğlu Çin’e gitti, Çin Devlet Radyosuna açıklamalar yapmış, resmen adam hükümeti Çin’e şikâyet ediyor. Tekrar tekrar okudum, acaba ben mi yanlış anlıyorum diye ama tabii ki ben yanlış okumadım adam resmen, (bakın bu adam ülkemizdeki ana muhalefet partisinin lideri) Türkiye’yi şikâyet ediyor.
Nasıl olurda mazlumların yanında yer aldık diye savaş çıkacağını düşünür, varsayalım bu savaş çıktı, nasıl olurda bu kadar korkar?
Siyasette tuhaflıklar sürerken şimdi korkmaya başladım bir tuhaflıkta bu üç teröristin ülkemize getirilme sürecinde yaşanmasın?
Şimdi Türkiye’ye bu teröristler getirilecek ya, hadi bakalım, bir de kahraman gibi karşılanmasın ülkemizde? Aman ha, lütfen şehitlerimizin kemikleri sızlatılmasın, lütfen teröristlerin ülkemize kahraman gibi gelmesi engellensin. Kime anlatacağız bu konudaki rahatsızlığımızı… Aman milletin sabrıyla oynamayın, üzmeyin bu milleti…
Biz teröristlerden korkmuyoruz, onları oynatan perde arkasındaki karanlık odaklardan, kirli ellerin sahiplerinde de korkmuyoruz. Herkes bilsin. Bu millet binlerce çocuğunu şehir verdi, öyle ise neden verdik bu kadar şehidi?
Bakınız zaten terör bitecek, hükümetimiz müthiş bir şekilde operasyonlara destek veriyor, asker, polis, istihbarat koordineli bir şekilde çalışıyor ve terör zaten bitmeye başladı. Medyanın tuhaflaşmasına kanıp saçmalığa müsaade edilmesin.
Ülkemizde, anormalliklere ne zamana kadar esir olacağız, artık normalleşme vakti gelmedi mi?