Geçen haftaki yazımızda cari açık-tasarruf ilişkisi üzerinde durmuş ve tasarruflardaki azalmanın cari açığa yol açtığını, cari açık sorununu aşabilmek için tasarrufları arttırmak gerektiğini, tasarrufları arttırabilmek için de kayıt dışı altın tasarruflarının sisteme dahil edilmesinin ve Bireysel Emeklilik Sisteminin önemi üzerinde durmuştuk. Bugünlerde sıkça gündeme gelen ve düşüş eğilimi devam eden gelire oranla tasarruf oranımızın yıllar itibarı ile seyri, ülkemizde ekonomik ve sosyal kriz dönemlerinde güven ortamının kaybolması ile birlikte tasarruf eğiliminin artış gösterdiğini,
ekonomik atılım dönemlerinde ise, güvenin tesis edilmesi birlikte toplumun hem yatırım yapmaya hem de tüketmeye başlaması neticesinde tasarrufların ciddi şekilde azalmaya başladığını ortaya
koyan çok önemli bir veridir. Güven duygusunun (siyasi erke ve piyasalara) ya- tırımlarda ve tüketimde artış, tasarruflarda ise azalış oluşturması, iktisadi davranışın doğasında olan bir durumdur. Ülkemiz madem büyüme yoluna girmiş ve ciddi bir de mesafe almıştır ve hem ülke içinde hem de bütün Dünya’da göğsümüzü kabartan bir güven ortamı oluşturmuştur, o zaman büyümenin, büyümeye mukabil yatırım ve tüketimdeki artışın devam etmesi kaçınılmazdır. O halde tasarruflarımızda da azalma eğilimi devam edecek demektir. Merkez Bankası’nın elindeki araçlarla zaman zaman piyasaya müdahale ederek tüketimi frenlemesi azalışı ancak bir miktar durdurabilir. Bu geçici bir çözümdür ve yapılması gereken tasarruf artışını kurumsallaştırmaktır. Kurumsallaştırmaktan kastımız, tüketmekten vazgeç
meyen toplumun yasal bir şekilde, belirli bir sistem dahilinde, tüketmeye devam ederken farkında olma dan aynı zamanda gelirinin bir kısmını tasarruf edebilmesini sağlamaktır. Bu bağlamda Bireysel Emeklilik Sistemi, tasarruf artışını Kurumsal hale getirebilecek çok önemli bir silahtır. Ülkemizde 2001 yılından bu yana uygulanan BES sistemi geçen hafta da ifade ettiğimiz gibi tam olarak anlaşılabilmiş değil. Sistem, devletin zorunlu sosyal güvenlik sistemine göre tamamlayıcı bir sistem ve isteğe bağlı. Emekli olabilmek için 10 yıl boyunca katkı payı ödemek ve 56 yaşı doldurmak gerekiyor. Ancak katılımcı isterse 56 yaşını doldurmadan da ana para hariç sadece fon getirisinden belirli oranda kesinti yapılmak Koşulu ile sistemden ayrılabilir. Emekli olduğunda tüm birikimlerini ister ikramiye gibi toplu olarak çekebilir isterse de belirlediği bir rakamı ömür boyu maaş olarak alabilir. Devletin yılbaşından itibaren BES katılımcılarına yıllık brüt asgari ücreti aşmamak kaydı ile %25 destek ödemesi yapacak olması da sistemi katılımcılar açısından cazip kılmakta. Devlet, katılımcı ve firmalar açısından faydalarına
gelince;
-Sermaye piyasalarına uzun vadeli fon temin etmesi
ve tasarrufları arttırması,
-Uzun vadeli fon temin etmesi nedeni ile cari açığın
Finansmanına katkıda bulunması
-Yabancı sermayeye ihtiyacın azalması nedeni ile dev-
leti faiz yükünden kurtarması,
-İstihdamı arttırması,
-Firmalar açısından personel bağlılığı oluşturarak fir-
maların kurumsallaşmasına katkı sağlaması,
-Katılımcılara güvenilir, uzun vadeli yatırım imkanı
sağlaması ve yaşlılık dönemlerinde zorunlu sosyal
güvenlik sisteminin sağladığı emekliliğe ilave olarak
bir ekstra Emeklilik imkanı sağlaması
gibi iktisadi ve sosyal son derece önemli faydaları söz konusu. Sistemle ilgili birçok eleştiri yapılıyor olsa da yukarıda ifade ettiğimiz faydaları dikkate aldığımızda mevcut hali ile bile ekonomik geleceğimiz açısından ne kadar önemli olduğu açıkça ortadadır.