BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ (BES) TASARRUFLARI BES’LER Mİ?

Atanur Pala

Geçen haftaki yazımızda cari açık-tasarruf ilişkisi üzerinde durmuş ve tasarruflardaki azalmanın cari açığa yol açtığını, cari açık sorununu aşabilmek için tasarrufları arttırmak gerektiğini, tasarrufları  arttırabilmek için de kayıt dışı altın  tasarruflarının  sisteme dahil   edilmesinin ve Bireysel Emeklilik Sisteminin önemi üzerinde durmuştuk. Bugünlerde sıkça gündeme gelen ve düşüş eğilimi devam eden gelire oranla tasarruf oranımızın yıllar itibarı ile seyri, ülkemizde ekonomik ve sosyal kriz dönemlerinde  güven ortamının  kaybolması ile   birlikte tasarruf eğiliminin artış  gösterdiğini,

ekonomik atılım dönemlerinde ise, güvenin tesis edilmesi birlikte toplumun hem yatırım yapmaya hem de tüketmeye başlaması neticesinde tasarrufların ciddi şekilde azalmaya başladığını ortaya

koyan çok önemli bir veridir. Güven duygusunun (siyasi erke ve piyasalara) ya- tırımlarda ve tüketimde artış,    tasarruflarda ise azalış oluşturması, iktisadi davranışın doğasında olan bir durumdur.  Ülkemiz madem büyüme yoluna girmiş ve ciddi bir de mesafe almıştır ve hem ülke   içinde hem de bütün  Dünya’da  göğsümüzü kabartan bir güven ortamı oluşturmuştur, o zaman büyümenin, büyümeye mukabil yatırım ve tüketimdeki artışın devam etmesi kaçınılmazdır. O halde tasarruflarımızda da azalma eğilimi devam edecek demektir. Merkez Bankası’nın elindeki araçlarla zaman zaman piyasaya müdahale ederek tüketimi frenlemesi azalışı ancak bir miktar durdurabilir. Bu geçici bir çözümdür ve yapılması gereken tasarruf artışını kurumsallaştırmaktır. Kurumsallaştırmaktan kastımız, tüketmekten vazgeç

meyen toplumun  yasal bir şekilde, belirli bir  sistem dahilinde, tüketmeye devam ederken farkında olma dan aynı zamanda gelirinin bir kısmını tasarruf edebilmesini sağlamaktır. Bu bağlamda Bireysel Emeklilik Sistemi, tasarruf artışını Kurumsal hale getirebilecek çok önemli bir silahtır. Ülkemizde 2001 yılından bu yana  uygulanan BES sistemi  geçen  hafta da ifade ettiğimiz gibi tam  olarak anlaşılabilmiş değil. Sistem, devletin zorunlu sosyal güvenlik sistemine göre tamamlayıcı bir sistem ve isteğe bağlı. Emekli olabilmek için 10 yıl boyunca katkı payı ödemek ve 56 yaşı doldurmak gerekiyor. Ancak katılımcı isterse 56 yaşını  doldurmadan da ana para hariç  sadece fon  getirisinden   belirli oranda kesinti   yapılmak  Koşulu ile sistemden ayrılabilir. Emekli olduğunda tüm birikimlerini  ister ikramiye   gibi toplu olarak çekebilir   isterse de  belirlediği   bir rakamı  ömür boyu maaş olarak alabilir.  Devletin  yılbaşından itibaren BES   katılımcılarına yıllık brüt asgari ücreti aşmamak kaydı ile %25 destek ödemesi yapacak olması da sistemi katılımcılar açısından cazip kılmakta. Devlet, katılımcı ve firmalar açısından faydalarına

gelince;

-Sermaye piyasalarına uzun vadeli fon temin etmesi

 ve tasarrufları arttırması,

-Uzun vadeli fon temin etmesi nedeni ile cari açığın

 Finansmanına katkıda bulunması

-Yabancı sermayeye ihtiyacın azalması nedeni ile dev-

 leti faiz yükünden kurtarması,

-İstihdamı arttırması,

-Firmalar açısından personel bağlılığı oluşturarak fir-

 maların kurumsallaşmasına katkı sağlaması,

-Katılımcılara güvenilir, uzun vadeli yatırım imkanı

 sağlaması ve yaşlılık dönemlerinde  zorunlu sosyal

 güvenlik sisteminin sağladığı emekliliğe ilave olarak 

 bir ekstra Emeklilik imkanı sağlaması

gibi iktisadi ve sosyal son derece önemli faydaları söz konusu. Sistemle ilgili birçok eleştiri yapılıyor olsa da yukarıda ifade ettiğimiz faydaları dikkate aldığımızda mevcut hali ile bile ekonomik geleceğimiz açısından ne kadar önemli olduğu açıkça ortadadır.