Bizler habercilik görevimizi yerine getirmek için çalışan basın mensuplarıyız. İşimiz kamuoyunu bilgilendirmek, gelişmelerden haberdar etmektir. Bunu yaparken de çeşitli sıkıntılara katlanırız ve sesimiz çıkmaz..
Geçen günlerde gelen davet üzerine Denetimli Serbestlik Takip Projesi’nin tanıtım toplantısına katılmak için Konya Adalet Sarayı’nda idik. İstanbul Adliyesi'ne sahte avukat kimliğini göstererek aranmadan giren 2 teröristin Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesi ve Konya’da yaşanan cüzdanında taşıdığı bıçakla adliye binasının 3. katında bulunan 18. Asliye Ceza Mahkemesi salonu önünde tartıştığı kayınpederini boğazından bıçaklayan gencin ardından işi biraz daha sıkı tutmaya başlamışlar.
Bozuk paradan şarj aletine, fotoğraf makinesinden yüzüğüme kadar hatta kemerime kadar çıkardılar.. Bir an için soyunacağız diye de korkmadım değil.. güvenlik önlemlerinin artırılması gayet normal.. Ona sözümüz yok.. ben alıştım artık. Daha önce de yaşadım.. teröristlerin, canilerin cebinde bıçakla, sahte kimlikle girdikleri adliyeye ben işim için bile girerken baştan aşağı arandım..
Fakat yetkililerin atladıkları bir şey var.. Ben oraya gelen davet üzerine Gazeteci kimliğimle geldim.. misafirim bir nebze.. İnsan misafirine terörist muamelesi yapar mı? Normal vatandaş olarak geldiğimde aramalara sözüm yok...
Ama bir şey daha dikkatimi çekti. Biz orada kemerle uğraşırken avukat beyin bir tanesi kimlik göstermeden giriş kartıyla içeri girdi.. Aklıma şu soru geldi. Savcıyı şehit eden teröristlerde bu şekilde içeriye girmemiş miydi? Avukatlar kimlik göstermeden içeri girerken ben kimliğimi gösterdiğim halde bi soyunmadığım kalıyor.. Ayrıca eğer avukatlar aranmıyorsa, gazetecilere terörist muamelesi yapmanın ne anlamı var… İnsanların savunma hakkı olduğu kadar, haber alma hakkı olduğunu da tekrar hatırlatmak isterim.. Avukat kimliği olanlar aranmıyorsa o zaman Gazeteci kimliği olanlarda aranmasın..
İstediğim fazla bir şey değil, kendime de değil, mesleğime saygı bekliyorum. Ben artık adliyeye veya başka bir yere görevim icabı gittiğimde terörist muamelesi görmek istemiyorum.. Yetkilileri bu konuda biraz daha duyarlı olmaya çağırıyorum..
Kimse beni sevmek zorunda değil, benden nefret edin, bana saygı da duymayın. Ben sadece yerine getirmeye çalıştığım görevime saygı bekliyorum ve bu da benim en doğal hakkımdır diye düşünüyorum..