Başbakan Ahmet Davutoğlu memleketi Konya’ya yine müjdelerle geldi. Konya’ya olan sevgisini her platformda dile getiren Başbakan Davutoğlu yine Konya’yı yere göğe sığdıramadı.
1 Kasım seçimlerinde yüzde 49.5 gibi tarihi bir oyla iktidara gelen Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığıyla birlikte Konya adeta “Altın Çağını” yaşamaya başladı. Bunun son örneği de Başbakan Davutoğlu’nun hizmete açtığı toplam değeri 1 milyar TL’nin üzerinde olan 42 tesis oldu.
KTO, KSO, KTB, SGK ve Konya Vergi Dairesi'nin ortaklaşa düzenlediği programla 2015 Ekonomi Ödülleri sahiplerini buldu. Firmalar ödüllerini Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun elinden aldılar. Ertesi günde Davutoğlu, Konya Ticaret Borsası'nda düzenlenen Borsa İstanbul-Borsa Konya İşbirliği İmza ve Gong törenine katıldı. Tabiri caizse Başbakan bir dakika bile boş durmadan Konya’dan ayrıldı.
Yaptığı hizmetler için Başbakanımıza teşekkür ediyoruz.
Fakat benim değinmek istediğim başka konular var.
Yapılan hizmetler ne kadar iyiyse organizasyonlar da o kadar kötüydü.
Türkiye terör noktasında zor günler geçiriyor. Yüksek güvenlik tedbirlerinin alınması gayet normal. Ama bu sefer gerçekten abartıldığını düşünüyorum.
İnsanları sıkboğaz edip onların size karşı olan sevgisini bitirmeyin.
Biz onlara saygı duyduk sesimizi çıkarmadık. Ama sesimiz çıkmadıkça olayı daha da abarttılar ve bunun devam edeceğini de düşünmeden geçemiyorum.
Biz her zaman ki gibi çantamızın didik didik aranmasını umarken bir görevli yanında köpekle birlikte geldi. Bize dedi ki çantalarınızı makinelerinizi köpek arayacak. Bir bu kalmıştı. Bunu da yaptılar.
Bunun mantığını anlamak mümkün değil. Ve kimsede bana köpeğin çantaları yalamasını salyalarını akıtarak orada su şişelerine, makinelere dokunmasını anlatamaz.
Orada ‘buranın ağası biziz’ tarzındaki görevli davranışları biz görevini yerine getirmeye çalışan basın mensupları tarafından hiç hoş karşılanmadı.
Dahası oradan sonra içeri girdiğimizde yine soyunmadığımız kaldı. O X-ray cihazlarını ne diye oraya koyuyorlar bir türlü anlamış değilim.
Hadi güvenmiyorsunuz en azından yerel basını tanıyan Valilik olur, Polis olur, hatta gerekirse bize basın kartlarını veren BYEGM olur oraya birilerini koyarsanız belki bize terörist muamelesi yapılmazdı.
Açılışlardan sonra akşamda Ekonomi Ödüllerinin verileceği programa katıldık. Kapıda yine aynı şeyler. Bu seferde çanta açıldı. Sorgulama başladı. Bu ne, ne işe yarıyor, kimliğini ver, bu fotoğraf sana benzemiyor. Daha neler neler...
Sanki koruma değil makinenin alıcısı mübarek.
Ayrıca programa katılımcı sayısı belli, geleceklerin listesi belli, salona listede ismi olmayan alınmıyor ama gel gelelim sabahtan akşama kadar Başbakanı takip eden basın yine oturacak bir yer, içecek bir kap çorba bulamıyor.
Basına ayrılan masalar dahi birileri tarafından doldurulmuş.
Bu organizasyonu yapanları da tebrik ediyoruz.
Ardından ertesi gün KTB’deki programa katılmak için gittiğimizde birbirinden habersiz, kimin nereden nasıl girip giremeyeceğini bilmeyen görevlilerle karşılaştık. Aşağı mı, yukarı mı derken dediler ki kamera ve fotoğraf makinesi almıyoruz. İçeri salona giremiyor ama girişte bekleyip çay, kahve içebilirmişiz. Allah razı olsun hepinizden…
Yani hem davet edip hem de içeri almamak ve bunu da oraya geldiğimizde öğrenmek kötü oldu.
Biz sadece görevimizi yapmak istiyoruz. Destek olmuyorsunuz bari engel olmayın!