İslam coğrafyaları kan, zulüm, esaret altında, her gün yüzlercesi katlediliyor! Hal böyleyken peki, ne olacak bizim bu halimiz? Hala birlik olmayacak mıyız?
Halbuki Allah-u Zülcelâl bizim birlik olmamızı emreder.
Müminler ümmet oldukları için bir aradadırlar.
Camide bir safta omuz omuza vermeleri, tüm dünyadaki Müslümanların namaz kılarken tek bir yöne Kâbe’ye yönelmeleri, zekâtlarını ihtiyaç sahibi müminlere takdim etmeleri, Kâbe’nin etrafında tavafa koşmaları, yılın aynı günlerinde oruç tutmaları, tüm dünyada aynı ezanı okumaları, aynı amentüye inanmaları, hep ümmet oldukları için değil midir?
Biz biliriz ki Müslümanların bölgesinde inleyen müminlerin derdine derman olmak için seferber olmaları, onlar için gözyaşı dökmeleri ve her bir müminin derdini, kendi dertleri edinmeleri onlardaki ümmet bilincindendir.
Rabbim onları kardeş kılmıştır. Kardeşliğin esası ise müminin diğer mümin kardeşine sahip çıkmasıdır.
Peygamber Efendimiz “Müminler bir vücudun organları gibidirler. Hangisi bir acı duysa diğer organlar da bunu hisseder buyurmamış mıdır?
Bunun için de önce Sahabe-i Kiram gibi iman etmeliyiz.
Temel esaslarda birlik olmalıyız.
Allah Rasulü’nün hayatta olmasına rağmen, Ashab-ı Kiramın da aralarında farklı anlayışlar olurdu. Kıblesi bir, kitabı bir, peygamberi bir ve aynı Allah’a ibadet eden bir ümmettiler.
O halde madem sahabeler birer yıldızdırlar, o zaman uhuvvetimizin yeniden hayat bulması için Resulüllah’ın Ehl-i Beytini ve her biri birer yıldız gibi olan sahabelerinin yolunu takip etmeliyiz canlar
Kalın efendim sağlıcakla ….Cumanız mübarek olsun.