Toplumumuzda engelli bireylerimiz var, bilmem farkında mısınız?
Kendisini okumuş olduğu için diplomasına istinaden bilgili sanıp zekası ve algısına güvenen, yürüyüp koşabildiği için asla yürüme bozukluğu yaşamayacağını düşünen ve dolayısıyla tekerlekli sandalye rampasına ihtiyaç duymayan, yemek yiyebildiği, su içebildiği için, gülüp oynayıp, rahat konuşabildiği ve kulakları duyduğu için asla bir daha işitemeyeceği, göremeyeceği, dilinin olmayacağını bile bir gün bile, bir an olsun hiç aklına getirmeyen engelli insanlarımız var.
Yani sizler… Asıl engelli sizlersiniz, farkında mısınız? Laf arasında, topluma karşı herkes şunu der "hepimiz engelli adayıyız". Peki, madem öyle neden elini, kolunu, gözlerini, dilini, bacaklarını, kaslarını, iç organlarını, ayaklarını, kulaklarını, boynunu, beynini, zihnini kullanamayan ya da kullanırken sıkıntılar yaşayan, hayat mücadelesi veren insanlarımızın hayatlarını kolaylaştırmaya çalışmıyorsunuz?
Neden o zaman, işlevsel bozukluk yaşayan bizlere karşı daha sabırlı ve duyarlı değilsiniz?
Neden yollarda rampalar yok?
Neden Engelli Park yerlerine aracınızı park ediyorsunuz?
Neden dış görünüşüne göre yargılıyorsunuz? Neden fiziksel duruşuna göre, görünmeyen iç organlarında kronik hastalıkları olan bir engelli vatandaşımızı, engelli olarak görmüyor ve kamu kurum ve kuruluşlarında gerekli saygıyı göstermiyorsunuz?
Neden engellilerin haklarını iyice tanıtmıyor ve kimselere öğretmiyorsunuz? Neden hastanelerde her branşta polikliniklerde öncelik hakları yok?
Neden apartman girişlerimizde ve yapılan apartman ve dairelerde engellilerin rahatça kullanabileceği avantajlara sahip apartmanlar, siteler ve daireler yok?
Atıl durumdaki engelli asansörleri, neden amacına uygun kullanılamamakta?
Bu sorunlar, sadece tekerlekli sandalye kullanan yürüme güçlüğü çeken insanlarımızın sorunu değil. Bebek arabası kullanmak zorunda olan insanlarımız için de çok büyük sorun. Özellikle kadınlarımızı ve engellilerimizi evlere tıkadığımızın farkında mıyız?
Neden mi böyle oluyor? Çok basit.
Emeksiz yemek isteyenler, mücadele etmeyenler, hobileri, uğraşları olmayanlar, kendisi gibi olmayanı dışlayan, yeni fikirlere ve eleştirilere açık olmayanlar, değişime ayak uyduramayan, görmeyen çünkü bakmayan, duymayan çünkü duyarsızlaşmış, yardımlaşmayan, acımayan çünkü vicdansızlaşmış, gözünü para, mevki-makam hırsı bürümüş kıskanç insanlardır asıl engelli olanlar..
Fiziksel, zihinsel, nörolojik, işitsel, görme yoksunluğu ya da kronik hastalıklar değildir engellilik!
Keşke "Engelli " dediğimiz kişilerin gözünden görebilseydik kendimizi. Önyargılarınızdan kurtulun. Empati kurun. Eşit olduğumuzu kabul edin. Aynı vatandaşlık haklarına sahibiz. Sadece onlar biraz daha fazla efor sarfediyorlar o kadar.