1 Kasım 2015’de genel seçimler yapılacak. Seçilen milletvekilleri mecliste “ant” içecekler. Efkar-ı umumide her ne kadar “yemin edecekler” şeklinde ifade edilse de “resmi” ifade “ant” şeklindedir. Resmi söylem ile halkın temsil edildiği kamuoyu arasında ifade tarzı 1927 yılındaki ifade-i meram ile “paraleldir”….
Nitekim 1927 yılında yapılan genel “seçimlerden” sonra 1 Kasım’da meclis açılmış ve milletvekilleri şöyle yemin etmişlerdi;
“Vatan ve milletin saadet ve selametine ve milletin bilâ kayd-ı şart hakimiyetine mugayir bir gaye takip etmeyeceğime ve cumhuriyet esaslarına sadakatten ayrılmayacağıma vallahi”….
Yemin tarzı “Vallahi”…
Şimdi halkımız böyle yemin etmeye devam ediyor…
Devletin tanımı neydi?
Devlet, halkın hükmî şahsiyetidir yani tüzel kişiliğidir. Başka bir ifadeyle halk asıldır devlet vekil konumdadır.
Yani, halk varsa devlet de vardır.
Şeyh Edebali ne demişti;
“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”.
Halk, asıl olduğuna göre her şey aslına rücu eder..
Er veya geç….
İrade-i milliye esastır.
1 Kasım’da genel seçim var. Bazı çevrelerde “panik” var.
Acaba halkın aslına rücu etmesinden mi korkuluyor?
Korkunun ecele faydası olduğu şimdiye kadar görülmemiştir.
Ama;
Ecelinin korkuyu bertaraf ettiğine insanlık tarihi şahittir.