14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek olan 28. Dönem Milletvekili seçimleri için aday adaylığı başvuruları devam ediyor. Başta AK Parti olmak üzere siyasi partilerde aday adayı listelerindeki yoğunluk dikkat çekiyor. Şu ana kadar AK Parti’den Konya’da aday adaylığı başvurusu yapanların sayısı neredeyse 100’e ulaştı.
Resmi başvuru yapanlar olduğu gibi bir de kulislerde konuşulan isimler var!
Bazı dikkat çekici isimlerin yanında, sırf kendi piarını yapmak amacıyla aday adaylık başvurusunda bulunanlar, her seçim döneminde olduğu gibi bu seçim döneminde de hayli fazla.
Aslında aday adaylığı sürecinde de sırf bu sebeple bile kriterler olması gerektiğini düşünüyorum.
Alengirli işlere giren, kendini yeniden hatırlatmak isteyen ya da çözülemeyen bir işini daha kolay çözmek için aday adaylığını meşruiyet zemini olarak kullanan pek çok isim mevcut.
AK Parti’nin bu süreçte çok dikkatli olması gerekiyor.
Tabi bu konuda bu saatten sonra yapılabilecek çok fazla bir şey olmadığını da bilmemiz lazım. Bu temennim bundan sonraki seçim süreçleri için geçerli.
Fakat şu anda yapılabilmesi mümkün olan başka bir konu var.
O da ismi aday adayları arasında olmayıp, aslında Konya’yı en iyi şekilde temsil edebilecek, milletvekili olmayı hak edecek isimlerle ilgili atılması gereken adım.
Millet tarafından sevilen, sokakta karşılığı olan, hassasiyeti üst seviyede olan, çalışkanlığı ile bilinen, kısacası milletvekilliğini kamuoyu nezdinde rahtça hak eden pek çok isim aday adayı olmaktan kaçınıyor.
Bunun sebebi açık.
Durup dururken ismim yıpranmasın, nasıl olsa bize sıra gelmez, bizi listenin kıyısına köşesine bile almazlar, yine hep aynı isimlerle liste oluşturacaklar diye düşünüp, reddedilmektense hiç aday olmamak yolunu tercih edenlerin sayısı hayli fazla.
AK Parti’nin buna mutlaka bir çözüm bulması gerekiyor.
Milletvekilliği listesine girmeyi hak edip aday adaylığı başvurusu yapmayanlara gerekirse teşkilatların teklif götürmesi gerekiyor.
Evet, AK Parti bir iktidar partisi, bunu yapması doğru görünmeyebilir ama AK Parti siyasetinin geleceği için bu şart.
Teşkilatların dışında bırakılan, AK Parti için bağımsız çalışan, sokakta karşılığı olduğu bilinen ve milletin gönlünde yeri olan bu isimlere bir şekilde ulaşılmalıdır.
Yoksa partiyi küçülten, milleti küstüren isimlerde ısrar etmenin sağlayacağı hiçbir fayda yoktur.
Son yazımda da zaten bu konudan bahsetmiştim.
Gönle dokunmaktan uzak insanların hatta ve hatta zamanında çok gönüller yıkmış olan eski isimlerin yeniden gündeme getirilmesi zarardan başka bir şey vermez.
AK Parti’nin özellikle bu dönem ilmek ilmek ‘Gönül Siyaseti’ yaklaşımını işlemesi lazım.
Biz yeni yüz derken, gerçekten yeni yüzler diyoruz! başlıklı yazımdan sonra aldığım geri dönüşler de benim bu söylediklerimin tasdiki gibi oldu.
AK Parti’ye küskün olan ama Cumhurbaşkanı Erdoğan sevgisi baki olan pek çok insan bu eleştirilerimi olumlu karşıladı.