Bu günlerde ülkemizin gündemi yoğun olarak Silahlı kuvvetlerimizin PKK ve DAEŞ e karşı yürüttüğü mücadele ve Hükümet kurma çalışmalarının devam ettiği koasliyon görüşmeleri ile hızlı bir seyir takip etmektedir.
Siyasi liderlerin bir araya geldiği geçtiğimiz pazartesi günü PKK nın birçok ilde ve İstanbul’da eşzamanlı saldırılarını yapması aklımıza acaba Akparti ile CHP yi koalisyona mecbur kılmak mı istiyor sorusunu getirdi. Terör örgütü, Chp ile koalisyon kuracak olan bir Akparti kan kaybeder mantığında mıdır acaba? Şüphesiz çok manidar olan PKK nın Ordumuza yaptığı çağrıdır.Çünkü psikolojisinin bozuk olduğu aşikar ama neyi amaçlıyor sorusunu yanıtlamak gerekir. Bütün bu sorular çok önemli ama PKK nın mücadele ettiği Askere çağrısı düşmanının Akparti olduğunu ilan etmesi bence çok önemli .Eskiden düşmanın senin tabirinle TC değimliydi, Askere , Polise veya Ambulansa kurşun sıkıyorsun. Siyasi arenada zaten temsilcin gibi hareket eden bir siyasi parti Meclise girmişken ve sürekli Türkiye’yi Avrupa parlamentosuna ve Birleşmiş Milletlere şikayet ederek seni dünya da sürekli özgürlük mücadelesi veren bir grub olarak bahsederek siyasallaştırırken niye silaha sarılıyor ve vatan evlatlarını şehit ediyorsun.
Bunu Barış söylemleri ile PKK’nın savunuculuğunu yapan siyasi parti güney doğuda Kürt vatandaşlarımızdan aldığı desteği kaybetmeye başlaması ile Batı illerinden verilen emanet oylara sahip çıkarak aramıza fitne sokması olarak yorumlamak gerekir. Seçimden sonra görülen manzara demek ki birilerini rahatsız etti ve olası erken seçime hazırlık olarak yorumlamak gerekir.Bunu şöyle açıklamak isterim:
Urfa’nın Suruç ilçesindeki canlı bomba saldırısı ve bir gün sonra Ceylanpınar’da polislerimiz uyurken yapılan hain saldırılar ile başlayan süreçte devletimiz terör grublarına karşı yürüttüğü silahlı mücadele sonucu, her gün şehit haberleriyle ülkemizin hemen hemen her bölgesinden bir ocağa ateş düşmesi yürekleri dağlıyor. Bir bakıyorsunuz Siirt’in Şirvan ilçe nüfusuna kayıtlı jandarma Er Mahsur Cengiz’in , Konya Cihanbeyli ilçesinden Emniyet büro Müdürü Beyazıt Çeken, Adıyaman Kahta ilçesi İkizce köyünden Medet mat, Manisa’dan İsmail Yavuz,Ankara Güdül’den Şahin Polat Aydın'ın Şehadet haberleri ile bir kez daha üzüldük. Adıyaman Kahta’dan Şehit Jandarma Er Medet Mat'ın ailesi 'bu savaş Türk-Kürt savaşı değil, Müslümanlar ile kafirlerin savaşıdır' derken bin yıllık kardeşliğin bozulmayacağının en önemli kanıtıdır ve Kaostan medet uman gizli güçler halklar arasında uyuşmazlık ve ayrımcılık oluşturmak için istedikleri oyunları oynasınlar başarıya ulaşamayacaklarının bir göstergesi olarak görüyoruz.
Şehadet mertebesine ulaşanların etnik kimliği yani Türk veya Kürt olması değil hepsinin ortak özelliği bu vatan için canlarını feda edip şehit olmaları aklımıza Birinci Dünya savaşı ve Kurtuluş savaşını veren ecdadımızı getirdi. Bu millet Çanakkale’de Sarıkamış’ta veya Trablusgarp’da vatan savunmasını yaparken yanındakinin etnik kimliğine bakmadan omuz omuza mücadele verenler arasında Konya’dan Trabzon’dan Batman’dan veya Diyarbakır’dan gelen bu vatan evlatları canlarını vermiş ve vermeye devam etmektedir. İşte bu manzara birilerini rahatsız etti.
Saygılarımla.