Türkiye genelinde 2003-2022 yılları arasında 3 milyar 946 milyon ders kitabı öğrencilere ücretsiz olarak dağıtıldı. Bu gelenek bu yıl da devam etti. Öğrenciler, okulun ilk günü sıralarında ders kitaplarıyla karşılandı.
Milli Eğitim Bakanlığının 2023-2024 eğitim öğretim yılında öğrencilere ücretsiz verilmek üzere hazırladığı yaklaşık 192 milyon yardımcı kaynak ve ücretsiz ders kitabı öğrencilerin kullanımına sunuldu.
Bu yıl okul öncesi için 3, ilköğretim için 126, ortaöğretim için 292, özel eğitim için 97 ve mesleki eğitim için 648 olmak üzere toplam 1166 farklı kitap hazırlandı.
Dünyada başka bir örneği olmayan bu uygulama, sosyal devlet anlayışının Türkiye’deki ilk ve en güzel örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor.
Ancak her yıl olduğu gibi bu yıl da bu konuda bazı eleştirilerim ve önerilerim olacak.
Maalesef Milli Eğitim Bakanlığı’nın sağladığı bu hizmet, hayal edileni bir türlü veremedi.
Öğretmenler kitapların yetersizliğinden yakınırken, veliler ise öğretmenlerin ek kaynak kitap istemesinden yakınıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın geçen yıl başlattığı ek kaynak kitap desteğinin de yetersiz olması işin diğer vahim boyutu.
Öğretmen; “kitaplar yetersiz, kaynak kitap alalım” diyor.
Milli Eğitim; “alın size kaynak kitap” diyor.
Ama öğretmen hala kaynak kitap istemeye devam ediyor.
Bu sebeple biraz da eleştirerek konuştuğum öğretmen arkadaşlarım, kaynak kitapların gerçekten yetersiz olduğunu üzerine basa basa söylüyor.
Anlaşılan o ki; devletimizin bu kadar fedakarlık yapıp ders kitabı ve kaynak kitap dağıtmasının şu anda hiçbir anlamı kalmamış görünüyor.
Sayın Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin, “Bizim ders kitaplarımız baskı kalitesi itibarıyla piyasadaki kitapların büyük çoğunluğundan kaliteli” diyor ama eğitimciler çok başka şey söylüyor…
Konuyla ilgili olarak meslektaşımız Mehmet Çek tarafından yapılan bir öneri benim de dikkatimi çekti.
Hemen gelişkin bütün Avrupa ülkelerinde olduğu gibi dünyanın ‘en zengin’ diye bilinen ülkesi İsviçre’de de ders kitapları sene başından çocuğa zimmetleniyor. İmzanız alınarak zimmetinize geçiriliyor kitaplar.
Dönem sonunda o kitaplar toplanıyor. Hala kullanılabilir halde olanlar bir sonraki dönem öğrencilere dağıtılmak üzere elden geçirilerek okula bırakılıyor.
Kötü kullanılarak kullanılamayacak hale gelmiş ders kitapları için ise ailelerden makul bir bedel alınıyor ve kitaplar geri dönüşüme veriliyor.
Bununla birlikte baskı ve kağıt açısından da ortalama bir kaliteye sahipler.
Bilmem ne dersiniz? Sanki böylesi daha iyi! Özellikle de ulusal ekonomi ve çevre için.
Aşağıdaki fotoğraf İsviçre’de çocukların ders kitabının arkasına yapıştırılmış zimmet etiketidir. Bir bakın kaç dönem kullanılmış.
Ne yalan söyleyeyim, fotoğrafı görünce ülkemle gurur duydum.
O kadar zenginiz ki; her sene sil baştan milyonlarca kitap bastırıp sonra da o kitaplar yetersiz olduğu için yeni kaynak kitaplar aldırıyoruz vatandaşlarımıza.
Allah’tan İsviçre gibi üretim yapamayan, ekonomik anlamda yetersiz bir ülke değiliz.
Her sene kitap dağıtmak dururken ikinci el kitaba tenezzül edilir mi canım?