Geçen hafta Umre ibadetimizi yapmak için kutsal topraklardaydık. İbadetimizi yaptık, tekrar dünya işlerine döndük. “Yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat” temasından hareketle ben de gördüklerimi, yaşadıklarımı nasıl anlatırım diye düşünürken; dönüş yolunda okunan bir şiir imdadıma yetişti. Umre’ye birlikte gittiğimiz Gülvezir Korkmaz’ın kızı Fatma Nur Korkmaz’ın okuduğu, “Beytullah’ta Ben” şiiri yaşadıklarımızın en anlamlı ifadeleriyle doluydu…
“Bir sancak altında kaç milyon insan,
Ne tenleri benzer, ne dilde lisan…
Olmuşlar…Tek yürek, tek bedende can;
İnsanlığı gördüm…Beytullah’ta ben…
Yedi bağın gülü, aynı destede
Yetmiş iki millet, aynı listede,
Kaç milyon ‘Amin’ der, aynı bestede;
Tevhid’le haşroldum…Beytullah’ta ben…
Okyanuslar aşmış, gelmiş nicesi,
Aç, susuz, uykusuz, gündüz gecesi…
Her nefes, dilinde Kur’an hecesi;
Sevdalılar gördüm…Beytullah’ta ben…
Rabb’in o davetli misafirleri;
Doldurmuş, Mekke’de her karış yeri.
Dillerinde dinmez, ‘LEBBEYK’ sesleri,
Arş’a yollar gördüm…Beytullah’ta ben…
Bir damla misali, kapılmış sele;
Zengin, fakir, paşa, nefer elele…
Yanyana secde eder, sultanla köle;
Mahşerle tanıştım…Beytullah’ta ben…
Kiminde kalmamış, derman bacakta;
İki büklüm yürür, gitmez kucakta…
Erimiş…Kaybolmuş. Cenab-ı Hakk’ta,
Pervaneler gördüm…Beytullah’ta ben…
Bir zaman derdim ki: Ya Rabbi neden,
Bir daha istiyor, bir kere giden?
Meğer bilemezmiş, insan gitmeden;
Aldım cevabımı…Beytullah’ta ben…
Gördüm ki; bu dünya bir oyalanma,
Halime bakıp da, mutluyum sanma.
Bedenim, Kabe’den uzakta amma;
Gönlümü bıraktım…Beytullah’ta ben…”