Ben trafik cezalarını destekliyorum

Hamdi Bağcı

 

Son zamanlarda ülkemizde acayip bir durum gelişti, insanlar hata yapıyorlar, sonra yaptıkları bu hatalarını, yanlarına medyayı da alarak savunuyorlar ve hatta bu hatayla kıvanç duyuyorlar.

Adam trafikte suç işliyor, kırmızı ışıkta durmuyor, hız ihlali yapıyor, yayaya saygı duymuyor, aracını adam gibi park etmiyor, sonra polisimizde cezayı kestiğinde cıyak cıyak bağırmaya başlıyor. E zaten medyada hazır, okunduğunu ve iyi de övüldüğünü gören yazar ya da muhabir hemen bu arkadaşın saçma sapan isteklerini Türkiye’nin Konya’nın en önemli konusuymuş gibi köşesine taşıyor ya da haberini yapıyor.

Ben yıllardır araç kullanırım bu şehirde, sadece bir defa, oda 2008 yılında ceza yedim, onun dışında bir defa bile benim kullandığım araca ceza kesilmedi. Niye kesilmedi, çünkü arabasının motorunu kendisinin motoru zannederek hareket etmiyorum. Hızlı gitmem için bana durmadan selektör yapan trafik canavarını dinlemiyorum, yayaya saygı gösteriyorum, alelade bir yere aracımı park yapmıyorum, bir buçuk iki liradan kaçınıp aracımı kaldırıma park etmiyorum. Kurallara uyuyorum. Mesela trafikte seyrederken hep şunu düşündüm, ben bana müsaade edilen hız haddini aşarsam ve bir kişiye çarparsam bunun hesabını Rabbime nasıl vereceğim ve bir de kul hakkı, hadi bakalım, nasıl başa çıkacağım.

Bir defa ceza yedim, o zamanda 50 ile gitmem gereken yerde 75 ile gidiyormuşum ve ceza kesildi. Yani ben suçluydum. Mesele budur, suçluysan ceza kesilir…

Yahu uyun şu kurallara, dün bir köşe yazısında okuyorum koskocaman öğretim üyesi olmuş adam ve hala trafik cezası kestiler diye şikâyet ediyor. Sen okumuşsun arkadaş, sen bari yaptığın hatayı savunma, hız hadlerine dikkat et, kurallara uy.

Bizim ülkemizde ve şehrimizde gazetecilikte çok tuhaf yapılıyor, suçlu birisi bile gelse ve bir yerleri şikâyet etse tek taraflı olarak biz gazeteciler hüküm veriyoruz ve ceza kesiyoruz. Bunu nerede ise hepimiz yapıyoruz. Bir hastanenin tertemiz bölümü ile ilgili bir hasta yakını psikopatlık yapıp olmayanı olmuş gibi gösteriyor ve bu haber olarak yer alıyor. Kurala uymayana ceza kesildi diye emniyeti suçlu ilan ediyoruz.

Şimdi bir gazeteci yaşlandığı halde okur tarafından adam yerine konuyor diye emniyete, hastaneye, belediyeye haksız yere saldırır mı? Valla saldırıyoruz…

Gazeteciler Cemiyetimiz tam fonksiyonla çalışsa bu yazılardan, haberlerden mağdur olanlarda oraya şikâyet edebilse değil mi?

Buna bütün gazeteciler olarak rahatça açık olmalıyız, trafik ihlali yapıp devletimizi, emniyetimizi, bin bir zorlukta görev yapan polis arkadaşımızı zor durumda bırakan kişi suçsuz ilan ediliyorsa, sadece gazeteciye mail yazdı diye suçlu haklı hale geliyorsa, bir yerlerde hata yapılıyor demektir. Bunun yok edilmesi gerekir. Gazeteciler Cemiyeti bu konuda yaptırım sahibi olmalı, gazeteciyi uyarmalı, kınamalı ve hatta ihlalin boyutuna göre yazıdan men bile edebilmelidir. Bu sansür değil mesleki kontroldür. 

Tabip odası, baro, minibüsçüler odası bunu yapıyor, bu meslek sahiplerini hata yaptıklarında bizler şikayet edebiliyoruz, peki biz hata yaparsak bizi kim denetleyecek. İlla ağır eleştiri ve kasti ifadelerin olması şart olmamalıdır. Gazeteci yalan yere bir kurumu, bir şahsı eleştiriyorsa, küçük düşürüyorsa, suçu ve suçluyu (Bu trafik suçu da olabilir) övüyorsa bunun bir yaptırımı olmalıdır diye düşünüyorum.

Neyse biz polisimizin ne kadar zorlu bir görev yaptığını biliyoruz, bu yollara hız hadlerinin aşılmaması için kurulan yeni sistem için de emniyetimizi ve Konya Valiliğimizi kutluyoruz. Bir insan trafik ihlali yapıyorsa, bu yayalara karşı saygısızlık, yaya geçidinde yayanın geçmesini beklememek bile olabilir, trafik polisimizin ya da orada varsa fahri trafik müfettişimizin ceza kesmesini onaylıyoruz, destekliyoruz, hatta cezalar ve denetimler artırılmalı, kontroller artırılmalıdır diyoruz. Merak etmeyin bu şehirde doğru yapılan işlere doğru diyecek insanlarda var ve doğruyu destekliyoruz, suçun ve suçlunun değil, suçla mücadele edenin yanındayız ve hepte öyle kalacağız.

Konya - Eskişehir YHT hattının saatleri

Eskişehir’den Konya’ya gelen bir kişi saat 10.30 da Konya’da oluyor, akşam 18.00’da geri hızlı trenle Eskişehir’e dönebiliyor. Ama Konya’dan giden bir kişi 13.30 da Eskişehir’de oluyor ve 14.30’da da geri dönmesi gerekiyor ve aynı gün içinde Eskişehir’den Konya’ya bir sonraki güne kadar sefer konmamış. Bu durumdan Konyalılar rahatsız ve mağdur oluyorlar. Yetkililere duyurulur, daha makul bir şekilde bu saatleri ayarlarsanız ya da en azından bir de sabah ve akşam olmak üzere iki sefer koyabilirseniz hızlı tren daha fazla insanımıza hizmet etmiş olacak. Bilginiz olsun…