Geçen hafta seyircisiz oynanan Trabzonspor maçından sonra, gösterdiği iyi performansa rağmen 1 puanla yetinmek zorunda kalan Konyaspor için, ligdeki son 3 deplasmandan mağlup ayrılmanın oluşturduğu baskıyı da hesaba katarsak, Adanaspor deplasmanı zorluk derecesi ve mücadele gücü yüksek bir maç olacak gibi görünüyordu…
Puan almanın daha da önemlisi maçtan galibiyetle ayrılmanın, Konyaspor ve Aykut Hoca için çok önemli olacağı bir maçtı. Alınacak bir galibiyet Konyaspor’da yaşanan gerginliklerin unutulmasını sağlamasının yanı sıra, belki de takımın öz güvenini tekrar kazanması adına da büyük fayda sağlayacaktı.. Öyle de oldu..
Deplasman maçı olmasına rağmen, maça Rangelov ve Bajic ikilisi ile çift santrafor olarak başlayan Konyaspor, maçı ne kadar kazanmak istediğini de bir anlamda göstermiş oldu. Buna karşın, düşme hattında ve acilen puana ihtiyacı olan bir Adanaspor takımı vardı Konyaspor karşısında. İki takımda maç boyunca birbirine alan bırakmadan, baskılı ve sert bir maç ortaya koydu. Bu da doğal olarak, maçtaki pozisyon zenginliğini sınırladı.
Konyaspor, cepheden yüksek toplarla ve kanatlardan geliştirdiği ataklarla gol ararken, Adanaspor ise; Konyaspor savunmasının arasına atılan toplarla sonuç alma çabasındaydı. Nitekim, 21.dk da Ali Turan’la birebir kalan Magaye’nin yarattığı tehlikede, Roni ataktan yararlanamadı.
Bu pozisyon, maçın kırılma anıydı…
Golü bulamayan Adanaspor, hemen ardından 29.dk da, Ömer Ali’nin hareketliliğiyle bulduğu pozisyonu, Jonsson ile gole çevirdi. İlk yarı bu golle biterken, ikinci yarıda da ilk yarıdan farklı bir oyun olmadı.. Genel olarak orta saha mücadelesi içerisinde geçen ve birkaç şutun dışında net pozisyonların yaşanmadığı maç, Konyaspor’un tek golü ile bitti.
Taktik disipline bağlı kalan Konyaspor, Adanaspor’a gol şansı tanımadı. Maçtaki tempo, yakalanan birkaç pozisyonun haricinde ve son dakikalardaki tribün taşkınlıkları ile oyunun durması dışında, aynı şekilde devam etti ve Konyaspor’un üstünlüğü ile tamamlandı.
İki takımı kıyasladığınızda; Adanaspor’dan hangi oyuncuyu Konyaspor’da oynatırsınız derseniz, kaleci Itanje dışında, herhangi bir futbolcuyu sayamayız herhalde. Tam tersi benim fikrim, Konyaspor’daki her oyuncu rakip takımda oynayabilecek kapasitede. Bu nedenle, aslında bu maçın Konyaspor’un lehine sonuçlanması pekte sürpriz olmadı. Beklenen bir sonuç olmasından ziyade, Konyaspor takım olarak iyi bir yapıya sahip ve maçı 90 dk boyunca kontrol edebilecek bir kurgu içerisinde. Ligde oynadığı maçlarda, her zaman belirli bir kalıp ve kalite içerisinde mücadele edebilecek gücü var. Bu nedenle, takım kalitesine ve özverisine söylenecek bir cümlemiz olmamalı. Fakat, hücum bölgesindeki hareketliliğini tam olarak oluşturamadığı maçlarda gol sıkıntısı çekiyor. Bu tür maçlarda ise, Ömer Ali ve zaman zaman oynadığı maçlarda H.İbrahim ile Fofana, bu bölgedeki hareketliliği sağlayabiliyor ve 3.bölgedeki çabuklukları, rakip takımın dengesini bozabiliyor. Bu maçta da gördük ki, Ömer Ali’nin hareketliliği ile oluşturduğu pozisyon golle sonuçlandı. Fakat 39.dk sakatlanan sol bek oyuncusu Douglas’ın yerine, sağ kenarda oynayan Ömer Ali geçince, ilerdeki hareketlilik azaldı ve Konyaspor pozisyon üretmekte zorlandı.
Sonuç olarak, Konyaspor önümüzdeki ilk iki hafta oynayacağı Başakşehir ve deplasmandaki Fenerbahçe maçları için moral kazanmış oldu. Bu iki maçtan alacağı puan ya da puanlar, şüphesiz Konyaspor’u üst sıralara taşıyacaktır. Son oynadığı Antalyaspor maçından sonra, tekrar seyircisi ile buluşacak olan Konyaspor, eminim ki, yine dolu tribünler önünde ve büyük bir destek ile Başakşehir maçına çıkacak.. Her zaman söylediğim gibi, seyircisinin desteği ile Konyaspor her zaman iç sahada maça 1-0 önde başlıyor. Bu nedenle, büyük Konyaspor taraftarı yine kendisine yakışır şekilde takımına destek verir ve Konyaspor takımı da kendisine ve kendisini destekleyenlere yakışanı yapar..