AB-ABD-NATO çetesi, kırk yıllık terör örgütü PKK’nın yan kolu YPG’yi demokrasi savaşçısı olarak pazarlamaya çalışıyor. PKK, AB ve ABD’nin terör listesinde yer alıyor. Fakat onunla iltisaklı yan kuruluşu YPG; Demokratik Suriye Gücü oluyor. Yersen…
Türkiye’nin tepkisini göz önünde tutup göz boyamaca bir hamleyle, YPG’nin adını SDG (Suriye Demokratik Güçleri) olarak değiştirdiler. Suriye’nin toprak bütünlüğünde gözü olan YPG; Türkmenler, Süryaniler ve Arapları yerinden yurdundan edip batılı üçlü çetenin şemsiyesi altında saklanarak o bölgeleri işgal etti.
Ve daha sonraki süreçte 15 Temmuz hain darbe girişimiyle başlayan süreç…
Kopuş böyle başladı.
Ve artık NATO-ABD ve AB, Türkiye için yok hükmünde…
Suriye’deki gelişmeler ve 15 Temmuz süreci, Türkiye’nin dış politikada alternatifler oluşturmasını adeta zorunlu hale getirdi.
Öncelikle “Uçak Krizi” nedeniyle gerilen Rusya ilişkileri onarıldı. Daha sonra Askeri-Ekonomik İşbirliği anlaşmaları peşpeşe imzalandı. Türkiye, hava savunma sisteminin bu batılı yamyamlara bırakılmayacak kadar önemli olduğunu fark etti ve bir adım daha atarak S-400 füzeleri için somut icraatlar hayata geçirildi. Füzeler ilk olarak güney sınırlarımıza konuşlandırılacak…
Bu durum hem NATO’yu hem de ABD’yi oldukça rahatsız etti. Peşpeşe açıklamalar geldi; Türkiye, NATO’yla ters düşüyormuş...
Rusya’yla imzalanan S-400 Hava Savunma Sistemi projesi değil tek dertleri. Nükleer santraller, Türk Akımı projeleri gibi hamleler, AB-ABD-NATO üçlü çetesini adeta çıldırttı.
Durun durun, çıldırmalarına sebep olan sadece Rusya yakınlaşması değil üstelik.
Homurdanmalar başladı;
Bir de Çin belası çıktı. Nerden çıktı bu Çin. Türkiye’ye teknoloji transferi yoluyla balistik füze satacaklarmış. Ya bir gün bize karşı kullanırlarsa ne yapacağız…
Eyvah, şimdi bunlar Şangay Beşlisi’ne de üye olacaklar. Zaten Arap devletlerine de akıl hocalığı yapıyorlar. Ne güzel sömürü düzeni kurmuştuk. Nerden çıktı bu Türkler…
Azerbaycan’la ve diğer Türk dünyası ile bağlarını kopartmıştık. Bu Tayyip’le Aliyev’in yediği içtiği ayrı gitmiyor. Kazaklar, Özbekler, Kırgızlar falan bunlarla bir olurlarsa bir de, baya sıkıntı…
Kendi hava savunma sistemimizi üreteceğiz, uçak yapacağız falan diyor bu Türkler.
Bir de idam cezasını yürürlüğe koyacaklarmış. Ya bizim içerdeki adamlarımızı yakalayıp asarlarsa. Eyvah ne yaparız o zaman. Gerçi hain bol, buluruz birkaç hain daha ama olsun. Türkiye onları da yakalayıp asabilir.
En iyisi tehdit edelim; sizi AB’ye almayız falan deriz. Eğer etkili olmazsa ekonomik boykot uygularız, “Hşt bak akıllı ol” deriz.
Türkiye’de darbe yapmaya kalkışan FETÖ’cü teröristleri ve Türkiye’nin toprak bütünlüğünde gözü olan PKK-YPG’li teröristleri koruyan AB-ABD-NATO üçlüsü rahatsız oluyormuş…
Bak sen şu işe…
Çokta fifi, çokta lülü…
YPG, ''Suriye Demokratik Güçleri'' oluyorsa eğer;
Biz de S-400 sisteminin adını ‘DEMOKRATİK S-400’ olarak değiştirip bu üçlüyü tedirgin olmaktan kurtarırız. Bu, dostluğun ve müttefik olmanın gereğidir sonuçta!