MÜSİAD Fuarıyla ilgili bu son yazım öncelikle onu belirteyim. Aslında dün de yazdığım gibi bu konuyla ilgili birkaç yazı daha yazmak istiyordum ama ne yazık ki gündemin yoğunluğu buna müsaade etmiyor. İnşaAllah önümüzdeki süreçlerde artık bu konuyla ilgili yazıları yazarız ama şimdilik bu son yazı.
Dün de ifade etmiştim, MÜSİAD Fuarının yıldızlar arasında Motus Otomotiv, Özcan Plastik, Komgıda, Tuncay Tabela, Aktaş Beton da vardı.
Motus krank üretiyor. MÜSİAD Fuarına da ürettikleri kranklardan getirmişler. Çok büyük bir de krank vardı, Motus Yönetim Kurulu Üyesi, Hıfsı Soydemir Ağabeyin de küçük kardeşi Haluk Soydemir anlattı bize Motus’u ve krankları. O büyük krankta iş makinesi krankıymış.
Ben şahsen Soydemir ailesini çok severim, çalışkanlıkları, çalışanlarına verdikleri değer, hayatın zorluklarını yenerek tırnakları ile oluşturdukları markaları benim açımdan Konya’mızın çok değerli örneklerindendir.
Haluk Bey’de benim tanıdığım Soydemir’lerin en küçüğü ama Motus’un özellikle Marmara operasyonlarının belkemiği.
Haluk Bey MÜSİAD Fuarında bize hem Marmara’daki operasyonu anlattı, hem de önümüzdeki süreçte yapılacak önemli çalışmaları…
İstanbul’da şu anda güçlü bir pazar oluşturmuşlar. Her marka otomobil, iş makinesi, otobüs, kamyon, traktör krankları üretiyorlar ama daha da önemlisi tank krankı üretiyorlar. Bu alanda ülkemizde iyi bir pazar payına sahipler.
Yine bu arada kepçelerin, dozerlerin, kazıcıların dişlilerini, kırıcı, vurucu, parçalayıcı elemanlarını üretiyorlar. Bu alanda da yine ülkemizde ciddi firmalarla rekabet ediyorlar ve şu anda pazarda çok önemli bir yere sahipler.
Elbette ki Allah nazardan saklasın, Motus MÜSİAD Fuarında da önemli bağlantılar yapmış.
Haluk Bey, bize döküm şekillerini de anlatıyor. Motus dökümü yukarıdan dökmüyormuş, daha sert bir metal elde etmek için döküm aşağıdan yukarıya doğru basınçla çıkıyormuş…
Beni fuardan en fazla etkileyen firmaların bir diğeri ise Aktaş Beton’du.
Aktaş Beton ile ilgili bir de söyleşi yaptık, Cuma günü yayınlanacak MÜSİAD Fuar Ekinde bu söyleşiyi de geniş bir şekilde yer alacak.
Aktaş Beton ülkemizdeki beton kalıp sistemlerine yeni bir bakış açısı getirmiş. Ağaç katliamını bitirecek bir adım bu.
Tuncay Tabela’nın standı geçen yıl MÜSİAD Fuarının en iyi standı olmuş, bu yılda ödül bekliyorlardı ama her halde bu yıl alamadılar.
Şundan emin olun, ödül iki yılda aynı firmaya verilmesin, diye verilmemiştir Tuncay Tabelaya, zira yine gayet şık, gayet güzel bir stantları vardı. Bir de üç boyutlu baskı da yapabiliyorlarmış, bizi etkileyen en önemli çalışmaları da 3 boyutlu kaplan baskısıydı ifade edelim.
Özcan Plastik ise Konya’yı çoktan aşmış.
Yönetim Kurulu Başkanı Nazım Özcan ile yaptığımız söyleşiden anladığımız Özcan, bütün Türkiye’de seçkin projelerin, kapı pencere işlerini Özcan Plastik yapıyormuş.
Konya’da Okkalar, Âdem Bulut gibi inşaat firmalarının çözüm ortağı olan Özcan Plastik artık reklamlarda gördüğünüz birçok İstanbul projesinin de çözüm ortağı oluyor.
Aydoğan Deveci Özcan Plastik’in İstanbul operasyonlarını yönetiyor, Aydoğan Deveci İstanbul’a gitmiş, bunu da belirtelim.
Bu arada şunu da ifade etmeliyim, Mehmet Han Çopur ile de MÜSİAD Fuarında görüşme imkânımız oldu. Fuarı çok beğendiği ifade etti, Mehmet Han Bey ve bizim Business Dergimizi de beraber inceledik, beğenilerini de bize iletti.
Aslan Korkmaz ağabey ise herhalde 4 gün MÜSİAD Fuarında kalmış. Biz 2 gün orada kaldık, 2 günde bizimleydi. Aslan Bey ile tabi uzun uzun sohbet olanağımız da oldu. Aslan Bey MÜSİAD Fuarlarını çok önemsiyor ve “MÜSİAD Konya Şube Başkanı iken de MÜSİAD Fuarlarına biz en fazla katılan şube olmayı başarıyorduk, bu fuarlar Konya’yı dünyaya açıyor” diyor.
Bu arada Ahmet Arıcı ağabey, Ramazan Biberci ağabey, Mehmet Ali Çiftçi ağabeyler de MÜSİAD Fuarında görüştüğümüz isimlerdendi.
Elbette bu görüşmeler burada yazılacak kadar sınırlı bilgileri oluşturmadığı için pek fazla konuşmalarımıza girmeyeceğim ama şunu ifade edeyim, Mehmet Ali Çiftçi ağabey ile özellikle Kent Plazayı da konuştuk.
Konu buraya gelişmişken Allah nazardan saklasın, Kent Plazanın Konya’da bir marka haline geldiğini de ifade ettik, kendilerini kutladık.
Kendilerine Beğendik’in neden aşağı kata yapıldığını sordum, bize Mehmet Ali Çiftçi Ağabey izah etti.
Neden aşağı kata yapılmış Beğendik biliyor musunuz?
Çünkü bugün Türkiye’de ve dünyada yapılan hiçbir Alış Veriş Merkezinde artık marketlerin bütün Alış Veriş Merkezini hâkimiyeti altına alması istenmiyormuş. Biliyorsunuz Alış Veriş Merkezleri bir yaşam merkezi olarak yapılıyor. Kent Plazada da görebileceğimiz gibi bugün dünyanın herhangi bir gelişmiş ülkesinde, seçkin bir Alış Veriş Merkezinde olanlar Kent Plazada da yer alıyor. İşte bu marka mağazaların kapılarında Alış Veriş arabaları gezmesin, müşteri rahatsız edilmesin diye bu şekilde planlanmış.
Beğendik tam da Kent Plaza’nın bu seçkin yaklaşımını kabul etmiş ve Beğendik’e bu alan böylece kiralanmış.
Mehmet Ali Bey, bu sistemin bugün dünyadaki bütün seçkin Alış Veriş Merkezlerinde uygulandığını da geniş bir şekilde anlattı.
Bana da şahsen mantıklı geldi. Alış Veriş Merkezi market değildir, AVM’de market olabilir ama diğer taraftan Alış Veriş Merkezlerinde hakikaten çok önemli, seçkin markalarda yer almaktadır ve bu markaların da öne çıkarılması gerekmektedir.
Şunu da ifade edeyim, Beğendik şu anda gayette satışlardan memnunmuş, Kent Plaza ise zaten Konya’yı aşan bir unvana erişmiş durumda.
Netice itibariyle Kent Plaza gayet iyi planlanmış, gayet iyi bir lokasyona sahip.
Kent Plaza marka yönetimi ile Konya’da edindiği yer ile Konya’ya gelen her misafirin uğrak yeri olma özelliği ile aslında zaten planlamasının başarılı olduğunu hepimize gösteriyor. Elbette yollarının açık olmasını diliyor.
MÜSİAD Fuarında Kent Plaza da vardı bu arada ifade edeyim.
Nasıl vardı? Çünkü MÜSİAD Fuarının en başarılı yayını Business Konya’nın arka kapağındaydı ve böylece biz de Konya’mızdan İstanbul’a diğer markalarımız ile Kent Plaza’yı da taşımış olduk.
Mehmet Ali Çiftçi ağabeyle, Konya medyasını da konuşma olanağımız oldu. Onları da yazacağım ama artık onları daha sonraki günlerde, yarın gündemle devam edeceğiz.
MÜSİAD Fuarını Konya’da yapmalıyız, işte aslında en fazla konuşmamız gereken konu bu…