Geçtiğimiz hafta Türkiye'nin sevilen yarışması Kim Milyoner Olmak İster'e katılan özel bir yarışmacı tüm dikkatleri çekerek hafta boyunca sosyal medyanın en çok konuşulan konusu oldu.
Bu özel yarışmacı, 4 yaşındayken geçirdiği ateşli bir hastalık sebebiyle konuşma yetisini kaybeden 27 yaşındaki Ümmü Gülsüm Genç'ti. Kulağı duyan ancak konuşamayan Genç, yarışmaya tahtaya yazı yazarak ve ona özel hazırlanan cevap kartlarıyla devam etti.
Çevre Mühendisliği'ni bitiren Artvinli Ümmü Gülsüm, gülüşü ve sempatik tavırlarıyla izleyen herkesi kendine hayran bıraktı. Başarmak ve hayata tutunmak için hiçbir engelin önemli olmadığını herkese hatırlatan Genç, 250 bin liralık soruyu açtırdı fakat emin olamayınca önündeki tahtaya 'bazen yetinmek gerekir' yazarak 125 bin lirayı alıp yarışmadan çekildi. Kazandığı parayı kardeşlerinin eğitimine harcayacağını söyleyen Ümmü Gülsüm böylece hedefine ulaşmış oldu.
Bu hafta Ümmü Gülsüm sayesinde Aleyna Tilki'den farklı birini konuştuk çok şükür. En azından daha yararlı ve herkesin kendine pay çıkarabileceği bir kişiyi. Ümmü Gülsüm belki de azmiyle, çalışkanlığıyla, dik duruşuyla gençlere ilham verecek. Her ne olursa olsun şükretmeyi, umudunu yitirmemeyi bu kadar kısa sürede milyonlara öğreten güzel insan. Kim bilir belki seneye Gençlere En İyi İlham veren ödülünü sen alırsın. Tabii yeni bir popüler kültür ürünü ortaya çıkmazsa...
Yarışmadan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüntülü görüşen Ümmü Gülsüm, Erdoğan'ın 'benden bir isteğin var mı' sorusuna ' Sağlığınız' dedi. Sağlığımıza ne kadar şükretmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Ümmü Gülsüm memleketi Artvin'in de gurur kaynağı oldu. Artvin valisi Ümmü Gülsüm'ü makamına çağırarak tebrik etti.
Bir günde sadece bilgisiyle tüm Türkiye'nin sevgisini ve takdirini kazanan Ümmü Gülsüm; saçma sapan videolar ile, şarkılar ile meşhur olan bir bulaşıcı hastalık gibi yayılan 'sosyal medya fenomenleri'nin ününü gölgede bıraktı.
Bedensel engelini önemsemeden topluma katılan, eğitimini bitiren Ümmü Gülsüm, bize Türkiye’deki engellileri ve onların ne durumda olduğunu hatırlattı. Nüfusunun % 12'si engelli olan ülkemizde son yıllarda engellilerle ilgili büyük düzenlemeler yapıldı. Tabii bunda sivil toplum kuruluşlarının da etkisi yadsınamaz. Bunun en güzel örneği 'mavi kapak projesi' . Bu proje sayesinde binlerce engelli akülü sandalye sahibi oldu.
Engelliler için devletin yapabilecekleri bellidir ama asıl önemli olan toplumun engellilere karşı her zaman anlayışlı, hoşgörülü ve saygılı olmasıdır. Bugün sağlıklı olabiliriz fakat bir gün sonra engelli olmayacağımızın garantisi yok. O yüzden her an bunun bilinciyle yaşamalıyız. Ancak günümüzde engelliler toplum ile bütünleşmede büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Toplumun engelli bireyi dışlaması, bireyin kendini geri çekmesine sebep oluyor. Kendini toplumdan soyutlayan engelli bireyler eğitime katılmıyor, bu da eğitimsiz bir engelli nüfusun oluşmasına sebep oluyor. Öyle ki yapılan bir araştırmaya göre yüksekokula devam eden engelli oranının % 2 olduğu görülmüş. Sonuçta okuryazarlığı olmayan ve eğitim seviyesi düşük bir engelli nüfusunun oluştuğunu görüyoruz. Engellilerin şüphesiz erişebilirlik, çevre düzenlemesi, rehabilitasyon, istihdam, yoksulluk gibi burada sayamayacağımız daha bir çok sorunu var. Ancak emin olun en büyük sorunları anlaşılamamak.
Çoğu zaman farkına bile varmadığımız engellilerle hayatı paylaşmak zorundayız. Bunun için onlarla iletişim kurmalı, onları yok saymamalıyız. Engelliler de başarılarıyla kendilerini farkettirmeli, sağlıklı bireyler de bunun için onlara fırsat vermeli ki böylece onlar da üreten, saygın bireyler olarak toplumda yerlerini alabilsinler.
Tıpkı Ümmü Gülsüm gibi...