Ramazanda Allah'ı zikreden mağfiret olunur. Ve o ayda Allah'tan dilekte bulunan kimse de mahrum edilmez.*(Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
Ramazan ayı, mağfiret, bereket ve kardeşlik ayıdır. Ramazanın coşkusu yürekleri güzelleştirir, katılaşmış kalb’leri yumuşatır. Her zaman tok olan şefkatsiz ve merhametsiz olur. Tok, acın hâlini bilmez hiçbir zaman. Çok yiyen sert ve katı kalpli olur. Dolayısıyla bu güzel ayda hiç bir kimse yoktur ki yoksul ve garibin halini anlamasın… Oruç tutarak belirli bir zaman yeme içme ve cinsel arzularına karşı koyan kişi, sebat, kanaat, metanet ve sabır gibi ahlaki güzelliklere sahip olur; aç kalarak nimetlerin kıymetini bilir ve bu vesile ile yoksulların halini düşünüp onlara merhamet ve şefkat hisleriyle yaklaşmasına sebep olur.
ALLAH(cc)’ın kullarına çok büyük bir ikramıdır… Hediyesidir.... Ruhen deşarj olabileceğimiz, bedenen de sağlık sıhhat gibi güzellikleri elde edebileceğimiz bir bakıma fırsat diye değerlendirebileceğimiz, tedavi mevsimi bir aydır Ramazan...
Hatta otuz günlük kişilik diyeti diye düşünüyorum... Zira oruç tutmanın sevabı olduğu kadar tıbben de bir çok faydalarının olduğunu biliyoruz. Oruç tutan bünye adeta bakıma girer, iç organlardaki zararlı olan her şey temizler. Karaciğer 3-5 saat istirahat eder, gıda depolama işine ara vererek bütün hücreler dinlenmeye geçer… Oruç iken vücudun diğer organlarında da dinlenme olur. Az yemek ve oruç tutmak vücudun sıhhati için önemlidir. Güzelliğini sayarak bitirebilir miyiz? Bunlar sadece bir kaçı.
Zekât ile de malın korumasını sağlayan cenabı hak bizlere nice hayırlar bahşetmiştir bu vesileyle...
Bu ay nefsimize gem vurup disipline sokalım ki, kalbimiz de oluşan tortuları yontalım, günahlarımızın altında ezilmişliklerimizden kurtulalım...
Defolu amellerimizi düzelterek şahsiyetlerimizdeki aşınmaları önleyerek ömrümüze ömür katalım inşallah..
Ramazan ayı cennete açılan çok özel bir kapı diyor cenabı hak, öyleyse her ayı her zamanı kendimize Ramazan eyleyelim… Bayramdan sonra da koşalım koşuşturalım. Elimizden geldiği nispetince gündüz hayır işleriyle ve ihtiyaç sahiplerinin yanında olup maddi manevi ihtiyaçlarını giderip, gecelerde ise ibadetle geçirebilme hayrına erişelim… Her gün olması imkansız belki de ama tüm benliğimizi bunlarla hemhal eylediğimizde bir bakmışız bizde ‘hal’ halini alıvermiş.. Ramazan ayının son günlerine gelmiş bulunuyoruz. Şöyle bir kendimizi yoklayacak olursak, Allah’ın lütfu olan bu güzel günleri tam manasıyla idrakine vararak geçirdik mi? Oruç’a hakkıyla riayet ettik mi? Zekat sadaka ve iftarlarla yoksulları gözetledik mi?
Eğer tüm bu güzellikleri yaşayabildiysek bayramı hak ettik demektir.
Bayram, kırgınlıkların bittiği, kinle örülmüş duvarların yıkıldığı, kardeşlik, barış, sevgi ile yoğrulmuş gönüller de huzur alemine çıkılan yolculuktur. Çocuklar için rengarenk elbiseler ayakkkabılar ve dört gözle beklenen harçlıktır… Şekerlemelerinde ayrı bir yeri var tabi ki. Çocuklarımıza bayram sevgisini aşılamak için bu yollarla sevindirip kalıcı anlar sağlayabiliriz. Kısa ama gün boyu bitmeyen, büyükleri ziyaretler, el öpmeler, hediyeleşmeler, tatlı ziyafetleri eşliğinde sıcacık samimi ve tebessüm içinde ilerleyen, tatlı sohbetler… Nihayetin de yeni gelen ziyaretçi ile ziyaretinin bittiğinin farkına varıp en güzel dileklerle uğurlanmak, uğurlamak… Ne güzel ne coşkulu ne heyecan verici bir gün bugün! Hepimiz bu tatlı güzellikleri yaşadık yaşıyoruz yaşayacağız ALLAH’ın izniyle…
Rab’bimiz bizlere bu ayın ve gecelerin feyzini rahmetini ihsan eylesin..ilahi rahmetiyle kuşatsın. bizi kendisine kavuşturduğunda yüzü gülen, kendisinden hoşnut ve razı olduğu kulları arasına dahil eylesin, nice bayramlar nasip etsin inşaallah…
BAYRAMINIZ VE HER GÜNÜNÜZ ŞEKER GİBİ OLSUN..HAYIRLI BAYRAMLAR .