Batılı devletlerin medyası ve bazı devlet adamları bu günlerde Türkiye’ye basın özgürlüğü üzerinden karalama kampanyalarını ve Reisi Cumhuru hedef alan yazı, yorum ve karikatür ile yapılan saldırıları esefle izlemekteyiz. ABD başkanı Sayın Obama’nın da bunu dillendirmesi aklımıza tarihte Sultan Abdülhamid’e basın yoluyla yapılan saldırıları getirdi. Tüm bunlara geçmeden Batı medeniyeti ile olan ilişkilerimizin seyri bizim siyasi ve ekonomik olarak güçlü olmamıza bağlı olarak değişken bir seyir izlediğini tarihi olaylar göstermektedir.Biz güçlü olduğumuz dönemlerde Batılı ülkeler bizimle daha iyi ilişkiler geliştirmek istemiş gücümüzün azaldığı dönemlerde çifte standartlı yani dıştan yanımızda yer alır gibi görünüp temelde bizi yıkacak oyunları kurgulayarak bölmek ve parçalamak istemiştir. Bunlara karşı hazırlıklı olmamızda fayda var . Önceki yazılarımızda batının çifte standartlı politikalarını defalarca izahat etmeye çalışsak da tekrar etmekte fayda olduğu kanısındayım. Siyasi ve ekonomik olarak güçlü olduğumuz dönemlerde devlet olarak yanımızda görünen batılı ülkeler düşmanlıklarını medya vasıtası ile ülkemiz aleyhinde yazılarla kendini göstermiştir ve bunu basın özgürlüğü veya ifade özgürlüğü gibi türlü kılıflarla bize yutturmaya çalışmışlar ve güya kendilerinde demokrasi varmış gibi göstererek bunu savunmuşlardır. Örnek verecek olursak 1876 da tahta çıkan Abdülhamid hanı dağılmakta olan Osmanlıyı ayakta tutmaya çalışırken içeride muhaliflerce’’ İstibdat dönemi ‘’ yani zulüm ve baskı dönemi olarak adlandırılması ve dışarıda özellikle batı basınında ‘’Kızıl sultan , Büyük cani ,Zalim ,Diktatör ,Tiran ‘’ gibi makale ve karikatürlerle düşmanlıklarını göstermiştir. Senaryo aynı fakat figüranları değişmiş bir oyun olduğu artık o kadar açıktır.
Batı da basın özgürlüğünün ne olduğu ne olmadığı hakkında birkaç örnek verirsek ABD devlet başkanına tehdit ve hakaret edenlere hapis ve para cezası uygulanırken , Tehdit edenler beş yıla yakın hapis ve 250bin dolar para cezası ile cezalandırılıyor. Bir Amerikalının sosyal paylaşım hesabından Obamayı öldürecem diyerek yaptığı paylaşım sonrası tutuklanıp kısa sürede yargılanıp 3 yıl hapis cezası alması veya Avrupa ülkelerinde devlet başkanları veya kraliyet ailelerine yönelik yapılan hakaret ve tehditler de hapis ve para cezası gibi sert önlemlerle kendini gösteriyor. Buda hemen aklımıza Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’a sosyal paylaşım sitelerinde yapılan hakaret ve tehditleri getirdi. Sosyal paylaşım sitelerinde yapılanlar Sayın Obama’ya yapılsa ne olurdu acaba hemen cevabı yazalım 5 yıla kadar hapis Erdoğan’a yapılırsa İfade ve basın özgürlüğü .İşte batının çifte standardı. AB Parlamento başkanının ‘’Türkiye Cumhurbaşkanı dahil , politikacılar mizah ve eleştiriyle yaşamasını bilmeli ,Bir başka Ülkenin Cumhurbaşkanının kendisini karikatürize edilmiş hissettiği için Almanya’da demokratik hakları kısıtlamamızı istemesi kabul edilemez ,Şunu net olarak ifade etmeliyiz bizim ülkemizde demokrasi var .bitti‘’gibi söylemleri dönde aynaya bak dedirten davranışlardır.Geçtiğimiz Çarşamba günü Almanya da Sayın Erdoğan’a ağır hakaret içerikli karikatür ve yazıları yazanlara ve TV yoluyla yayımlayanların yargı yolunun açık olması bizleri umutlandırmıştır bakalım ne yapacaklar.
Son olarak bizim muhaliflerin yaptıkları ile alakalı olarak geçen hafta bir gazeteci hanımefendiye yumruk atacak kadar gözü karamış gazetecilerin ardından hanımefendi bir bakanımıza yönelik ağzından çıkanın ne olduğunu bilmeyen sözde siyasetçilerin söylemleri için burada yer vererek sayfayı kirletmek istemem onlara tek söz yeter sanırım ‘’Allah ıslah etsin .’’ SAYGILARIMLA