Bu hafta içinde Amerikan Dışişleri Bakanı Jhon Kerry Ortadoğu ziyareti kapsamında Mısır’ı ziyaret etti. Bu ABD’nin Mursi’ye karşı yapılan darbe sonrası Mısır’a yönelik ilk üst düzey ziyaretiydi. Üstelik Jhon Kerry bölgeye yönelik ziyaretinin ilk adımı olarak Mısır’ı seçti. Bu Sisi liderliğindeki darbeye de bir bakıma meşruiyet kazandırma adımı bana sorarsanız. Kerry bu politikayı “Mısır ABD’nin hayati ortağıdır.” sözleriyle de pekiştiriyor. Mursi’nin yargılanmasına başlanılan şu günlerde böyle bir ziyaret gerçekten sembolik manada bir destek olarak görülüyor. Bu da evrensel bir vicdan varsa eğer buraya sığmıyor veya sığmaması gerekiyor.
Kerry'nin Mısır ziyareti realist politika için doğru olabilir ama insanlık ve demokrasi için ayıptır. Darbeyi meşrulaştırmamalılar. Batılılar demokrasi'yi helvadan put gibi görüyorlar. Hem demokrasiye tapıyorlar hem de acıktıklarında ilk onu yiyorlar. Bu böyle olmamalı. Batı eğer bu işin savunuculuğunu yapıyorsa hakkını da vermelidir. Uluslararası meşruiyeti olmayan yöntemlerle iktidara gelenlere yani kısacası darbe yapanlara karşı daha farklı bir tutum sergilemelidir. “Mısırlılar için adil ve şeffaf yargılanmanın sağlanması gerekir” diyen Kerry’nin bu açıklamanın yerine “Yahu bu adamlar seçimle iş başına geldiler, siz kimsiniz ki bunları yargılıyorsunuz?” sorusunu sorması gerekirdi. Eğer demokratik bir tavır sergilenecekse böyle olması gerekirdi. Tabi böyle olmuyor. Bugün İran'daki rejime karşı çıkarken Mısır'daki düzeni selamlamak evrensel ahlaka aykırı oluyor. Bu noktada da ABD dünyanın diğer toplumlarınca antipatik bulunuyor. Bu aslında ne kadar yanlış bir politikadır farkına varılamıyor. Algıların da önemli bir etken olduğu yumuşak gücünü böylelikle zayıflatıyor.
Geldiğimiz noktada ABD bu ahlaksız siyasete bir son vermeli diyeceğim ama bunun olmayacağından eminim. Neticede kaybeden kendileri oluncaya kadar bu politikalarını devam ettireceklerdir.
Burada asıl olan bizlerin özeni ve dikkati. Gerek kendi içimizde gerekse dünyada bu tarz bir bakış açısına sahip olmamamız gerekiyor. Türkiye'nin en büyük kırmızıçizgilerinden biri milletin iradesi olmalıdır. Bu noktada Mısır'daki tutumunu asla ama asla yumuşatmamalı Türkiye ve bu iktidarla hiç bir şekilde diplomatik ilişkiye girmemelidir. Malum süreçte Türkiye'de de bi darbe olsaydı ABD'nin tavrı farklı olmazdı. Yine ilişkilerini sürdürmeye devam ederdi. 1960'ta da böyle oldu.