Avrupa’nın göbeğindeki savaş birinci haftasını doldurdu. Rusya üç koldan Ukrayna’ya yaptığı işgali sürdürüyor. Ukrayna’da insanların içini sızlatan sirenler susmuyor. Bombalar sivil insanların üzerine düşmeye devam ediyor. Rus askerleri Ukrayna sokaklarında dolaşmaya başladı. Avrupa’nın göbeğinde insanlar ölüyor. Rus işgal harekâtına karşı Ukrayna ordusunun ve halkının efsaneleşecek direnişi devam ediyor.
Avrupa’nın göbeğinde yaşanan bu savaşın başlangıcına baktığımızda senaryo yine aynı. Daha önce ABD’nin yaptığını şimdi Rusya yapıyor. Rus lideri Putin, sözde Luhansk, Donbas ve Donetsk’te Ukrayna devletinin soykırım yaptığını, Ukrayna’nın her türlü artan silahlanmasının bölgenin ve Rusya’nın güvenliğini tehdit ettiğini söyleyerek; Ukrayna’nın militarizm ve Nazizim’den arındırılması için Ukrayna işgalini başlattı. Kısacası tarih yine tekerrür ediyor. Değişen bir şey yok. Soğuk Savaş döneminin Batı Bloğu’nun başındaki ABD’nin yaptıklarını bugün Doğu Bloğu’nun başındaki Rusya yapıyor. Özellikle Avrupa’nın Rusya’ya doğalgaz bağımlılığından ve Nato’nun dağınık görüntüsüne dayanarak Rusya büyük bir çılgınlığa girişti. Ukrayna tarihini kendisine göre açıklayarak Ukrayna halkının olmadığını Rus halkının alt kültürü olduğunu söylüyor. Ama aslında Rus lideri Putin’in tarihi kendi amacına alet ederek 1. Petro’nun daha doğrusu Deli Petro’nun yerini almak istiyor. Kısacası Çarlık Rusya’sını yeniden doğması hayalini kuruyor.
Ukrayna Rusya arasında yaşanan bu savaşa dünyanın verdiği tepkilere baktığımızda komedinin ötesine geçmediğini görmekteyiz. Öyle ki Batı Bloğu savaşı durdurmak akan sivil kanını durdurmak adına Ukrayna’ya Ruslara karşı asker silah yardımı yapmıyorlar ve yapmayacağız diyorlar. Rusya’yı çeşitli yatırımlarla savaştan vazgeçireceğiz diyorlar. Her zaman olduğu gibi bu savaşı da kendi emperyalist emelleri için kullanıyorlar. Öyle ki en büyük rekabet içinde oldukları Rusya’yı dünya ekonomisinden silerek tek gücün kendilerinin olmasını yani rakipsiz kalmak için masum insanların ölmesine yurtlarını kaybetmesine neden olan savaşı kullanıyorlar…
Her hayırda bir şer, her şer de bir hayır vardır ayetinin doğruluğunu Ukrayna Rusya Savaşı bir kez daha ortaya çıkardı. Tabi ki hiçbir zaman hiçbir yerde savaş olmamasını asker veya sivil hiçbir insanın çılgın liderlerin ya da küresel güçlerin isteklerinin yerine getirilmesi için kan akmamalı, ölmemeli. Bu savaş Batı dünyasının ikiyüzlülüğünü de gözler önüne serdi. Batı dünyası Ukrayna da insanlık ölüyor, neredesiniz diyorlar.
Nobel ödüllü Türk bilim insanımız Prof. Aziz Sancar, insanlık dramının ve trajedinin sadece Ukrayna'da yaşanmakta olduğu algısına yönelik verdiği tepki Batı kamuoyunun okuması ve dersler çıkarması gereken bir tepkiydi. Dünyanın geri kalan pek çok coğrafyasında daha önceki acıları hatırlatan Prof. Sancar Hocamız, şunları yazdı:
"Ukrayna'da insanlık ölüyor" deniyor. Doğru ama eksik, çünkü o insanlık; Afrika'da aç bırakılmış, Bosna'da tecavüze uğramış, Doğu Türkistan'da unutulmuş, Filistin'de terk edilmiş, Çeçenistan'da görmezden gelinmiş, Hocalı'da duyulmamış, Irak'ta aldatılmış, Myanmar'da yakılmıştı.”
Riyakâr Batı kamuoyu Müslüman dünyasına olunca yaşanan mezalimleri duymaz görmezden gelir, tarihin her döneminde olduğu gibi. Aynı 1915 Olayları sırasında yaşananlar bunun en güzel örneğidir. Batı kamuoyu Türklerin ermenilere zulümler yaptığına dair gazetelerinde, ders kitaplarında abartılı bir şekilde yer vermişlerdi. Ama aynı dönemde birçok Batılı devlet adamlarının belgelerle söylemelerine rağmen Müslümanlara yapılan mezalim ve soykırımları görmezden gelmişlerdi. Bunlar belki bir asır öncesinin yaşanılanlarıydı. Ama bu yüzyılda da değişmedi. Avrupa’nın göbeğinde yaşanan Bosna’daki soykırım ve katliam Türk veya Müslüman coğrafya olunca görmediler, duymadılar. Ukrayna’da yaşanılanlara hep birlikte dur demeliyiz ama sadece Hıristiyanlara yapılınca mı?