Değerli okurlarım Mısır’da 2013 de yapılan askeri darbeyi iyice analiz etmeden ve gelişen olayları anlamadan 15 temmuz fetö darbe girişimini izah edemeyiz. Yıl 2013 ve Arap baharı sonrası Arap coğrafyasında düzenin değişebileceğinin görülmeye başlaması ve sonrasında Mısır ilk kez demokratik seçimlerle Mursiyi Cumhurbaşkanı seçerek bütün Arap dünyasına bir umut olmuştu. Zaten Davos’da one munite ile tüm İslam coğrafyasında dikkatleri üzerine çeken Erdoğan, ümmetin umut ışığı olmuş güçlü bir lidere dönüşmesi ile önce Erdoğan’a içerden gezi, 17-25 aralık darbe girişimleri ile yıpratmaya çalışmışlardır, sonrasında Mısırda % 52 oyla seçilen Mursi batının gözünü iyice korkuttu neden? Çünkü Mursi tüm Araplara bir umut verdi. Arap yarımadası artık tümüyle demokratik bir yapıya kavuşabilirdi yüzyıldır mazlum olan coğrafyada Erdoğan Müslüman ümmete ve Mursi de Araplar nezdinde bir umut olmaya başlamıştı . Bu da batı için, üst akıl için, hem enerji açısından, hem de kilise için büyük bir tehlike arz ediyordu. Ve batı önce Mısır’da ipleri elinde olan savunma bakanı ve Genel kurmay başkanı Sisi’yi devreye sokarak seçilmiş iktidara darbe yaptırdı. Halk tahrir meydanında demokrasi nöbetleri tutarken darbeciler tarafından haince şehit edildi ve sözde demokrasinin beşiği olan batılı devletler seçilmişlerin yanında yer alması gerekirken darbecilerin yanında yer alarak amaçlarının demokrasi değil batının efendi, Müslüman milletlerin köle olarak kalması gerektiğini fiili eylemleri ile göstermiş oldular. Hatırlayın o zamanlar tüm batılı ülkelerin darbeci sever tutumları karşında Türkiye hariç tüm dünya lal olmuş olanı biteni izlemekle yetinmişti . Erdoğan o tarihlerde darbeci Sisi ve batılı devletleri ve özellikle de ABD’nin tavrını eleştirerek yine tüm İslam ümmetinin sevgisi ve takdirini alarak ümmetin lideri olduğunu tüm dünyaya göstermiş oldu. 2013 yılında meydana gelen Mısır darbesi, Türkiye de başarılı olamayan 15 temmuz darbe girişiminin provası niteliğindedir. Benzerliklerin en önemlisi batının Askeri darbenin arkasında durarak Sisi’ye destek vermesidir. Darbeci Sisi askerin işlediği suçları Mursi’ye isnad etmesi ile darbeye meşruiyet kazandırmak istemiş ve batı da buna destek vermiştir hele Mursi’nin idamla yargılanmasına göstermelik tepkiler vererek geçiştirmeleri demokrasi kavramının sadece kendileri için geçerli olduğunu göstermiştir. Fransa da terör eylemleri sonrası ohal ilan edilmesine destek veren batılı devletler Türkiye’de darbe sonrası ilan edilen ohali eleştirmeleri Türkiye’nin karşısında bir tavır değil de nedir. Eğer darbe başarılı olsa idi Darbecilerin meşruiyetini Mısır da olduğu gibi ilk batılı devletler tanırdı. Darbe sonrası ABD’ye yöneltilen eleştirilere alelacele verilen bizim alakamız yok açıklamaları ve Fetö hainini vermemek için türlü bahaneler öne sürmeleri darbeyi dış güçlerin desteği ile planlanıp uygulandığını göstermiştir. Almanya da Türk kardeşlerimizin düzenlediği darbeye karşı demokrasi mitinginde Sayın Erdoğan’ın telekonferansla katılmasını mahkeme kararı ile engellemeleri ve en önemlisi Batılıların Darbenin neden başarısız olduğunu sorgulayan makale ve haber yapmaları dış güçlerin darbeye verdiği desteği göstermektedir.
Değerli kardeşlerim batı ve onun uşakları aziz milleti hesaba katmayarak darbenin başarılı olacağını zannederek planlar yapmış ve başarısız olunca refleks olarak Erdoğan’a karşı tutum sergilemekten kendilerini alıkoyamamışlardır. En önemlisi de Darbeye karşı olduklarını söylemelerine karşı tutuklu haklarının korunmasını talep etmeleri ve Halkımızın İdam cezasının tekrar yürürlüğe getirilmesi isteğine de şiddetle karşı çıkmaları çok önemlidir. Yahu sizin polisinize taş atan adamı vurma yetkisi veren bir yasanız varda bize hainlik edenleri idam etme cezası neden olmasın. SAYGILARIMLA