Seçim sathı mailine giren Türkiye’de ana gündem maddesi Başkanlık Sistemi. Ülkede dönem dönem gündeme gelen Başkanlık Sistemi talepleri bugüne kadar hayata geçirilemedi. Bugünün farkı Başkanlık sistemine talebin eskiye nazaran çok daha geniş kesimlerce isteniyor olması ve başta askeri ve bürokratik vesayet olmak üzere halktan meşruiyet almayan kesimlerin gücünün kırılmasıdır. Bu sebepler Başkanlık sistemine geçişe dair umutları arttırmakta.
Türkiye’nin geldiği sistem tam bir çift başlı yürütme sistemidir. Türkiye gibi koalisyon, birlikte çalışma, asgari müştereklerde anlaşma ve benzeri siyasi ortaklık kültürü zayıf olan bir toplumda yürütmenin çift başlı olması yürütme erkinin kullanılamamasını doğuruyor. Sıkıntı çift başlılıktan çıkmaktadır. Ülke yönetiminin selameti açısından güçlü yürütme gereklidir. Kuvvetler ayrılığının korunduğu ama yürütmenin de görevini layıkıyla yerine getirebileceği yetkilere ve kudrete sahip olduğu bir sistem kurulmalıdır.
Bugünlü çift başlı sistemde Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında ihtilaflar veya uyumsuzluklar olması muhtemeldir. Bugün hem Sayın Erdoğan’ın hem de Sayın Davutoğlu’nun siyasi geçmişlerinin birlikteliği, dünya görüşlerinin uyumu ve benzer sebeplerle bu sıkıntı fark edilmiyor. Bu uyuma rağmen geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı ve hükümet üyeleri arasında yaşanan bazı olumsuzlular kamuoyuna dahi yansımıştı. O zaman da aynı şeyleri ifade ettim, bunun Cumhurbaşkanı, Başbakan veya hükümet üyelerinin şahıslarından kaynaklanan sıkıntılardan ziyade Türkiye’deki cari sistemden kaynaklandığını, çift başlı yürütmede güçlü karakterli bir Cumhurbaşkanı olduğunda ister istemez hükümetin görev alanına müdahalesinin kaçınılmaz hale geleceğini belirtmiştim.
Bugün Cumhurbaşkanı’nın doğrudan halk tarafından seçilmiş olması, zaten yetkileri bir hayli fazla olan Cumhurbaşkanlığı makamını hükümet karşısında daha da güçlü bir konuma getirdi. Bu sebeple herhangi bir sorumluluğu olmayan ayrıca geniş yetkilerle donatılmış bir Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan’ın Başkanlık sistemi talebini kendi şahsi iktidar hırsına indirgemeye çalışmak gerçekleri saptırmaya yönelik bir söylemdir. Bugün Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti/Ahmet Davutoğlu arasında bir uyum ve dava arkadaşlığı varken Türkiye’nin hızla bu çift başlılıktan kurtulması gerekmektedir. Yoksa gelecekte birbirleriyle uyumsuz hatta rakip siyasilerin gelmesi halinde ülke tam bir yönetim krizine girecektir. Türkiye kendine uygun bir sistem kurmaya çalışıyor ve şu an hasta ameliyat masasında ne yapıp edip bu ameliyatı tamamlamak gerekir yoksa hastanın bu hali ile ameliyat masasında kalkması kendisi için büyük risk teşkil edecektir. Bunun yapması gereken de yapabilecek kudreti olan da Ak Parti’dir.
Türkiye geldiği aşamada yetkili, sorumsuz ve halk tarafından seçilen bir Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ı aynı anda taşıma imkanına sahip değil, bir an evvel ameliyatı bitirmeli, yani çift başlılığı bitirmeli, bunun da en düzgün yolunun Başkanlık sistemine geçmek olduğu görülüyor…