Başlık biraz iddialı, biliyorum. Ama görünen köy kılavuz istemez.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın gençlerle olan iletişimi, uyumu ve başarısına dün bir kez daha şahit olduk.
Başkan Altay, Büyükşehir Belediyesi’nin gençlik projeleri hakkında bilgilendirme ve Genç Kültür Kart Projesi tanıtım toplantısı gerçekleştirdi.
Açıkçası programa çok da büyük bir beklentiyle gitmemiştim.
Başkan Altay en fazla ne anlatabilirdi ki?
En fazla; klasik kütüphane, spor vs. yatırımlarından bahseder, birkaç tane de eğitim projesini araya sıkıştırır diye düşünüyordum.
Kütüphane, spor ve eğitim yatırımlarını klasik yatırımlar diye sınıflandırarak küçümsediğimi düşünmeyin sakın.
Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, Konya Belediyelerinin bu sınıflandırmadaki yatırımlarına o kadar alıştık ki, artık sıradanlaştı.
Evet, gerçekten de öyle. Başka şehirlerin gıptayla baktığı bu milyonluk yatırımlar artık Konya için sıradanlaştı.
Çünkü Konya’da çıta çok yükseldi.
Konya Modeli mottosu bu yüzden kesinlikle yerini bulmuş bir söylem…
Konya, ürettiği pek çok projeyle zaten model olan bir şehirdi ama gençlere yönelik projelerde ufkunu çok başka yere taşımış durumda. Konya Modeli Belediyecilik anlayışında gençlerin yeri öyle lafla değil, gerçekten de her zaman öncelikli olmaya başladı.
Başkan Altay’ın sunumunu yaptığı projeleri dinlerken, ‘biz yanlış zamanda doğmuşuz’ dedim...
Projeleri burada saymaya kalksam okurken yorulursunuz.
İlim, kültür ve sanat, müzik, felsefe, İslam tarihi, spor, kişisel gelişim, yurt dışı dil gelişimleri, staj imkanları, yüz yüze - çevrimiçi eğitimler, kamplar, oyun geliştirme projeleri, teknoloji üretim merkezleri; hangisini yazsak diğerine haksızlık olur.
Anılan projeleri alt alta toplayınca görüyorsunuz ki; Konya Büyükşehir Belediyesi sadece bugünü değil, aslında Konya’nın 20 yıl sonrasını inşa ediyor. Bu nimetlerden faydalanıp toplumda iyi bir yer edinemeyen genç kalmaması gerekiyor.
Olaya sadece materyalist boyuttan bakmıyorum, ahlaki, dini, vicdani ve sosyal açıdan da yeni bir gençlik inşa ediliyor aslında.
Bu sebeple, Konya Büyükşehir Belediyesi’nin gençlerin tümünü kapsayan bu yatırımlarının belki de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da benimsenmesi hatta ulusalda uygulanması gerekir diye düşünüyorum.
Başkan Altay’ın bu yöndeki yatırımlarını aslında bizim övmemize bile gerek yok. Sahada, sokakta, başka başka yerlerde gençlerin ona olan ilgisi durumu net özetliyor.
Ben buna en son Konyaspor-Fenerbahçe maçının bitişinden sonra protokol kapısı çıkışında genç taraftarların etrafını sarıp öz çekim yapma yarışına girdiğinde bir kez daha şahit olmuştum.
KONYA FELAKETTEN UCUZ KURTULMUŞ
Sevgili okurlar. Gençlerden ve Başkan Altay’ın genç dostu yatırımlarından bahsederken bir konuya daha değinmeden edemeyeceğim.
Hepimizin bildiği gibi, Konya Büyükşehir Belediyesi binasında yıkım işlemleri artık son aşamada. En fazla 1 hafta içinde eski belediye binasından eser kalmayacak. Başkan Altay bölgeye yeni bir kütüphane yapılacağını duyurmuştu.
Fakat son zamanlarda sosyal medyada eski binanın yıkılmasıyla ilgili eleştirileri görünce şaşırdım. Konuya israf boyutundan bakanlar olmuş. Eski belediye binasının yıkılmasını eleştirmişler.
Bence bu konuda çok yanlış düşünüyorlar ve Başkan Altay’a haksızlık yapıyorlar.
Yıkılan binanın enkazını görseler eminim eleştiri yapanlar da benim gibi düşünürdü.
Çünkü yıkıntılar arasında ne doğru düzgün demir ne de sağlam bir harç göremiyorsunuz. Hatta bu kadar yıl nasıl ayakta kaldı diye bile şaşırırsınız.
Allah göstermesin, daha önce yaşadığımız Zümrüt Faciası gibi bir sıkıntı yaşasak ne yapardık.
Binanın çürük olduğuna dair zaten farklı farklı birkaç ayrı kurumun kapı gibi raporu var.
Başkan Altay ne yapacaktı? Binlerce insanın her gün gidip işini hallettiği, yüzlerce insanın çalıştığı, Konya’nın en önemli binasının can güvenliğini tehdit eder hale gelmesini izlemekle mi yetinecekti.
Aldığı karar öyle basit bir karar değil. Her şeyden önce net bir makam odası bile yok, gezgin gibi farklı binalarda hizmet veren daire başkanlıklarını, müdürlükleri ve personeli idare edebilmek bile başlı başlına zor iş.
O yüzden Başkan Altay’ın yıkım kararını eleştirmenin haksız olduğunu düşünüyorum.