Ramazan ayında en çok tercih edilen ürünlerden biri de tatlı oluyor. Fakat ham madde ürünlerinin fiyat artışından dolayı bazı üreticiler, hileli malzeme kullanıyor. Konya Pastacılar Esnaf Odası Başkanı Kadir Kağnıcıoğlu, Konya esnaflarında bu durumun görülmediğini fakat merdiven altı üretim ve satış yapan üreticilerde olabileceğini belirtti.
Başkan Kadir Kağnıcıoğlu, merdiven altı, işletmesi olmayan ve ucuz ürünlere karşı dikkatli olunması gerektiğini dile getirdi. Kağnıcıoğlu, “Bu yıl ramazana sakin başladık. Şu anda paket servileri çok yoğun değil. Fakat geceler uzun olduğu için genellikle oturma yerleri olan pastaneler, baklavacılar yoğun oluyor. Ramazan ayında daha hafif olduğu için genellikle sütlü tatlılar tercih ediliyor. Bunların başında güllaç geliyor.” dedi.
‘FİYATI 200 LİRADAN 800’E ÇIKTI’
Bu yıl tatlı fiyatlarının yüksek olduğunu ve sadece fıstığın kilosunun 600 lira arttığını belirten Kağnıcıoğlu,“Tatlı fiyatları yerine, içinde kullanılan malzemesine göre değişiklik gösteriyor ama şu anda çok yüksek durumda. Ramazanda en çok tercih edilen güllaç, malzemesine göre 150 lira da, 300 lira da olabiliyor. Ham madde fiyatları çok yükselmiş durumda. Geçen yıl kilosu 200 lira olan fıstık, bu yıl 800 liraya kadar çıktı. Sadeyağın fiyatı 350 lirayı buldu. Süt ve şekerde de durum aynı. Maalesef durum içinden çıkılacak gibi değil. Bu ürünlerin yanında kiralar ve işçilik giderleri de var. Yüzde 20-30 bir yükseliş yaşanmadı, fiyatların hepsi katlandı.” sözlerine yer verdi.
‘KONYA ESNAFLARINDA YOK’
Konya esnaflarının ürünlerde herhangi bir hile yapmadığının atlını çizen Kağnıcıoğlu, “Ürün hilesi yapan insanlar mutlaka var ama Konya’da üretim yapan esnaflarımız bunlara tenezzül etmiyorlar. Fakat dışarıda üretilen ve gelen, merdiven altı üretim yapan, ucuza satışı gerçekleştirilen ürünler var. Bu ürünlerin nasıl üretildiğini bilmiyoruz. Çünkü o insanları denetlenmiyor. Zaten sokaklarda satış yapıyorlar. Herhangi bir iş yerine satış yapmıyorlar. Bu ürünlere karşı dikkatli olmak gerekiyor. Konya’daki kendi üyelerimizden, pastacılarımızdan böyle bir sorun çıkmaz. Çünkü örneğin bizim kendi üretim yapan tesislerimizden fıstıklar, tüm olarak geliyor. Burada kendimi öğütürüz. Öğütülmüş olarak gelmiyor. Hatta fıstığı çektiğimiz zaman aromasını kaybetmemesi için hemen kullanıyoruz. Çekilip dışarıda bekletmiyoruz. Hemen kullandığımız için de yerken aroması daha çok hissediliyor.” diye aktardı.
‘BU BÜYÜK BİR GIDA TERÖRÜDÜR’
Ucuz ve sahte ürünlerin zehirleyebileceğini belirten Kağnıcıoğlu, bunun bir gıda terörü olduğunu söyleyerek; “Tüketicilerimiz bu tür hilelere düşmemek için fiyatına bakmalılar. Fiyatı ucuzsa mutlaka bir şey vardır. Bunlara vatandaşlarımızın tenezzül etmemesi lazım. Sokakta satılan ürünleri kesinlikle almamamız gerekiyor. Ürün adlığımız zaman karşımızda bir muhatabın olması gerekiyor. Baklavacılardan alışveriş yapıldığı zaman karşımızda bir muhatap oluyor. Ama sokaktan yapılan alışverişlerde herhangi bir muhatap bulamazsınız. Bu ürünler zehirleyebilir. Bu da büyük bir gıda terörüdür. Bizim pastacılarımızın en önemli konusu hijyendir. Hijyeni her zaman ön planda tutuyoruz. Eldiven giymeden hiçbir ürünümüzü müşterilerimize sunmuyoruz. Açıkta ürün bırakmıyoruz ve kapalı alanlarda satışlarını gerçekleştiriyoruz.” şeklinde konuştu.
‘SADECE SATAN DEĞİL ALAN KİŞİ DE SUÇLUDUR’
Sadece merdiven altı ürünler üretenlerin değil, alıveriş yapanların da suçlu olduğunun vurgusunu yapan Kağnıcıoğlu, “Gıda dışarıda açık satılamaz. Özellikle dondurma kapının önünde dahi satılamaz. Çünkü çok çabuk bozulan bir üründür. Gıda zehirlenmesine kadar götürebilir. Boğaz ağrısı, ishal gibi durumlar görülebilir. Bu ürünlerin mutlaka kapalı alanlarda satılması gerekir. Sağlığımızı düşünüp bu tür yerlerden ürün almamalıyız. Bu tür yerlerden alışveriş yapılırsa sadece satan değil, alan kişi de suçludur. Her zaman güvendiğimiz, bildiğimiz ve temizliğine inandığımız işletmeleri tercih etmeliyiz.” ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.