Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Adıyaman'da Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na katılıyor.
Bakan Kurum, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerde hasar tespitinin bugün itibarıyla yüzde 80 seviyelerine geldiğini, birkaç gün içerisinde tamamlanacağını bildirdi.
Kurum, "Hasar tespitleri esnasında Hatay Defne ve Samandağ merkezli iki deprem yaşadık, bu bölgelerde orta hasarlı ve az hasarlı binalara bir kez daha bakacağız." dedi.
"1999 öncesi yapılan, mühendislik hizmeti almamış, denetime tabi olmamış yapıların yüzde 98'inin yıkıldığını görüyoruz." açıklamasında bulunan Kurum, depremlerden 16 gün sonra vatandaşların kalıcı konutlarının sözleşmelerinin imzalanmaya başlandığını açıkladı.
"Milletimizin desteğiyle kentsel dönüşümü yapacağız"
Bakan Kurum şöyle devam etti;
"Ev sahiplerine 5 bin lira kira yardımı yapılacak. Sayın Cumhurbaşkanımız kiracılara yapılacak kira yardımının da 2 bin liradan 3 bin liraya çıkarılması talimatı verdi.
Kat kısıtlaması getireceğiz, dükkanları mümkün olduğunca bina altına koymayacağız, bina yanına koyacağız.
Milletimizin desteğiyle kentsel dönüşümü yapacağız, İstanbul'da da Ankara'da da İzmir'de de yapacağız ve vatandaşımızı çaresiz bırakmayacağız."
"Kentsel dönüşüm üzerinden siyaset yapmayalım"
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum, kentsel dönüşüm sürecinin önünü açtıklarını, bunu bir milli güvenlik, beka meselesi olduğunu belirterek "Kentsel dönüşüm üzerinden siyaset yapmayalım. Gelin hep birlikte masanın bir tarafında olalım, hep birlikte bu süreci yönetelim, başka acılar yaşamayalım." açıklamasında bulundu.
Kurum, "Depremden etkilenen şehirleri ihya sürecini kültürden, sanattan anlayan, sosyolojiyi, demografik yapıyı bilen bilim insanlarından oluşan bir heyetle yöneteceğiz." dedi.
Deprem konutları
Bakan Kurum, deprem konutlarına ilişkin "1 yıl diyoruz ama önceki depremlerde 6 ay sonra teslim etmeye başladık. Burada da aynısını yapacağız, 6 ay sonra etap etap projelerimizi teslim edeceğiz." açıklamasında bulundu.
Kurum, "İmar kısıtı uygulayacaksak, o araziyi yeşil alana çevirmek zorundaysak takasla, başka araziler göstermek suretiyle onları mağdur etmeyecek şekilde süreci yürüteceğiz." dedi.
Bakan Kurum, deprem bölgesindeki 43 bin sosyal konutun ihalesini tamamladıklarını, bu konutları da afet bölgesindeki diğer konutlarla eş zamanlı inşa edeceklerini açıkladı.
Marmara Bölgesi
Bakan Kurum, "11 ilimizdeki afet konutlarımızı yapmak önceliğimiz. Buradaki süreci yoluna koyar koymaz Marmara Bölgesi'nde de aynı kararlığı ortaya koymak zorundayız." ifadelerini kullandı. Kurum, İstanbul'da dönüşmesi gereken her yerde devletin tüm imkanlarıyla dönüşüm sürecini daha da artırarak devam edeceğini açıkladı.
Deprem bölgesindeki enkazlara ilişkin karar
"Yaklaşık 50 milyon tonluk deprem enkazı tahmini yapılıyor. Bir de asbest konusu var. Bu konudaki çalışmalar hakkında bizi bilgilendirir misiniz?" sorusu üzerine Bakan Kurum, çalışmaların 11 ilde eş zamanlı yapıldığını bildirdi.
Kurum, konuşmasına şöyle devam etti:
"Enkaz süreciyle ilgili şöyle bir karar aldık ve 11 ilde AFAD koordinasyonunda süreci yürütüyoruz. Bakanlarımızla birlikte aldık, Sayın Cumhurbaşkanı'mıza arz ettik, o da bu konuda çok hassas, Emine Hanım çok hassas. Başka felaketlere sebebiyet vermeme adına bu süreci yürütmek zorundayız. Belirlediğimiz döküm alanlarında vatandaşlarımızın hem enkaz alanında hem döküm alanında kıymetli eşyaları var, o eşyalarıyla ilgili de güvenlik tedbirlerini alarak, bulunan şeyleri tutanağa bağlayarak yürütüyoruz. Binalarımızın yıkımını acilden, yıkıktan başlamak üzere gerçekleştiriyoruz. Buraları enkaz alanlarına taşıyoruz. Enkaz alanında ayrıştırılması gereken ne varsa demiriyle, PVC'siyle, ayrıştırma sürecini enkaz alanlarında yapmak, burada çevresel tüm tedbirleri alarak, konkasör kuracağız ve kurulmaya başlandı, bu konkasörlerle birlikte buradaki molozu da, o 50 milyon denilen molozu da konkasörlerden geçireceğiz. Bunu altyapıda kullanacağız, üstyapıda kullanılamaz. Altyapıda, yollarda, kanalizasyonda, içme suyunda ki ihtiyacımız var, o ihtiyacı da oradan gidermiş olacağız. Dönüştürülmesi gerekeni dönüştürmek suretiyle bu alanları da şehirlere zarar vermeyecek şekilde yönetmeye çalışıyoruz."
Asbest konusundaki kaygının hatırlatılması üzerine Kurum, demiri ayrıştıracaklarını, bunun da geri dönüşüme tabi tutulacağını vurguladı.
"Bu işin siyaseti yok"
İstanbul ve Marmara Bölgesi'ndeki deprem planlamalarına yönelik çalışmaların sorulması üzerine Kurum, İstanbul ve Marmara Bölgesi ile ilgili çalışmak isteyen herkesle uyumlu çalışmaya gayret gösterdiklerini belirtti.
Kurum, 270 bin dönüşüm projesinin devam ettiğini, bunun 93 bininin İstanbul'da sürdüğünü bildirdi.
Sosyal konutlar yaptıklarını hatırlatan Bakan Kurum, önceliklerinin dönüşüm ve vatandaşların sağlam konuta erişimi olduğuna işaret etti.
Tüm bileşenlerin de aynı anlayışla hareket etmesi gerektiğinin altını çizen Kurum, vatandaşların, belediyelerin bir seferberlik anlayışıyla hareket etmesi gerektiğini dile getirdi.
Kentsel dönüşüme farklı bakan belediyelere karşı yaptırımın olup olmayacağının sorulması üzerine Kurum, şunları kaydetti:
"Bugün, 11 ilimizdeki afet konutlarımızı yapmak ve bir an önce vatandaşlarımızı sağlam konutlarına yerleştirmek önceliğimiz. Aynı şekilde hemen buradaki süreci yoluna koyar koymaz Marmara Bölgesi'nde de aynı kararlılığı ortaya koymak zorundayız. Bunun siyaseti, partisi yok. Bunun dil, din, ırk ayrımı yok. Bunu yapmak zorundayız ve herkesin de bu bakış açısıyla sürece yaklaşması gerekiyor. Bunu bir milat kabul edip, bu milatla birlikte İstanbul'da da dönüşmesi gereken her yerde biz devletimizin tüm imkanlarıyla dönüşüm sürecini daha da artırarak devam edeceğiz. Yapmayan kişilerle, yapmayan kurumlarla ilgili de iradeyi ortaya koymalarını bekliyoruz. Yapılmaması durumunda da radikal bir tedbiri de hayata geçirmemiz gerektiğini kendi adıma düşünüyorum. Eminim ki onlar da bu sürece katılacaktır, katılmak isteyecektir. Tekrar söylüyorum bu işin siyaseti yok. Hep birlikte el ele vereceğiz. Nasıl bugün deprem bölgesi için 85 milyon el ele verdiysek Marmara'mız, İstanbul'umuz, Kocaeli'miz için de aynı anlayışla çalışacağız ve bu iradeyi ortaya koyacağız."
"Birkaç ilimizde şubat sonu itibarıyla ilk kazmalarımızı vuracağız"
Depremlerden etkilenen illerdeki konut projesine ilişkin soru üzerine Kurum, "Ay sonuna kadar 14 bin konutumuzun ihalesini gerçekleştirip sözleşmeleriyle birlikte inşa sürecine başlayacağız. Yani bu ay sonuna kazmalarımızı, şehirlerimize vurmaya başlayacağız. Mart başı demiştik ama birkaç ilimizde şubat sonu itibarıyla ilk kazmalarımızı vuracağız." diye konuştu.
Kurum, mart-nisan sonuna kadar Hatay'da 40 bin, Kilis'te 250, Gaziantep'te 18 bin 500, Şanlıurfa'da 3 bin, Diyarbakır'da 6 bin, Elazığ'da 3 bin 750, Adıyaman'da yaklaşık 26 bin, Malatya'da 44 bin 700, Kahramanmaraş'ta 45 bin, Osmaniye'de 9 bin 550, Adıyaman ve Adana'da 2 bin 200 olmak üzere 199 bin 739 konutun şehrin rezerv alanlarında yapılacağını bildirdi.
Diğer taraftan çelik konstrüksiyon ve betonarme olacak şekilde köy evlerinin projelerini hazırladıklarını aktaran Kurum, "Hatay'da 15 bin, Kilis'te 1000, Gaziantep'te 9 bin 500, Şanlıurfa'da 2 bin 81, Diyarbakır'da 2 bin 927, Elazığ'da 386, Adıyaman'da 9 bin 896, Kahramanmaraş'ta 13 bin, Malatya'da 17 bin 990, Osmaniye'de 1378, Adana'da 701 olmak üzere 73 bin 972 köy konutumuzu da yapacağız." bilgisini verdi.
"272 bin konut yapılacak"
Kurum, şehirler ve köylerde 272 bin konutun yöresel mimariye uygun yapılacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Zemin artı 3-4 katı geçmeyecek ve şehrin ihtiyaçlarına göre; yani Hatay'da, Antakya'da balkon büyük ihtiyaç. Bu bölgede hava sıcak olduğu için vatandaşımız oralarda daha çok vakit geçirmek istiyor. 105 metrekare brüt, 85 metrekare net, 3 artı 1 daireler yapacağız ve balkonları hariç. Tip tip bunları ayırdık. Bu bölgeye özel projeler. Daha öncekiler de var, bu bölgeye özel de var. Ülkemizdeki en iyi mimarlarla kat planlarını, cepheleri, vaziyet planlarını, hocalarımızla zemin etütlerini çalışıyoruz ve eş zamanlı hepsini yürüterek, etap etap bu projelerimizi hayata geçiriyoruz.
Köy konutlarımızı da yöresel mimariye uygun şekilde, bölgenin taşı neyse, oradaki yöresel olguları, ihtiyaçları karşılayacak proje neyse bu anlayışla yapıyoruz. 93 metrekare neti olan 3 artı 1 köy konutlarımızı da vatandaşlarımızın ihtiyaçları doğrultusunda yapacağız. Öyle 'kara düzen, şuralara yerleştirelim' ile olmuyor bu işler, uykusuz çalışıyoruz. İngiltere'deki, Amerika'daki ofisi dahi kullanıyoruz, oradaki zaman farkındaki süreci de kullanıyoruz, 24 saat esasıyla arkadaşlarımız çalışıyor. Zeminin eğimine, kalitesine, oradaki derelere, eş yükselti eğrilerine göre vaziyet planları çıkıyor. Her şehrimizde aynı hassasiyetle bu süreci yürütüyoruz ve aynı anlayışla şehir merkezlerini çalışıyor olacağız."
"Acelemizin sebebi vatandaşımızı evlere yerleştirmektir"
Bilim adamlarının yeni konut inşası konusunda hızlı karar verilmesine yönelik sözlerinin hatırlatılması üzerine Kurum, deprem bölgesinde mikrobölgeleme, zemin etüdü, fay hattına olan mesafeyi koruma ve tüm fay hatlarının dijital ortama taşınmasıyla ilgili çalışma yaptıklarını anlattı.
Kurum, yetkin personel, kadro ve yüklenicilere sahip olduklarını ve tüm inşaat malzemecileriyle bir araya geldiklerini bildirerek, şöyle devam etti:
"Demirinden çimentosuna, tuğlasına kadar yapılacak deprem konutlarımızın, inşallah yeni bir güneş doğacak bu bölgede, inşa sürecine ilişkin malzeme tedarikinin bağlantısını dahi konuştuk. Demiriyle, çimentosuyla, kalıbıyla, boyasıyla hiçbir tedarik zincirinde problem yok. Hepsi buraya önceliklendirmek üzere süreci yürütecekler ve burada da malzemelerin artışına dahi hassasiyetimizi yürüteceğiz. Burada farklı bir tutum içerisine girmek isteyen, fırsatçılık yapmak isteyenlere de gereken cevabı gerekli şekliyle vereceğiz, bunu da milletimizin bilmesini isterim.
Biz acele etmiyoruz. Acelemizin sebebi vatandaşımızı bir an önce o çadırdan kurtarmak, konteynerden kurtarmak ve en sağlam, güvenli bir şekilde evlere yerleştirmektir. 1 milyon 180 bin konutumuz nasıl dimdik ayaktaysa yeni yapacak konutlarımızı da bu anlayışla ve bu hassasiyetle yapıyoruz. Sonuçta bu sözleşme süreciyle birlikte zeminde iyileştirilmesi yapılması gereken varsa bunlar yapılacak, kazılarımız yapılacak, şantiyelerimiz kurulacak. İnşallah 1-2 ay içerisinde bu bloklarımızı da çıkaracağız, göstereceğiz ve vatandaşlarımız 11 ilimizde eş zamanlı Cumhuriyet tarihinin en büyük afet konut yapım seferberliğini de görecek ve onları da mahcup etmeyeceğiz, onları üzmeyeceğiz ve işin sonunda diğer depremlerde, afetlerde olduğu gibi onların da inşallah dualarını alacağız. Onların mutluluklarına hep birlikte şahitlik edeceğiz."
"Elimizden gelen her türlü gayreti göstereceğiz"
Bir yılın sonunda depremzedelerin kalıcı konutlara geçme sürecinin başlayıp başlamayacağı ve büyük oranda ilerleme olup olmayacağına ilişkin soru üzerine Kurum, Elazığ, Malatya, İzmir, Kastamonu, Bartın, Sinop, Rize ve Antalya'da yaşanan afetlerin ardından belirtilen sürelerde konutların teslim edildiğini hatırlattı.
Kurum, Elazığ ve Malatya'da 1,5 yılda 45 bin konutun dönüşümünü yaptıklarına işaret ederek, şöyle devam etti:
"250 bin sosyal konutumuzu yapacağız' dedik ve şu an 43 binin yapımı devam ediyor. '50 bin sosyal konut' dedik, yaptık. '100 bin sosyal konut' dedik, 94 binin inşası fiilen devam ediyor. 3-4 binin sorunu vardı, onları da arkadaşlar çözüyor. Hepsini yapıyoruz. Neticede bunu da aynı anlayışla yapacağız. Biz elimizden gelen her türlü gayreti göstereceğiz. Takdir milletimizin ama şunu iyi bilsinler ki bu ekip yetkindir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, önderliğinde, biz diğer afetlerde ne yaptıysak, biten konutlarımızı nasıl vatandaşımıza teslim ettiysek, şehrin en kıymetli, en değerli konutları olarak verdiysek... Çizik yok o binalarda. Elazığ'da, Malatya'da da deprem oldu. Gidin, bakın çizik yok o binalarda. Doğanyol, Sivrice, Pütürge, hepsinde yaptık, nasıl sağlam dimdik ayaktaysa inşallah bu yeni konutlarımız da aynı anlayışla yapılacak, aynı hassasiyetle yapılacak."
Fay hattı mesafesi nasıl belirlenecek?
Konutların fay hattına mesafesine yönelik soru üzerine Kurum, şu bilgileri verdi:
"Şu an 'fay yasası'yla ilgili bildiğim kadarıyla AFAD Başkanlığımız çalışıyor. Burada belki radikal başka kararları da içine koyacağımız bir süreci yönetiyor olacağız. Hocalarımızdan, bilim insanlarımızdan dünyadaki literatürleri de dikkate almak suretiyle bu mesafenin maksimum ne kadar olması gerektiğini istişare ettik. Oradan da emniyet payı almak suretiyle daha uzak mesafelere yerleşeceğiz. Bilim insanlarımız bunun daha kısa mesafesinde yapılabileceğini de söylüyorlar ama biz 500-600 metreden aşağı yaklaşmayacağız. O mesafede emniyetli alan nereyse, sağlam zemin nereyse oralara inşasını gerçekleştireceğiz."