SAĞLIK Bakanı Fahrettin Koca, deprem bölgesinde 140 bin sağlık personelinin görev yaptığını belirterek, "Diğer bir ifadeyle yaklaşık olarak bakanlığımızın ilgili her 10 personelinden biri afet bölgesindedir. İçiniz müsterih olsun" dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Hatay'da kurulan Sahra Hastanesi'nde incelemelerde bulundu. Bakan Koca, deprem felaketinin vurduğu kentlerde verilen sağlık çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi. Devletin istisnasız bütün imkânlarıyla 6 Şubat sabahından beri bölgede olduğunu belirten Koca, "Bizler de afet gününden beri, depremden büyük hasar gören illerimizden biri olan Hatay'dayız. Burada ve tüm bölgede, insan gücünün sınırı neyse, onu zorluyor ve sağlık hizmeti sunuyoruz. Eşi görülmemiş bir afete maruz kalan illerimizdeki çalışmalarımızı; Kahramanmaraş'a, Gaziantep'e, Malatya'ya, Diyarbakır'a, Kilis'e; Şanlıurfa, Adıyaman, Osmaniye, Adana ve koordinasyon merkezimiz olan Hatay'a karşı görevlerimizi yaklaşık 100 bini aşkın sağlık çalışanı arkadaşımla sürdürüyoruz. Destek ekiplerimizle, sağlık ailemizle güçlü bir şekilde sahadayız. Ve acımızı da güce çevirmeye mecburuz" dedi.
Afet bölgesinde halen sabit birimlerle 13 bin olmak üzere 19 bin hekimin hizmet verdiğini anlatan Bakan Koca, "74 bin sağlık personeli ve diğer 47 bin personelle Sağlık Bakanlığı'nın bölgedeki personel sayısı yaklaşık 140 bindir. Diğer bir ifadeyle yaklaşık olarak bakanlığımızın ilgili her 10 personelinden biri afet bölgesindedir. İçiniz müsterih olsun. Bugün itibarıyla, 10 afet ilinde deprem sebebiyle halen yatan hasta sayısı 6 bin108, toplamda yatan hasta sayısı ise 21 bin 859'dur. Dün taburcu olan bin 607 hastayla birlikte, taburcu edilen toplam hasta sayısı 13 bin 612'dir. Sadece dün 902 cerrahi operasyon gerçekleştirilmiştir. Afetin ilk gününden itibaren gerçekleştirilen cerrahi operasyon sayısı 10 bin 601'dır. Hekimlerimizin tecrübesi sonucunda cerrahi operasyonlar ve acil müdahalelerde çok büyük başarılar ortaya konmuştur. Kendilerini hayatın devamına adayan sağlık çalışanı arkadaşlarıma sizler adına teşekkür ediyorum. Tüm birimlerimiz, adeta bir ameliyat masasının başındaki ekibe benzer şekilde, koordineli bir şekilde çalışıyorlar" dedi.
'AFET BÖLGESİNDE SERVİS YATAK DOLULUK ORANI YÜZDE 60'
Afet bölgesinde servis yatak doluluk oranlarından da bahsedene Bakan Koca, "Afetin yaşandığı 10 şehrimizin sağlık kurumlarında, bu sabah itibarıyla, aktif servis yatağı sayısı 20 bin 239, servis yatağı doluluk oranı yüzde 60'dır. Yoğun bakım yatak sayısı 3 bin 425, yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 78'dir. Diyaliz kapasitemiz, hastamızın ihtiyacına cevap verecek düzeydedir. Bildiğiniz gibi, diyaliz kapasitesinin yeterliliği, göçük altından çıkarılan ve uzun süre susuz kalan hastalarımızın yaşayabileceği böbrek sorunları açısından son derece önemlidir. Deprem bölgesinden, çoğunluğu ilk günlerde olmak üzere, 51bin 152 hasta ve yaralı, hava ambulanslarla, uçak ve helikopterlerle, kara yolu ambulansları ve deniz araçlarıyla diğer şehirlerimizdeki hastanelerimize nakledildi. Bölgede halen görev başında olan ambulans sayısı bin 267'dir. Afet bölgesinde 114 Acil Müdahale Ünitesi ve pandemi döneminin de tecrübesiyle 25 sahra hastanesi kuruldu. Acil müdahale ünitelerimize 67 bin 598, sahra hastanelerimize 3 bin 459 hasta müracaatı oldu. Sahra hastanelerimizden 12'si, tomografi cihazına dek, gerekli tüm hastane teçhizatının bulunduğu, afet zamanına özel tam teşekküllü birer hastane özelliğindedir. Bu Hastanelerinin kurulmasıyla çevre illere hasta nakli azaldı. Faaliyetine ara vermeden devam eden sağlık kurumlarımız ve kurulan geçici hizmet alanlarıyla birlikte, sağlık hizmetlerinde hiçbir kapasite sorunu bulunmuyor" diye konuştu.
1 MİLYON KİŞİ MUAYENE EDİLDİ
Depremden etkilenen şehirlerin başında gelen Hatay, Adıyaman, Gaziantep ve Kahramanmaraş'ın toplam 906 köyünde, şu ana dek, 21 bin 515 hasta ve yaralıya sağlık hizmeti sunulduğu da vurgulayan Bakan Koca sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bilindiği gibi, bu görevi, kurduğumuz Gezici Sağlık Hizmeti Birimlerimiz yürütmektedir. 100 ambulansımız halen köylerde sağlık taraması yapmaktadır. Afet bölgesinde 906 aile sağlığı merkezi, 2 bin 940 hekimle hizmet veriyor. Bu merkezlerimizle birlikte, birinci basamak sağlık kurumu sayısı 1000'i aşıyor. Sadece bu birinci basamak sağlık kurumlarımızda bugüne dek 220 bin 799 hastayla ilgilendik. Çadır kentlerde, depremzede vatandaşımızın hemen yanı başında, 94 sağlık merkezi kurmuş ve şu ana dek 7 bin 774 hastaya hizmet vermiş durumdayız. Bir süreliğine çadır veya konteyner kentlerde yaşayacak olan afetzedelerimiz için örneklerini hepinizin bildiği aile sağlığı merkezlerini kurmaya başladık. Yerleşim alanı nüfusuna göre kurulacak olan aile sağlığı merkezleri, tıpkı normal hayattaki örnekleriyle aynı işlevi görecek ve temel sağlık ihtiyaçlarını karşılayacak. Yeri gelmişken şu önemli bilgiyi dikkatinize sunmak istiyorum. Afetten etkilenen illerimizde birinci basamak sağlık hizmeti muayene sayısı ilk 12 günde 962 bin 482'ye ulaşmıştır. Bugünü de tahminen ilave edersek en az 1 milyon muayene diyebiliriz. Bu sayı, devletimizin sağlıktaki gücüdür. 10 ilimiz adına, gönlünüz müsterih olsun. Depremde yaralanıp tedavi altına alınan hastalarımızın büyük kısmı taburcu edildi. Tıbbi desteğe ihtiyaç duyanlara bu desteği verdik. Başka sebeplere bağlı rahatsızlıkları olan ve tedaviye, bakıma ihtiyaç duyan hastalarımız için gerekli sağlık hizmetleri özenle veriliyor. Sağlık Bakanlığı olarak, afetten etkilenen şehirlerde, şu an öne çıkan görevimiz, halk sağlığını tehdit edebilecek şartlara karşı mücadele etmek, bulaşıcı hastalıkların önüne geçmek, hastaları hızla tedavi etmektir. Örnekler, deprem gibi afetlerden sonra, salgın hastalıkların can yakıcı olabildiğini göstermektedir. İnanıyorum ki, hayat şartları kolay olmasa da alacağımız tedbirlerle birlikte depremzede kardeşlerim de riske karşı hayata sarılacaklar. Suyun sağlıklı olması halk sağlığının başta gelen şartlarındandır. Bu amaçla afet bölgesinde, halk sağlığına yönelik çalışmalar kapsamında bakanlığımızca, şebeke suyunun gittiği yerler ile birlikte tankerle su verilmekte olan toplam bin 181 noktada klor ölçümü yapılmıştır. Afetin ilk gününden itibaren, deprem bölgesinde 8 bin 379 noktada bakiye klor ölçümü yapılmış, 6 bin 832 noktada bakiye klor oranı uygun, bin 547 noktada ise bakiye klor oranı yetersiz bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar üzerine, içme suyu olarak şişelenmiş suların kullanımı için çalışma başlatılmış, tankerlerle getirilen kullanım sularının da klorlanması yoluna gidilmiştir. Çevre temizliğinin sağlanması ve çadır kentlerde ihtiyaçlar için kullanılan ortak alanların bulaşıcı hastalıklara yol açmasının önlenmesi, atıkların toplanması halk sağlığı ve bulaşıcı hastalıkların, salgınların önlenmesi açısından son derece önemlidir. Tüm çadır kentlerimize halk sağlığı uzmanı görevlendirilmiştir, sağlık risklerinin kontrolü sağlanmaktadır. Salgına meydan vermemek, kurumların aldığı tedbirlerin yanı sıra, hijyene vereceğimiz önemle her birimizin görevidir. Bu bilgilerle birlikte, şu bakımdan müsterih olmanızı isterim: Afet bölgesinde olası bulaşıcı hastalıklarla ilgili riskler, bilimsel adı Sürveyans Sistemi olan erken uyarı sisteminin kurulması ile şu an kontrol altındadır. İshalli hastalıklar, döküntülü hastalıklar, sarılık, grip benzeri hastalıklar günlük olarak takip edilmekte, hastalık sinyalleri izlenmektedir. Halen sürdürülmekte olan sağlık taramalarında 5 bin 746 kişide barsak enfeksiyonuna, bin 483 kişide döküntü hastalıklarına, 103 kişide sarılığa, 61 bin 880 kişide grip benzeri hastalıklara rastlanmış ve tedavilerine hemen başlanmıştır. Solunum yolu hastalığı olan hasta sayısı yüksek olmakla birlikte bu tehdit edici değildir, hastalarımıza ilaçları teslim edilmiştir. Deprem şehirlerinde acil işlerimizden biri, gerekli aşıların yapılması olmuştur. Enkaz altından çıkarılan birçok yaralımız için zaruri olan, kesik ve yaralardan bulaşan tetanos hastalığına karşı gerekli aşılamalar yapılmaktadır."
BU ŞEHİRLERDE İNSAN RUHU HASAR GÖRDÜ
Deprem bölgesi insanlarının bir travma yaşadığını da anlatan Bakan Koca, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu şehirlerde insan ruhu hasar gördü. Başlattığımız ruhsal ve psikososyal destek hizmetlerinde 44 bin 200 kişiye ulaşmış durumdayız. Bu 10 şehirde vermekle yükümlü olduğumuz hizmet çok büyüktür. Bu acı günlerde yaşanan sevinçlerden de söz etmek isterim. Deprem bölgesinde, afetin ilk gününden bugüne dek, 6 bin 447 bebek dünyaya geldi. Her doğan çocuk bir umuttur. Dünya, doğan her bebekle adeta yeniden kurulur. Onlara hayırlı, uzun ömürler diliyorum. Yeni doğan bebeklere ve annelerine gerekli sağlık hizmeti aksatılmaksızın verilmektedir. Bölgede gebe izlem sayısı 10 bin 489, lohusa izlem sayısı 10 bin 56, bebek izlem sayısı 37 bin 586'dır. Yenidoğan tarama kapsamında 10 bin 113 topuk kanı alınmış ve 5 bin 152 bebeğin SMA taraması yapılmıştır. 154 bin 212 doz aşı ile de çocukluk çağı bağışıklama hizmetlerine devam edilmiştir. Görüldüğü gibi rutin ama önemi büyük sağlık hizmetlerimiz aynen sürdürülmektedir. Bakanlığımızın çalışanı kahramanlarımıza, UMKE gönüllülerine birkaç cümle ayırmak istiyorum. Profesyonel gönüllü gücün ne büyük güç olduğunu bu afette tüm ekiplerde gördük. 10 ilimiz için göreve koşan tüm UMKE gönüllülerine teşekkür ediyorum. Enkaz altından çıkarılanlara ilk tıbbi müdahaleyi onlar yaptı. Bir yolunu bulduklarında aynı şeyi enkaz altındakiler için yapma cesaretini gösterdiler. Görevleri bitmiş değil. Burada hayat düzene girene kadar çalışmaya devam edecekler. Çadır kentlerde, konteyner kentlerdeler, köylerde sağlık taraması yapıyorlar, ilaç dağıtıyorlar. Depremin ilk gününden itibaren afetle mücadelede il bazında görevli olduğumuz, diğer 9 ilimize verilecek sağlık hizmetlerinin de koordinasyon merkezi olan Hatay, bu depremden en çok etkilenen, yerleşim alanının büyüklüğü ve afetzede sayısıyla ilk günden beri dikkat odağı olan şehirlerimizden biri. Afetzede sayısı yüksek, çadır ve konteyner hayatının da yaygın olduğu bu şehir, deprem sonrası başka risklere açık. Bunun gereği olarak, şu an itibarıyla salgın hastalıklara meydan vermeyecek şekilde hazırlık yapmış durumdayız. İl bazında sorumlu olduğumuz Hatay'da sağlıklı su temini, çöp ve çevre temizliği, kişisel ihtiyaçlar ile ortak kullanılan alanların hijyen işlemleri, ilaçlama çalışmaları başlatılmıştır. Sağlıklı içme suyu temini, çöplerin toplanması ve zararsız hale getirilmesi, çevre temizliği ve ilaçlama çalışmaları konusunda, şehrimiz Hatay'da geniş bir organizasyonu hayata geçirmiş durumdayız. Aralarında Konya, Antalya, Kocaeli, Denizli, Ankara, Bursa, İstanbul ve İzmir gibi büyükşehir belediyelerinin bulunduğu 37 il ve ilçe belediyemiz, üzerinde durduğum üç ana konuda, Amasya Valimiz koordinasyonuyla görev almışlardır. Afet bölgesinde olası bulaşıcı hastalıklarla ilgili riskler, şu an, Sürveyans Erken Uyarı Sisteminin kurulmasıyla, kontrol altında görünmektedir. Kolera ve tifo gibi hastalıklara rastlanmadı. Fakat bir iki ay zarfında havaların ısınmaya başlayacak olması sebebiyle, bölge halkı titizlik içinde, bizler teyakkuz halinde olmalıyız. Bir insan sesi ne büyük anlamlar yüklenebilir ve hayatın işareti ve hatta kendisi olabilirmiş. Arama ve kurtarma çalışmaları boyunca bunu çok derinden idrak ettik. Şu an, enkaz altında hayat emaresi artık azalmış ve umutların sonuna da yaklaşılmış olabilir, fakat bizler arama ve kurtarma çalışmalarına sonuna dek devam edeceğiz. Hatay'ımızda yıkılan 2 bin 947 enkaz binanın her birinde görevimizi eksiksiz şekilde tamamlayacağız. Son çalışmalarını yaptığımız 98 binanın enkazından umarım size yeni iyi haberler verebiliriz. Tarifini yapacak kelimeleri belki çok ileride bulabileceğimiz, belki o zamanlar bile isabetli kelimeleri bulması zor günlerdeyiz. Sayılar belki felaketin korkunçluğunu ifade edebilir ama kayıpların biricikliğini, bir kardeşi, bir anneyi, bir babayı, bir akrabayı ifade etmiyor. Etmesi mümkün değil. Şu günlerde, ancak yardımseverliğin diliyle anlaşabiliyoruz. Fakat devlet aklının, bütün duygularımızı içerdiğini hem de bunların üzerinde, kurucu, inşa edici, toparlayıcı bir güç olduğunu unutmamalıyız. 85 milyon insanımızın 13 milyonunu doğrudan etkileyen bu felaketin açtığı yaraları devlet ve millet olarak kapatacağız. Acılarımızı azaltacak, hayatın kapılarını açacağız. Şu 13 günde bunu gösterdik. Fakat bu felaketin, acısı sonradan artan sıcak yaraya benzediğini de unutmamalıyız. Afet nice hayatları aldı. Geride kalanların çoğunun elinde hayatlarından başka bir şey bulunmuyor. Onların acılarına kardeş olmalıyız."