Bakan Fidan, Kırşehir AK Parti İl Başkanlığı tarafından düzenlenen iftar programına katıldı.
Fidan, Anadolu'da toplumsal hayatın bütün katmanlarına yayılmış, nice büyük değerler yetiştirmiş bu güzel şehirde vatandaşlarla bir arada olmaktan büyük mutluluk duyduğunu, Neşet Ertaş'ın "ozanlar ve şairler diyarı" olarak tanımladığı Kırşehir'de, mübarek ramazanın 9. gününü geride bıraktıklarını söyledi.
Bozkırın tezenesi, Kırşehir’in gururu Neşet Ertaş'ı rahmetle anan Fidan, Anadolu'nun en önemli değerlerinden olan Ahilik geleneğinin de Kırşehir'de vücut bulduğunu aktararak, Ahilik teşkilatının kurucusu Ahi Evran'ı da rahmet ve minnetle yad etti.
Fidan, Ahi Evran'ın, hayatın her alanında ahlakı hakim kılma anlayışını bu topraklarda mayaladığını ve ahlak temelli bu vizyonun bu topraklarda kurumsallaştığını kaydetti.
Ahi Evran'ın "Ahi, dağıtan değil toparlayandır; yıkan değil yapandır" sözüne atıfta bulunan Fidan, kendilerinin 21 yıldır bu ilkeyle hareket ettiklerini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde gerek Türkiye içinde gerek dış politikada her zaman yapıcı olmaya özen gösterdiklerini, kucaklayıcı ve kapsayıcı siyasi çizginin takipçisi olmaya devam ettiklerini aktardı.
"BARIŞ İÇİN, KÜRESEL ADALET İÇİN, ELİNİ TAŞININ ALTINA KOYAN TEK BİR LİDER VAR; O DA SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ"
Fidan, Türkiye'nin 21 yılda, kelimenin tam anlamıyla çağ atladığını, buna herkesin şahit olduğunu söyledi.
Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, dünyayı tehdit eden krizler, çatışmalar ve savaşlar karşısında sağduyunun, adaletin ve vicdanın sesi olduğuna dikkati çeken Fidan, şöyle devam etti:
"Zorlu bir coğrafyada, yaşamsal tehdit arz eden krizlere rağmen başta bölgemiz olmak üzere, tüm dünyada barış ve istikrarın savunucusu olmaya devam ediyoruz. Bakınız, Ukrayna'daki savaşta, iki yılda 500 binden fazla insan öldü. Yıpratma mücadelesine dönen bu savaş, hepimizin hayatını etkiliyor. Bu savaş, küresel planda enerji ve gıda krizi dahil, pek çok problemin tetiklenmesine neden oluyor. Barış için, küresel adalet için, elini taşının altına koyan tek bir lider var; o da Sayın Cumhurbaşkanımız."
Fidan, bazı kesimlerin, Gazze'deki İsrail mezalimi karşısında da ses çıkarmadıklarını hatırlatarak, "Biz Türkiye olarak en başından beri şunu söyledik: Gazze'de derhal ateşkes sağlanmalı. İnsani yardımlar kesintisiz şekilde bölgeye girebilmeli ve artık adalet tecelli etmeli. Filistinli kardeşlerimiz, Doğu Kudüs'ün başkent olacağı egemen devletlerine kavuşmalıdır." dedi.
Bugün birkaç ülke hariç bütün dünyanın derhal ateşkesin sağlanmasını ve iki devletli çözümü benimsediğini gördüklerini belirten Fidan, bütün bu çağrılara rağmen İsrail ve destekçilerinin, mübarek ramazan ayında dahi ateşkese yanaşmadıklarını, Gazze'yi, çoluk çocuk demeden topyekun hedef almaya, yerlerinden edilen insanları açlıkla cezalandırmaya devam ettiklerini vurguladı.
Fidan, bu ortamda, ateşkesin sağlanmasına ve insani yardımların ulaştırılmasına yönelik çabalarını var güçleriyle sürdürdüklerini ve Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerinin yanında olduklarını, haklı mücadelelerinde, sonuna kadar onların destekçisi olacaklarını aktardı.
Her meselede, doğrudan ve adaletten yana olduklarını vurgulayan Fidan, bunu Karabağ meselesinde gösterdiklerini ve Karabağ'daki işgalin son bulduğunu hatırlattı.
Fidan, geçen hafta Bakü'de Gürcistan ve Azerbaycan'la üçlü toplantı gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, "Güney Kafkasya'da barış ve güvenlik için aralanan tarihi bir fırsat penceresi var. Azerbaycan ve Ermenistan’ın bu tarihi fırsatı iyi değerlendireceklerine, müzakereleri bir anlaşmayla taçlandıracaklarına inanıyorum." diye konuştu.
Azerbaycan'la işbirliğinin Türk Devletleri Teşkilatı nezdinde kurumsallaşarak devam ettiğini, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) dahil bütün Türk devletleri olarak entegrasyonu hızlandırma, savunma dahil her alanda daha fazla bütünleşme arzusunda olduklarını belirten Fidan, son olarak ortak yatırım fonu kurduklarını, ekonomilerin de bütünleşmesi yönünde kararlı adım attıklarını kaydetti.
"ÜLKEMİZ VE BÖLGEMİZ ÜZERİNDE OYUN OYNANMASINA ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"
Fidan, güçlü bir Türkiye'nin varlığının ve Türk devletlerinin tek çatı altında birleşmesinin çok daha geniş bir coğrafyadaki soydaşları da mutlu ettiğini, onlara özgüven verdiğini söyledi.
"Bugün, Balkanlar’da 30 yıl önceki tarifsiz acılar artık yaşanmıyorsa bu, güçlü bir Türkiye sayesindedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki bölgeyi sahiplenen barışçı politikalar sayesindedir." diyen Fidan, 21 yıldır olduğu gibi, ilerleyen süreçte de Türkiye'nin egemenliğine, huzur ve istikrarına daima sahip çıkacaklarını aktararak, şöyle devam etti:
"Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde oyun oynanmasına asla müsaade etmeyeceğiz. FETÖ, PKK, DEAŞ gibi terör örgütlerinin, sadece milletimizin değil, bölgedeki kardeşlerimizin huzuruna kastetmesine de izin vermeyeceğiz. Bu stratejinin son zamanlardaki en somut adımını, geçtiğimiz günlerde Irak'la attık. Iraklı muhataplarımız ilk defa PKK'nın Irak'ın çıkarlarına aykırı hareket eden bir 'yasaklı örgüt' olduğunu tescil etti."
Fidan, milli şahlanış döneminde olduklarını, bunun merkezden yerele, topyekun şahlanış olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki hükümetlerin bugüne kadar Kırşehir'in güçlü olması için her tür imkanı seferber ettiğini, daha fazlasını yapacaklarını dile getiren Fidan, Kırşehir'in çok daha iyi hizmetlere layık olduğunu vurguladı.
Fidan, merkezle, Ankara'yla daha uyumlu çalışan yerel yönetimin, bu şehirde fark yaratacağını, etki bırakacağını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Biz bu yüzden, Cumhur İttifakı olarak, çok değerli bir kardeşimizi, Dr. Osman Arslan'ı sizlere emanet ediyoruz. Osman Bey, Kırşehir'in gerek siyasi gerek ilmi hayatında her zaman sorumluluk üstlenmiş bir dava arkadaşımız. Kendisi, bizlerle, sizlerle uyum içinde, bu güzel şehir için gece gündüz ter dökmeye adaydır. Osman Bey, Kırşehir'e Belediye Başkanı olarak hizmet için sizden yetki istiyor.
En doğru kararı vereceğinize eminim. Her ne olursa olsun, bu vatan için, bu millet için, Kırşehir için taş üstüne taş koyan, güçlü Türkiye davasına omuz veren herkesten, Allah razı olsun.
O yüzden Ahi Evran'la başlamıştık, müsaadenizle yine onunla bitirelim: Gelen gelsin saadetle, giden gitsin selametle."