Londra’da yayınlanan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından finanse edilen el-Arab gazetesi, Suudi Arabistan’a hakaret etmeyi sürdürüyor.
Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in onayı olmadan Suudi Arabistan veya bir başka Körfez ülkesi aleyhinde tek satır dahi yazamayacağı bilinen gazete, geçenlerde yayınladığı bir makalede el-Ula Zirvesi’nde imzalanan ve Katar’a uygulanan ambargoyu sona erdiren anlaşmanın başarısız olacağını öne sürmüştü.
Aynı makalede “Katar ne zaman verdiği sözlere bağlı kaldı? Ayrıca Suudi Arabistan Körfez’den Irak’a, Yemen’e, Türkiye’ye ve İran’a kadar ne zaman bir dış gücün desteği olmadan başarı elde edebildi?” şeklinde ifadelerle Suudi Arabistan “tek başına hiçbir şey beceremeyen ülke” olarak tasvir edilmiş ve aşağılanmıştı.
Muhammed bin Zayed’in gazetesi son olarak Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın “akıllı kentler inşa etme” projesiyle dalga geçti ve Suudi Arabistan toplumuna hakaret etti.
Gazetede “Akıllı kentler inşa etmek toplumların da akıllı olacağı anlamına gelmiyor” başlığıyla yayınlanan haberin üzerinde Riyad’ın fotoğrafı yer alıyordu.
Doğrusunu söylemek gerekirse bu tespit BAE’nin kendisi için daha çok geçerli.
Haberdeki Riyad fotoğrafını kaldırıp yerine Dubai’nin fotoğrafını koysanız kimse yadırgamaz.
Fakat konu o değil…
BAE’nin Suudi Arabistan toplumuna ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın projelerine hakaret etmesine rağmen Riyad üç maymunları oynuyor.
Türkiye’ye ve Katar’a saldırırken adeta aslan kesilen yönetime yakın isimler, BAE’nin hakaretlerini duymamış ve görmemiş gibi yapıyor.
Oysa Kuveyt, örneğin, aynı gazetenin Kuveyt Emiri Nevvaf el-Ahmed el-Câbir es-Sabah hakkında kullandığı çirkin ifadeye anında tepki göstermiş ve BAE Dışişleri Bakanlığı’nı açıklama yapmak zorunda bırakmıştı.
Suudi Arabistan’ın sessizliğinin sebebi BAE’nin Suudi Arabistan’daki nüfuzunun güçlü olması ve Riyad’ın son yıllarda Abu Dhabi’nin ekseninde hareket etmesi olabilir.
Suudi Arabistan medyası, birçoğu Abu Dhabi’yi Riyad’a tercih edecek BAE hayranlarıyla dolu.
Bu bir…
İkincisi, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın ülkenin fiili yöneticisi haline gelmesiyle birlikte Suudi Arabistan tamamen BAE eksenine kaydı.
Riyad’ın kararları adeta Abu Dhabi’de alınır oldu.
BAE’nin hatırına birçok ülkeyle ilişkilerini bozan Suudi Arabistan yönetimi aylardır halkına “Suudi Arabistan demek BAE demek ve BAE demek Suudi Arabistan demek” şeklinde propaganda yapıyordu.
Şimdi BAE’yle ilişkilerini bozarsa bunu halka nasıl açıklayacak?
Öyle bir şey yaşanırsa, BAE’yle birlikte düşmanlık ettikleri çevrelerin kıs kıs gülmeleri Riyad için en kötüsü olacak.
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) 41’inci Liderler Zirvesi’nde Katar krizini bitiren anlaşmanın imzalanmasından sonra BAE ve Suudi Arabistan arasına kara kedi girmiş gibi.
Ufukta Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın çeşitli vaatlerde bulunarak Dubai’deki şirketleri Riyad’a davet etmesi gibi BAE’nin Suudi Arabistan’a kızmasını gerektirecek daha başka gelişmeler de görünüyor.
Bu arada, Arap kamuoyu şu soruların cevabını merak ediyor:
BAE’nin Suudi Arabistan’a yönelik hakaretleri sürecek mi?
Riyad bu hakaretlere daha ne kadar sessiz kalacak?