Babamızın ardından

Dr. Ramazan Tuzla
Doğum ile ölüm arasında geçen ve herkes için kader dairesinde belirlenen süredir hayat.
 
Benim babam da kader dairesinin belirlediği bu hayatı tamamlayarak edediyete irtihal etti. Makamı ali, mekanı cennet olur inşallah.
 
Binbir zorluk ile geçmiş 76 yıllık hayatını hep seccade başında geçirmemiştir ama can emanetini seccadesinde teslim etmiştir.
 
Seccadesinin üzerinde soğumuş bedenini ellerimle tutmasam, başkasından dinlesem inanmakta zorlanacağım bir ölüm ile veda etti bu hayata, kalender babam.
 
Babamı en iyi tanıyan insanlardan biri olduğum yönündeki düşünceme karşılık, babamın seccade üzerindeki vefatı ile Mevla sanki bize derin bir mesaj vermiştir ve 'kimde, hangi cevherin gizli olduğunu hakkıyla yalnızca ben bilirim' demiştir.
 
'Harabat ehlini hor görme zakir,
Defineye malik viraneler var.'
tavsiye ve sillesine, babamın ölümü ile muhatap kılındık, desem yanlış olmaz.
 
Toros Dağlarının insan denediği yıllarda hayat mücadelesi vermiştir babam. Çalışmaktan değil çok çalışmaktan haz alan bir beden ile ömür sürmüştür. Bedenini çok yıpratmıştır ama pes etmemiştir.
 
Aklın kabul edemeyeceği imkansızlıklar karşısında, yine aklın kabul edemeyeceği bir kanaatkarlık ile duruş sergilemiş ve bir deli yürek olarak bu dünyadan göçmüştür.
 
Hayatı deli dolu yaşamış, servet biriktirmemiştir. Günlük iaşesini kazanmak, yüzünü güldürmeye yemiştir. Kazancını, yirmi yıl önce bıraktığı sigara dışında yanlış bir yere harcamamıştır.
 
Türkiye'mizin zor yılları olan 70'lerde üç kez Almanya'ya gitmiş. İşçi olamamış, ecnebi toprağını yurt edinememiş. Döndüğü zaman kazancını kardeşlerine teslim ettiğini anlatırdı.
 
Bir meslek sahibi değildi. Serbest meslek tabirini en çok da babama yakıştırırdım. Alamanyacılıktan antikacılığa, dericilikten kasaplığa, çiftçilikten balcılığa kadar bir çok sahanın ruhunu okudu.
 
Eski toprak, tabirinin son temsilcilerinden biri idi babam. O da toprak oldu. Rabbim gani gani rahmet eylesin.
 
Bazen eli haraplaşırdı, bazen dili. Haraplaşan dilinden nasibini alanlardan biri de fetönün elebaşı idi. O şeref yoksununa herkesin 'hoca' diye baktığı ikibinli yıllarda, babam fetoya küfrederdi. Babama bu hakkını teslim etmek, benim vazifemdir.
 
Öfkesi sadece dilinde ve elinde idi. Bu öfkenin kalbine indiğine, kine dönüştüğüne hiç şahit olmadım.
 
Babam, kesinlikle melek gibi yaşamadı ama ölüm meleği babamızın canını seccadesinde aldı. Böyle bir ölümün herkese nasip olmayacağı aşikar iken, böyle bir ölümde, babamın, öfkesini kalbine indirmemesinin, kimseye karşı kin duymamasının etkisi olduğunu düşünmek istiyorum. En doğrusunu Allah biliyor.
 
Üstad Necip Fazıl, en güzel ölümü iki dize ile ölümsüzleştirmiştir:
'Allah bir demektense ecel teri dökerken,
Ölüversek beklenmez anda Allah bir derken.'
 
Annemizi ameliyat ettirmek için çaba sarf ederken, babamızı evde bekçi olarak bırakmıştık. Günümüzün vebası korona da bulaşmadı babama. Ölümüne işaret hiçbir emare de yoktu. Annemizi iyileştirmeye çalışırken, beklemediğimiz bir anda babamızı kaybettik.
 
Babam, tam da Üstad'ın dizelerine nazire bir ölüm ile bu dünyadan göçtü.
 
Böyle bir ölüm, biz evlatlarının vazifesini bir kat daha artırmıştır. Din diyanet derdi olmayan, yalnızca gördükleri ile kulluğunu yapmaya çalışan babamın ölümü seccade üzerinde olmuşsa, bize, varsa bundan daha iyi bir ölüm ile ölmek birinci vazifedir. Rabbim, bu uğurda, inayetini üzerimizden eksik etmesin.
 
Madeni mirası olmayan babamın, seccade üzerindeki ölümünün bize yaptığı en medeni vasiyeti de yine, seccade üzerindeki bir ölümden daha güzel bir ölüm ile ölmektir.
 
Babam adına, bir şekilde hukuku olan herkesten helallik diliyorum. Bizim bilmediğimiz bir borcu için, muhatabın şahsıma ulaşmasını istirham ediyorum. Gazetemizde, benim adıma her türlü bilgi mevcuttur.
 
Şu zor zamanda acımızı paylaşan dostlarımıza en kalbi şükranlarımı sunuyorum.
 
Babamı toprağa verdiğimiz gün annemizi ellerine emanet ettiğimiz beyin cerrahı doktorumuz Doç. Dr. İlker ÇÖVEN Hocamıza da, gösterdiği kalenderlik, gerçekleştirdiği ameliyat ve sergilediği hamiyetperverlik için çok teşekkür ediyorum.
 
Son mücadelemiz, babamızın vefatını annemize duyurmak için geçecektir.
Bu uğurda dostlarımızdan dua talep ediyoruz.