Tarihler 8 Haziran 1992’yi gösterdiğinde, Azerbaycan siyasi hayatında, bağımsızlık sonrası ilk Cumhurbaşkanlığı Seçimi gerçekleşti. Seçimi, halkın güçlü desteğini alan Ebulfez Elçibey kazandı. Bağımsızlığını yeni kazanan halk, bir taraftan Rusya’nın yeni işgal planları, bir taraftan Karabağ’daki Ermeni işgalleri, diğer taraftan da, çöken ekonomi altında eziliyordu. Elçibey kendini halka ispatlamış, milletini seven ve milletinin güvenini kazanmış bir liderdi. Bu sebepten, halk görevi Elçibey’e verdi.
Elçibey’in önünde çok zor bir süreç vardı. Buna rağmen ülkede “devrim” sayılacak ilkler gerçekleştirdi. Elçibey zamanında dağınık halde olan Azerbaycan Milli Ordusunun temelleri atıldı. Karabağ’da savaşan ordu, yeniden düzenlenmeye başlandı. Bunun neticesinde Karabağ’daki ermeni ilerleyişi durduruldu. Bazı mıntıkalar yeniden Azerbaycan’ın eline geçti. Ekonomiyi kalkındırmak için yeni hamleler yapıldı. Azerbaycan’ın milli para birimi olan Manat tedavüle çıktı. Ekonomi, Elçibey zamanında %100 arttı. Eğitimde esaslı adımlar atılarak Latin alfabesine geçiş yapıldı. Üniversite sınavlarında test usulü uygulanmaya başladı. Seçkin gençler yurtdışına eğitim almaya gönderildi.
Azerbaycan’da tüm bu olumlu gelişmeler yaşanırken, bunlardan rahatsız olan dış istihbaratlar harekete geçerek, Azerbaycan’ı karıştırmaya çalışdılar. İçerden satın aldıkları elemanlar ile Azerbaycan’ın bağımsızlığını ikinci kez tehdit etmeye başladılar.
Karabağ’da savaş devam ederken, Azerbaycan’da dış istihbarat örgütlerinden emir alan bazı şahıslar, ülkenin çeşitli bölgelerinde karışıklık çıkarmaya başladılar. Bunların en tehlikesi Gence’deki Suret Hüseynov’du. Karabağ’daki başarıları sebebiyle “Azerbaycan Ulusal Kahramanı” adına kadar yükselen bu şahıs, bölgedeki Rus askerlerinin çekilirken ona bıraktığı silahlar ile başına buyruk hareketler yapmaya başladı. Emrindeki büyük bir askeri birliği Karabağ’dan çeken Hüseynov, Azerbaycan Hükümetinin emirlerine karşı çıktı. Bu karışıklıklardan istifade eden Ermeniler, 2 Nisan 1993 yılında Kelbecer şehrini işgal ettiler. Bu bahane eden Suret Hüseynov, Bakü’ye, Elçibey hükümetini tanımadığını beyan eden yazı gönderdi. Bunun üzerine Azerbaycan Hükümeti, Hüseynov’un derhal silah bırakması ve emrindeki birliklerin Ağcebedi şehrine taşınması yönünde karar aldı. Fakat, bu emri tebliğ ve icra etmek için Bakü’den gönderilen şahıslar, Süret Hüseynov tarafından Gence’de alıkondu.
Olay üzerine harekete geçen Azerbaycan Hükümeti, isyanı bastırmak için Gence’ye askeri birlikler gönderdi. 4 Haziran 1993 yılında Gence’de isyancı Hüseynov’un birliğine karşı savaşan Hükümete bağlı birlikler mağlup oldular. Böylece 4 Haziran 1993 tarihi Azerbaycan siyasi hayatına kara leke olarak geçti. Kardeş kavgasında toplamda 35 kişi hayatını kaybetti.
Bu olaydan moral bulan Hüseynov, askeri birlikleriyle Bakü üzerine harekete geçti. Azerbaycan’ın bağımsızlığının tehlikeye girdiğini gören Elçibey yaşanan olaylar üzerine meseleyi halletmek için, Haydar Aliyev’i Nahçivan’dan Bakü’ye çağırdı.
4 Haziran 1993 Gence İsyanı sonucunda Elçibey, kardeşkanı dökülmemesi için 17 Haziran 1993 tarihinde Bakü’den Nahçivan’a gitti. Onun görevleri de Parlamento tarafından Haydar Aliyev’e verildi.
Aliyev, ilk olarak isyancı komutan Suret Hüseynov’a, Azerbaycan Başbakanlığını vererek isyanı durdurdu. Ardından onu gücünü kırarak tüm orduyu Milli Orduya bağladı. Tüm bunlar olduktan sonra da Suret Hüseynov’u Vatana İhanetten yargılatarak müebbet hapis cezası almasını sağladı.
4 Haziran 1993 tarihi, Azerbaycan Siyasi Tarihi için kara bir lekedir. Ancak, bizim işimiz bu olayı kapatmak değil, aksine bundan ders alarak bir daha yeni “4 Haziran”ların yaşanmamasını sağlamaktır. Tarih de gerçekte bu değimlidir?!