Öyle doluyum ki anlatıp içimdekileri dökmem gerektiğini düşündüm. Bismillah diyerek başlayım.
Neden bir kadın olarak birilerine muhtacım? Bu çok büyük bir haksızlık. Muhtaç olma, kendi ayaklarının üstünde dur dediğinizi duyar gibiyim. Peki bu bana mı bağlı?
Kısaca anlatıyım başımdan geçenleri…
Liseyi bitirdikten hemen sonra çalışma hayatına başladım. Ailem çalışmama karşı çıksa da benim ısrarım üzerine bir şirkette çalışmaya başladım. On sekiz yaşımdan yirmi beş yaşıma kadar çalıştım. Her şey güzeldi. Ailem parama hiç karışmıyor, bol bol harcıyordum. Koluma da bilezikleri sıralıyordum. Çeyizimi de yeniledim. Bir evi tamamen döşeyecek eşyam vardı. Evliliğe hazırdım. Nitekim yirmi altı yaşımda da evlendim. Tüm birikimlerim, İşten ayrılma tazminatım ve kocaman bir aşkla yeni bir şehirde yeni bir insanla yeni bir hayata başladım. Şükürler olsun ki dört tane pırlanta gibi evlatlarım oldu.
Ama yirmi yılın sonunda ayrılma kararı aldık. Böylelikle savaş başladı. Savaş diyorum çünkü onca yıl beraber iyi kötü her şeyimi paylaştığım biriciğim, sevdiceğim olmuştu en büyük düşmanım.
Tanımıyordum onu artık, tamamen yabancı biriydi bana. Nasıl bu hale gelebildik? Hiç mi hatır kalmamıştı? Cevabı yok.
Yirmi yıl önce işimden ayrılmasaydım çoktan emekli olmuş; ev, araba gibi maddi yükümü de tutmuştum. Ama şu an bir ev tutup kirasını ödeyebileceğim, çocuklarımla yaşam sürebileceğim bir gelirim yok.
Bir buçuk yıldır ayrıyım, hem bir zamanlar sevdiğim dediğim hayat arkadaşımdan, hem çocuklarımdan…
Dava devam ediyor.
İnsan böyle şeyler yaşayınca her şeyin ne kadar boş olduğunu görüyor, ne için ömürlerimizi heba ettiğimizin farkına varıyoruz. Boşuna sevmiş olma düşüncesinin, boşuna güvenmenin yarası hiç kapanmıyor.
Sen çabalamış, uğraş vermişsin bardağı doldurmak için. Ama bardak çatlamış su sızıyor ve içinde su kalmıyor. Anlam veremiyor, hazmedemiyorsun.
Eminim geçmişe dönebilseydik çoğumuz dönüp şimdiki aklımızla hareket eder şu an yaşadığımız hayatın içinde olmazdık. Çok daha farklı yerlerde, farklı insanlarla bir hayat sürüyor olurduk. Ama mümkün değil.
Geniş kapsamlı düşününce de çelişki yaşayıp ben olsam yine aynı şeyleri yapardım diyorum. Çünkü ben her zamanki benim. Yine aynı bakar, yine aynı görür, yine aynı severdim.
Yaşamamız gereken şeyleri yaşıyoruz işte.
Yeniden çiçek açmak için yaşamanız gereken bir kış var, o kış sert mi, çetin mi, yoksa yumuşacık bembeyaz karlarla mı geçer göreceğiz. Baharlara kavuşmak umuduyla.