Terör, hangi ismi kullanırsa kullansın ve hangi amaçla yapılırsa yapılsın hep bir ihanet duygusu ve gayri meşru yapılarla işbirliği imkânı arar. Dünya insanının terörden korkma sebeplerinden biri, bilmediği bir nedenle ve taraf olmadığı bir kavgada hayatını kaybetme ihtimalidir. Bu ihtimal güçlendikçe insan, iç huzurunu ve güven duygusunu kaybeder.
Avrupa, bu toprakların terörden çektiğinden çok çekmiş değil. Lakin Avrupa için terör aynı zamanda alışılmış bir duygunun tezahür etmiş halidir. Avrupa terörden çok korkar, çekinir, ürker ama ürktüğü ve çekindiği terör kendi toprağında olandır. Kendinden başka bir coğrafya da başka bir ülke de ağa babası da yürüse terörün, o terörden ürkmez, çekinmez ve hatta bu olaydan çıkar sağlama yoluna gider.
Avrupa insanı, yüzyıllar boyu kapitalizm ve onun ürettiği medeniyetin inşasında hem önemli bir rol aldı hem de kapitalizmin yürüteni olarak payanda vazifesi gördü. Bu süreç her ne kadar çetin ve zahmetli geçmiş olsa da kapitalizmin getirdiği tüketim ve rahat yaşama imkânları, Avrupa insanının ürkekliğini, korkaklığını sanal bir örtüyle örtmüş oldu.
Avrupa, bir taraftan bilim ve teknoloji alanında hızla ilerlerken, diğer yanda kurduğu dünyaya kaynak arayışına girdi. Bu kaynağı, gerek insan gücü gerekse mümbit toprakları yönüyle doğuda buldu. Talan etti, sömürdü, yok saydı daha da öteye giderek inançlarıyla da doğuya yön vermeye çalıştı. Bu cihetten bakıldığı zaman terörist bir zihniyetin aslında Avrupa kafasıyla nasıl da uyumlu olduğu anlaşılmış olmalı.
Kurulan gizli örgütler, kukla yönetimler, askeri ve sivil müdahaleler ve elbet ekonomik darbeler yasal ve legal olmayan oluşumlara davet çıkarmış oldu. Avrupa bundan çok rahatsız değildi tâki kurduğu düzenin doğurduğu çocukların gelip kendi evinde kendine silah sıktığı vakte kadar…
Terörü sevmiyor olabilir ve bunu alenen deklare de edebilir Avrupa, sevmiyor olması bundan nemalanmıyor anlamına gelmiyor. Çünkü kargaşa ve düzensizlik çok düzenli görünen Avrupa ve onun yaramaz çocuğu Amerika için var olabilme, çarkını çevirebilme fırsatıdır. Bu fırsat kimi ülkelerde ekonomik kriz, kimi ülkelerde insanî dram, kimi ülkelerde hükümet ve yönetim travması olarak görünür. Hemen hepsini yönetebilme güç ve imkânına sahip Avrupa terör ve teröristten azami ölçüde fayda sağlamayı umar.
Terörden bu derece faydalanan ve meyvesini yiyen Avrupa, kontrol edemediği ya da edemiyor göründüğü grup ve oluşumlardan en azından kendi vatandaşı bazında çok ıstırap duymaktadır. Çünkü acıya dayanacak metanet yok denecek kadar az, sabırla karşılama az, çözüm üretme ve uygulama başarısız kalmaktadır.
Avrupa bu zayıflığıyla kendi ülkesinde yaşadığı veya yaşattığı her terör eyleminden sonra feryat etse de vicdanları hep rahatsız kalacaktır. Çünkü onlar terörü kendi ülkelerinde olmadığı zaman sevmeye alışıklardır. Bir kişiye karşın kaç kişi hayatını kaybetmiştir başka bir coğrafyada umurunda değildir ve bizzat bunu kendi çok iyi bilir.