Bugünlerde sokakta sebebini anlayamadığınız bir kuyruk görürseniz; ağzı burnu çikolataya bulanmış, kendini yediklerinin lezzetine kaptırmış birileri yanınızdan geçiyorsa bilin ki çok yakınlarda yeni nesil bir lokmacı açılmıştır. Hani o yağda kızartılıp şerbete bulandıktan sonra sokaklarda hayrına dağıtılan mütevazı tatlı bugünlerde şehrin işlek semtlerinde envai çeşit sosla modern çağın modern bir lezzetine dönüşüyor. Kapısında kuyruklarla bir salgın gibi yayılıyor…
Sanayi üretimindeki değişimden dolayı son dönemde yeme, içme odaklı perakendedeki genişlemenin bir sonucu olarak ortaya çıkan çiğ köfteci ve lokmacı çılgınlığını dijital pazarlama açısından korkutucu boyutlara ulaştı.
Belli yerlerdeki dükkânların değişimi bir mahallenin, bir ilçenin, bir ülkenin, bir dönemin ekonomik durumunun ve tüketim alışkanlıklarının yansımasını ortaya koyan bazı veriler verir. Mahallerde 10 yıl öncesi ile bugün arasında nasıl bir değişim olmuş özetleyim. Pizzacılar, hamburgerciler, börekçiler, pastaneler, lokantalar açıldı. Kimi temalı oldu, kimi de butik tarzda oldular ama hepsine sorsan her biri çok farklı, çok konsept...
Burada net olarak görünen şey, değişimin yeme, içme sektörü odaklı olması. İnsanlar, bir 10-15 yıl öncesine göre yeme, içme odaklı dükkânları ve buradaki ürünleri daha fazla talep ediyor. Bu talep artarak yükseliyor. Bu sebeple, internetten yemek siparişi servislerinin büyümesi yavaşlamadan devam ediyor.
Dönüşümün sebebi…
İlk sebep, toplumsal değişim. Hayatta hiçbir şey sürekli olarak aynı kalmaz. Alışkanlıklar, eğilimler değişim gösterir. Toplumsal olarak değişmeye başladık. Dışarıda geçirdiğimiz süreler ve hazır yemek siparişi verme alışkanlığımız arttı.
Yemek yenen ve bir şeyler içilen mekânlar, insanların sosyalleşebileceği başlıca yerler haline geldi. Birisiyle iş konuşacaksanız, arkadaşınızla buluşacaksanız planınızda mutlaka bir yeme, içme mekânı yer alır. Bu, aynı zamanda nispeten ucuz bir birlikte vakit geçirme yoludur.
İşte, bu ihtiyaçları karşılaması sebebiyle yeme, içme sektörü her geçen gün büyümeye devam ediyor.
Lokmacı furyası bu işin neresinde?
Yeme, içme odaklı perakendedeki yükseliş, ekonomide son yıllarda yaşanan daralmanın ardından bir alt kategorinin daha doğmasına sebep oldu. Tek ürün odaklı küçük dükkânlar. Bu sınırlı sermayesi olan ve kendi işini kurmak isteyen birçok insan için yeni bir fırsat oldu.
Sınırlı sermaye yetiyor, çünkü ürün tek, yapımı ucuz, birim fiyatı ucuz olduğu için kolay satılıyor. Bu işin çılgınlığa dönüşmesi ise insanının belli alanlara odaklı işler yapmak yerine, zaman içerinde ortaya çıkan furyalardaki rüzgârı yakalama çabasından kaynaklanıyor. Bunu, 1850’lerde ABD’de ortaya çıkan Altına Hücum furyasına benzetebiliriz.
Son küresel krizin ve hızlı toparlanma sürecinin de katkısıyla şirketlerinin kemikleşmiş alışkanlıklarını aşarak, kendi işleyiş yapılarını dönüştürmeye ve küresel rekabete uyum sağlama yönünde olumlu bir değişim içine girdiklerini gözlemleriz. Özellikle sermaye ihtiyacı, finans erişiminde ve kurumsal yönetim altyapısında aksaklıklar, nitelikli işgücü ve eğitim gibi sorunların şirket sahipleri ve yöneticilerin hareket alanını ve vizyonunu etkilediğinin göz önünde bulundurulması gerekiyor.
Sonuç olarak;
Asırlık işyerleri bizleri kurtarır
Ekonominin bütünü ve milli gelir içindeki payları dünya ortalamasının çok üzerinde olan aile şirketlerinin bu değişikliğini kurumsallaşma ve saydamlaşma boyutlarına da taşıyarak nitelikli işgücüne ve maddi kaynaklara daha kolay ulaşmayı başarıyorlar.
Aile şirketlerinin dünya çapında gayri safi hâsılanın yılda %70-%90'ını oluşturuyor ve dünyadaki şirketlerin %75'i aile şirketi, aile ya da aileler tarafından kontrol edilen kayıtlı şirketlerin oranının AB'de %50, ABD'de ise %95'in üzerinde.
En eski ve hala ayakta olan Türk şirketi Hacı Bekir Lokumlarıdır. Bu şirketin 1777 yılında kurulmuştur, 1900 yılından önce kurulan ve halen faaliyetlerini sürdüren 18 şirket bulunuyor.
Yaptıkları işte çıraklık, kalfalık ve ustalık dönemi geçirebilen insanlar işlerine sahip oluyorlar ve yıllar boyu marka değeri ile yükseliyorlar. Geçici olarak parlayan sektörlere giren insanlar gerçekte yıllardır çalışan mevcut sektörlere zarar veriyorlar.
İnşaat sektörünün durgunluğu ile birlikte mühendisler müteahhitler tecrübeleri ile güzel restoranlar, kafeler, pastaneler açıyorlar. Dekorasyonlar ve malzemeler çok kaliteli gözüküyor fakat lezzet, sunum ve ortam belirli bir zaman sonra boş kalıyor.
Herkes bildiği işi yaparsa kalite artar, maliyet zamanla azalacak ve süreklilik oluşacaktır.
Kadınlar pazarına giderseniz, Şendağlı’da yağ somunu lezzetini kaçırmayın.