Bu satırları takip eden dostlar hatırlayacaktır. 10 Kasım 2021 tarihli yazımızda, asgari ücretten vergi alınmamalıdır, demiştik.
Hafızalarını tazelemek ve meseleyi teyit etmek isteyen dostlar, ilgili yazımızı gazetemizin internet arşivinden kolayca bulabilirler.
O yazımızdan sonra, yeminli mali müşavir konumundaki bazı arkadaşlarımız bize, devleti batırmak mı istiyorsunuz, anlamına gelen tepkiler vermişlerdi.
Sonra ne mi oldu?
Yazımızdan iki ay sonra 2022 yılı ocak ayı itibariyle asgari ücretten vergi kaldırıldı ve devletimiz batmadı.
Bu yazımızda da bazı arkadaşlarımızı kızdıracak bir teklifimiz var: Yazımızın başlığından da anlaşılacağı üzere teklifimiz, asgari ücretten sigorta primi alınmamasıdır.
Asgari ücrete zam yapılması gerektiğini konuştuğumuz ve tarafların pazarlık yaptığı şu günlerde, asgari ücretliye ve işverene yapılabilecek en büyük destek, asgari ücretlinin sigorta priminin doğrudan asgari ücretlinin maaşına aktarılmasıdır.
3 bin lira gibi önemli bir rakama karşılık gelecek bu destek, asgari ücrete yaklaşık %40 zam yapılması anlamına gelecek ve işveren kanadının şu an razı olduğu %25 zam ile de asgari ücretli rahatlatılmış olacaktır.
Asgari ücretlinin temmuz maaşının 14 bin TL olmasının önündeki tek engel, Türk Devletinin gücünün nelere yetebileceğine inancı olmayan ve sosyal dengenin ne tür fedakarlıkların üzerine bina edilmesi gerektiğini bilmeyen kafalardır.
Aynı kafalar, asgari ücretten vergi alınmamasına da karşı çıkmışlardı. Asgari ücretliden alınmayan vergi, devleti batırmadığına göre ve şu anda işverenleri de zor duruma sokmadan asgari ücretlinin hayat standartlarının yükseltilmesi elzem olduğuna göre, asgari ücretten sigorta priminin alınmaması da devletimizi batırmayacaktır.
Bu yapılırsa, sadece asgari ücretliye zam yapılmış olmayacak aynı zamanda %35 civarında olan kayıt dışı istihdamın sıfırlanmasının da önü açılmış olacak.
İşveren, sigorta primi yatırmak zorunda olmayacağı işçisini kayıt dışı çalıştırmayacağına göre, kayıt dışı istihdamın da yoğun olarak asgari ücret düzeyindeki çalışmalarda gerçekleştiği bilindiğine göre kayıt dışı istihdam diye bir sorundan bahsetmek de söz konusu olmayacaktır.
Olur olmaz zamanlarda çıkarılan ve yazılan metinlerin anlaşılması için işverenlerin profesör olmaları gereken istihdam teşviki uygulamaları da tarih olacaktır.
Ülkemizdeki sosyal dengenin en önemli unsurlarından biri olan işverenlerin devletin üzerinden aldığı yük, yaklaşık 30 milyon insana istihdam sağlanmasıdır.
Bu kadar insana devletin iş ve maaş vermesi söz konusu olamayacağına göre, işverenlerin bu sosyal denge içerisindeki yükleri hafifletilmeli, bu kadar insanın maaşının ödenebiliyor olması bile takdir ile karşılanmalıdır ve merhametten uzak durulmamalıdır.
Devlet, bu merhameti sergilerken, beraberinde şu ciddiyeti de sergilemek zorundadır:
Bir sakız, bir topluiğne bile olsa, üretiminin ve alım satımının kayıt dışı olmasını engellemek için sağlam bir sistem kurmak ve ezberleri bozan kararlar almak zorundadır.
Bir zamanlar şöyle bir şehir efsanesi vardı:
İstanbul ilindeki Tahtakale semtinde sadece kayıt dışı gerçekleşen ticaretin bile, birçok devletin gayri safi milli hasılasına denk olduğu söyleniyordu.
Bunun böyle olup olmadığını, devletin derin hafızası dahil hiç kimsenin bildiğini zannetmiyorum.
Türkiye’mizin ticaret kültürünün ve insanımızın kayıtlı işlem yapma alışkanlığının zayıf olduğunu dikkate aldığımızda, şehir efsanesinin kuvvetli olduğunu düşünmek, doğal olsa gerektir.
Devletimiz, asgari ücretten sigorta primi almamakla, kayıt dışı işlemleri ortadan kaldırmak arasındaki denklemi bir an evvel kurmalı ve alacağı kararın ne getirip ne götüreceğini ortaya koymalıdır.
Öğrenilmiş çaresizliklerin ve ezberlerin hiç kimseye faydasının olmadığı aşikardır.
Topluma dinamizm kazandırmanın yollarından biri de öğrenilmiş olanın aslında bir çaresizlik olduğunu görmek ve eski köye yeni adetler getirmektir.
Bunun yolu da ezberleri bozmaktan geçer.
Ezberleri bozmak için 10 Kasım 2021 tarihinde yazdığımız yazı, bugün aynıyla uygulamaya dönüşmüşse ve devletin batmadığı da ortada ise, bu yazımızdaki teklifimizin de 1 Temmuz 2023 itibariyle uygulamaya geçmesinin önünde hiçbir engel yoktur.
Zaman gösterecektir ki, kayıt dışı ticaret ve üretim faaliyetlerini sonlandıran devletin, kayıt dışı istihdam diye bir derdi olmayacaktır.
Bu kapıyı açan karar ise, asgari ücretten sigorta primi alınmasını sonlandıran karar olacaktır.
Adaletin gereği olarak, tüm çalışanların asgari ücrete kadar olan kazançlarından sigorta primi ya da emekli keseneği alınmaması da beklenen karar olacaktır.
Görelim günler nelere gebe…