İnşaat malzemelerinin başında gelen çimentodaki hızlı fiyat artışlarına yönelik eylem hazırlığında olan İnşaat Mühendisleri Konfederasyonu (İMKON) ve kendisine bağlı 40 dernek; 15 gün sürecek inşaatları durdurma eylemini tüm Türkiye’de eş zamanlı olarak başlattı.
Konya Müteahhitler Birliği üyeleri de bu eyleme dün itibarıyla katılım sağladı. Konya’da da neredeyse bütün inşaatlar 15 gün süre ile çalışmalarına ara verecek.
Müteahhitlerin bu hak arama çabasına açıkçası ben de destek veriyorum.
Çünkü müteahhitler sadece kendilerinin hakkını değil, dolaylı yoldan vatandaşın hakkını da arıyor sayılır.
Maliyetler aşağıya çekilmediği sürece ucuz fiyata konut yapmak çok zor. O yüzden inşaat maliyetleri mutlaka azalmalı.
Azalmalı ki; müteahhitler konut fiyatlarını düşürmeli ve vatandaş ev alabilmeli.
Yoksa hiçbirimiz kolay kolay ev hayali kuramayız…
O yüzden müteahhitlere destek vermemiz gerektiğini düşünüyorum.
İNŞAAT MALZEMELERİNE DENETİM ŞART!
İnşaat piyasasında yaşanan bu sıkıntılar aslında 3 senedir devam ediyor.
2018 yılından bu yana artan enflasyon ve dövizdeki dalgalanmaların üzerine bir de pandeminin sıkıntıları eklenince tüm sektörlerde olduğu gibi inşaat sektöründe de büyük hasarlar oluştu.
Özellikle çimento, demir, doğrama, kapı, pencere, tesisat, hatta sunta gibi malzemelerde yaşanan afaki fiyat artışları maliyetleri çok yukarıya çekti. Bir de büyükşehirlerde had safhada olan arsa eksikliği bu zincire eklenince rakamlar gittikçe şişti.
Haliyle ev fiyatlarına yansıyan bu şişme, hem müteahhitleri ev satamaz ve yeni proje üretemez hale getirdi hem de vatandaşların ev almasını çok güçleştirdi.
Gelinen süreçte, iki yıl önceye göre ev fiyatları ikiye hatta üçe katlandı.
İnşaat malzemelerindeki bu fiyat artışı da tıpkı gıda fiyatlarındaki gibi sert bir denetime tabi tutulmalı. Hoş, gıda fiyatlarında pek denetim ya da düzen olduğu söylenemez ama en azından kısmi de olsa bir baskılama olduğundan söz edebiliriz.
İnşaat malzemelerinde ve inşaatla ilgili sektörlerde de kamu yararı açısından bu denetimin çok sıkı bir şekilde yapılması elzem.
Bundan önceki süreçte dar gelirli ailelerin ev sahibi olması zaten düşünülebilecek bir şey değildi. Ama geldiğimiz süreçte artık orta gelirli ailelerin de ev sahibi olması zorlaştı.
Eğer sıkı bir düzenleme gelmezse bu piyasa koşullarında sadece zenginler ev alabilir.
Bu durum da sosyal patlamalara yol açar!
KİRALIK EV BULURSAN ÖP BAŞINA KOY
İnşaat sektöründe yaşanan bu sıkıntılar kiracıları da zor durumda bırakıyor.
Piyasada ev kıtlığı yaşandığı için ya da insanların ev alacak ekonomik gücü olmadığı için herkes yönünü kiralık dairelere döndü.
Arz ve talep arasındaki bu dengesizliğin ortaya çıkardığı çarpıklık nedeniyle de kira fiyatları tavan yaptı.
Hatta parası olana bile kiralık ev bulmak zorlaştı. Çünkü piyasada ev yok!
Daha üniversiteler açılmadığı halde Bosna Hersek Mahallesi’nde bile ev yok. Bir de öğrenciler geldiği zaman ortaya çıkacak sıkıntıyı düşünün.
Bu durum sadece Konya’ya has bir durum da değil, tüm Türkiye’de şuan konut fiyatlarında ve kiralık dairelerde aynı sıkıntılar yaşanıyor.
Bu gidişat hiç iyi değil.
Devletimizin acilen bu konuya eğilmesi gerekiyor. O yüzden müteahhitlerin taleplerine yönelik çözüm bulunması gerekiyor.
Arsa üretimi, malzeme tedariki, vergilendirme, fiyat politikaları gibi konularda da daha kapsamlı bir çalışma yapılırsa güzel olur.
Ama bu düzenlemeyi sadece müteahhitler için değil vatandaşların da ev almasını kolaylaştıracak şekilde planlamak gerekiyor.
Önümüzde TOKİ gibi muhteşem bir örnek dururken fazla uzağa gitmeye gerek yok. TOKİ modelini özel sektörle biraz daha iç içe geçirebiliriz. Bu modelde, bankalara da belediyelere de bakanlığa da tabi ki çok iş düşüyor.
Hakkımızda hayırlısı olsun…