Son düzlüğe girilirken, ligde artık futbolun sadece sahada oynanmayacağı belliydi. Ligin ilk yarısında İlhan hocanın sessiz sessiz zirve mücadelesi sürdürmek istemesi bunun içindi… Çünkü burası Türkiye ve burada yüksek sesle başarılı olmak çok zor. Ne zaman sessiz ilerleyiş sona erdi. İşte o zaman her türlü dolap dönmeye başladı.
Bazen hakemler direkt olarak gole etki etmemek adına tepki çekmemek için hata yapmaz, eyyam yapar… Yani iki takım arasında karar verirken eşit kararlar vermez, dengeyi kuramaz. Faul standartları, kart standartları sabit ve tutarlı değildir. Alttan alttan yaptığı hamlelerle göstermeden bir takımın kaybetmesi ya da kazanması için içten içe telkinde bulunur. İşte tam da onu yaptı Ali Şansalan… Amilton’un ilk faulü sarıydı elbette ki… İkinci harekette ayağa direkt olarak bir temas yok, belki faulü Gedson bile yapmış olabilir… O sarı kart ise Ghuilerme’ye yapılan ilk yarıdaki hareketin kırmızı olması lazımdı. Çünkü topla hiç ilgisi yoktu rakip futbolcunun ve direkt olarak ayağa darbesi vardı. Maç zaten orada koptu. Konyaspor’un 10 kişi kalmasıyla rakibin cesareti arttı. Düşme hattında özgüven eksikliği yaşayan takıma büyük cesaret verdi o kırmızı kart! 10 kişi kalmasına rağmen 1 puana razı olmayan, kazanmak için mücadele eden Konyaspor, sonrasında geride açıklar vermeye başladı. Gol de kaçınılmaz oldu.
“Maçta şöyle oldu böyle oldu” demenin çok anlamsız olacağı bir yazı olacak bu… Olmalı da… Standardı olmayan hakem kararlarının futbolcuları gerdiği bir atmosferde her türlü tepkinin kaçınılmaz olduğunu de gördük. Gedson, iyi bir futbolcu olabilir. Lakin her pozisyonda kendini yerden yere vurması ve sonrasında hiç bir şey olmamış gibi mücadeleye devam etmesi, hakemi de ne kadar aldattığına işaret… Yerde kıvranırken, diğer futbolcuların yanına gidip “kalkma” demeleri de zaten oyunun diğer parçası…
Olan Rahmanovic ve Amilton’a oldu… İkisi de takımı eksik bırakacak. Amilton 1 maç sonra döner, fakat Rahmanovic sezonu kapattı gibi görünüyor…
Tepkiyi en şiddetli şekilde veren Konyaspor, bu maçı bırakıp önümüzdeki maçlarda hakemi, düzeni, algıları, karanlık planları da yenecek oyunlar oynamalı! Futbolda ekonomisinde milyonlarca liranın hesabının yapıldığı bir durumda, her türlü planın yapıldığını biliyoruz. Taraftarı çok olan takımların kendi hedefleri olmasa bile zorla hedefi olan takım konumuna sokulmaya çalışıldığını da biliyoruz. Çünkü hedefsiz takımların taraftarları yayıncı kuruluşa abone olmaz. Maç izlemez, reklam gelirleri düşük olur. O yüzden taraftarı çok olan takımların bunların planlarına göre daima zirvede olması bu karanlık yapılara kazandırır… Milletin canı yanmış bana ne!