Konya’da kaldırımda yürümektense bayağı bildiğin “uçmak” daha güvenli sanırım.!
Burası Konya… Türkiye’nin en kalabalık şehirler sıralamasında 7. sırada olan. Nüfusunun neredeyse 3 milyona yaklaştığı. 500 bin civarı kayıtlı motorlu taşıtın olduğu. Ortalama her evde 2 aracın olduğu. Medeniyetler Şehri Konya…
Burada yayalar yol verir sürücülere!...
Siz gördünüz mü bilmiyorum ben görmedim desem sanırım haksızlık etmiş olmam. Çok nadirdir nezaketen yayaya yol veren sürücü görmek Konya’da. Vardır. Yok denecek kadar azdır.
“Nezaket sahibi, sabırlı iyi niyetli, saygılı, saygıya değer olanlara selam olsun”
Bütün agresifliği ve pervasızlığıyla sokaklarda. Acelesi var. İnanılmaz! Görsen 3. Dünya Savaşı çıktı sanırsın böyle bir duruma sanırım bir Konya'da birde Tokyo'da rastlarsın. Neden mi Tokyo? 18:30 / 19:30 arası yani mesai bitiminde Ankara Yoluna çık anlarsın ne demek istediğimi. O mahşeri telaş, kalabalık. O bisikletler, motorlu araçlar Tokyo olmasa da Hindistan’la yarışır durumdayız. Aynı durum sabah mesai başlamadan öncede geçerli çık bak hak verirsin.
Yemin ediyorum savaş alanı gibi. Yaya yollarını işgal eden motorlu araçlar, bisikletler. Yayaların ardından onca hızıyla geçen, yayanın ardına gelip saygısızca "heyt-hoyt-şiii-piişşt" diyenler daha neler-neler. Kavga-kıyamet bağıra-çağıra bir telaş ki sorma gitsin.
Peki... binmesin mi bisiklete, motora. Binsin elbette, bana ne kim neye binerse binsinde. Yakışır bir şekilde kurallara uyarak binsin. Yayalara saygı göstererek binsin. Özellikle yaşlı ve çocuklara hanımlara dikkat ederek binsin.
Aynı durum şehrin bir çok bölgesi içinde geçerli sürücüler, otobüsçü, dolmuşçu, taksici ağabeylerimiz çok mu anlayışlı. Değil! En basiti şehrin asayiş haberlerine bakarsanız yüzde 80'i trafik kazası. Sürekli kaza oluyor, sürekli. Bazen de çok ciddi durumlar oluşuyor. Ölümlü kazalar, trafikte taciz edilen bayan sürücüler.
Sürekli her gün kaza oluyor. Yayalara bir gram saygı yok bu şehirde. Bu bizim gerçeğimiz. Medeniyetiyle, uygarlığıyla övündüğümüz milyon liralar harcayıp reklamını yaptığımız bu şehir maalesef saygı ve nezakette sınıfta kalıyor.
Konya'da sıradan bir gün. Bakın Konya sokaklarında yaşanmış bir durum. Ara sokakta 80-100 km hıza ulaşmak için elinden geleni yapan sürücü karşıdan karşıya geçmekte olan yaşlı kadını görmüyor. Bir başkası sürücüye eliyle işaret edip yaşlı kadını gösteriyor. Anlık bir durum. Sürücü istemeden de olsa mecburen bir zahmet hızını kesiyor. Sonra erinmeden, üşenmeden camı indirip onu ikaz eden vatandaşa kızıyor. Kullandığı söz aynen şu şekilde "Sana mı soracağım hangi hızda gideceğimi trafik polisi misin?" diyor. Yaşlı kadının görmediği araç tarafından ezilmesin diye aracı durdurmak zorunda kalan vatandaş "Çağıralım kardeşim trafik polisini kim haklı kim haksız çıksın ortaya" deyince. Basıp gidiyor ardına bile bakmadan.
Trafik kurallarını uyup evine, işine gidip gelen saygı değer insanlarımız yok mu? Elbette var fakat o kadar absürt durumlar oluşuyor ki onlar arada görünmüyor bile. Ne olur yani 10 dakika geç gitsen gideceğin yere. Hem kendinin hem de başkasının hayatıyla oynamasan. Ne olur ne kaybedersin? Kurallara uysak, trafikte daha sabırlı anlayışlı olsak. Ne olur? Ne kaybedersin? Şehrimize, bize, insanlığımıza yakışır davranışlar sergilesek. Ne olur?
Bu sosyal problemi kim çözer bilmem! Fakat bütün şehrin genelini kapsayacak şekilde sosyal farkındalık oluşturulabilir. Hatta kamu spotlarıyla küçük bütçelerle TV’ler, Gazeteler, Bill-Board’lar kullanılarak soruna dikkat çekilebilir. Bazılarının hoşuna gitmese de şehir içinde trafik denetimlerinin, özellikle cezaların ağırlaştırılması gerektiğini düşünüyorum.