Konyaspor, Antalyaspor ile 1-1 berabere kaldı. Taraftar ve spor kamuoyu için karamsarlık ve umutsuzluk devam ediyor.
Omerovic’in takımın başına gelmesinden sonra herkesin takıma bir dokunuşu oldu. Takım toparlanma içerisinde. Eski güzel günlerine dönmekle ilgili ilk işaretlerini aldığını Göztepe maçında göstermişti. Antalyaspor maçı aslında böyle başladı. Daha derli toplu, kendini bilen, daha iyi pas yapan ve savunma özelliklerini ortaya koyan bir takımdı. Tipik bir Aykut Kocaman takımı sahadaydı. Aykut Kocaman ekolünden olan Omerovic’in takımı, önce gol yememek üzerine, sonrasında gol atma mantığıyla oynuyordu. Planladığı gibi de oldu.
İlk yarı top büyük oranda Antalyaspor’a sahipti. Pozisyonlar eşitti. Karşılıklı kaçan goller vardı. Ama Konyaspor, ilk yarının son dakikalarında Nzonzi ile golü attı. Skor üstünlüğünü ele geçirdi. Ve bu 3 puanı alırız diye düşündük. Hocanın da böyle düşüneceğini tahmin ediyorduk. Ama maalesef hoca 80’inci dakikaya kadar oyuncu değişikliği yapmadı.
İlk maçtan hoca eleştirisiyle başlamak istemem. Ancak Moreno gibi bir oyuncunuz varsa, Galatasaray, Fenerbahçe Moreno’yu görüp, plan yapıyorsa Antalyaspor da yapar. Maçta 1-0 öndeyken, topla hızlı çıkacak bir oyuncuya ihtiyacınız varken Moreno’yu oyuna almamanın izahını gerçekten merak ediyorum. Hoca nasıl bir açıklama yapacak bilmiyorum.
10 dakikada 2 oyuncu sarı kart gördü. Erdoğan’ın sarı kartına futbol yorumcularının büyük kısmı aslında kırmızı olabilir dedi. Elinizde Moreno gibi bir oyuncu varsa onu ikinci yarı alırsınız. Rakibi eksiltirsiniz, yorarsınız ve top tutarsınız.
Omerovic’in maçtaki 3 puanın kaybolmasındaki en büyük zaafının Moreno’yu oyuna niye geç aldığını, Yunus Mallı’ya niye bu kadar tahammül ettiğinin açıklaması olacaktı. Bundan sonraki maçlarda bu hataları yapmayacağını düşünüyorum. Zor maçlar olacak. Böyle hataları telafi edecek zamanımız olmayacak. Yol yakınken tedbirlerimizi alalım. En az hatayla mücadele edelim. Küme düşmek gibi bir psikolojiyi üzerimizden atalım. Omerovic hocam senden bunu bekliyoruz.